Davacılar vekili, müvekkillerinin paydaş olduğu 6374 ada 10 parsel sayılı taşınmazda önceki paydaşın payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını, gerçek pay satış değerinin önalım hakkına engel olmak için tapuda yüksek gösterildiğini ileri sürerek, gerçek değer üzerinden davalı adına kayıtlı payın önalım nedeniyle iptal edilerek davacılar adına eşit olarak tescilini istemiştir. Davalı vekili, taşınmazda eylemli paylaşım bulunduğundan bahisle davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacıların bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından 29/04/2021 tarihinde davalı ---- Anonim Şirketinin online satış platformu üzerinden, ---- şirketinden satın alınan ----- plakalı ----- markı/model aracın ayıp bulunup bulunmadığı, bu araçta kullanıma ve fayda sağlamaya engel olacak bir ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp var ise açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu, ayıp olduğunun tespiti halinde bu ayıbın satış öncesi mevcut olup olmadığı, yoksa kullanım sonrası kullanımdan kaynaklı mı olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 23 ve TBK'nın 223. maddeleri gereği ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, aracın ayıplı olduğunun kabulü halinde davacının mahrum kalınan kazanç kaybını talep edip edemeyeceği, bu talebin davalı şirketlere karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği hususlarına ilişkindir.6102 sayılı TTK'nın ticari satış ve mal değişimi başlıklı 23....
Davalı ------ Tarafından ayıp ihbar sürelerinin geçtiği, araçta ayıp bulunmadığı ve tamirin de ayıplı yapılmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı ---------tarafından; garanti süresinin sona erdiği, ayıp ihbar sürelerinin geçtiği ve tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Ön inceleme duruşmasında HMK'nın 31. Maddesi uyarınca davacıdan tazminat isteminin araçtaki ayıp iddiasına mı yoksa tamir işleminin hatalı yapıldığı iddiasına mı dayandığı hususunu açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan ----- tarihli dilekçe ile tazminat isteminin tamir işleminin ayıplı yapıldığı iddiasına dayandığı şeklinde açıklama dilekçesi sunulmuştur....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 14.03.1974 günlü biçimine uygun düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ve 21.02.2007 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalılar lehine tapuda gerçekleştirilen temliki işlemin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve (murisleri adına) tescili istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar, satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca tapuda iyiniyetli malik olarak mülkiyet hakkını edindiklerini söyleyerek davanın reddini istemişlerdir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan murislerin davacılar haricinde başka mirasçılarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiş, ...ilçesi, ...köyü, 92 parselde davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'...
Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi,6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklihde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2008 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davada dayanılan 14.07.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin borç alınan paranın teminatı olmak üzere düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 14.07.2008 tarihli sözleşme borç verilen paranın teminatına karşılık yapıldığından, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
Somut olayda da taraflar arasındaki satıma konu aracın kapısının satış anında boyalı olup ayıplı olduğu iddiasıyla satıcıya karşı eldeki dava ikame edilmiş ise de; davacının dava dışı Nasyonel Şirketine satımı zamanında, aracın dosyanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinin kurulduğu esnada ayıplı olduğuna dair bir delil tespiti bulunmamaktadır. Araç artık üçüncü kişinin elinde iken dava dışı alıcının kendi satış tarihinden sonra tek taraflı olarak düzenlenttirdiği ekspertiz raporunda söz konusu boya tespitinin yapılmış olması da taraflar arasındaki 29/09/2020 Tarihli satım sözleşmesinin kurulduğu sırada ayıp iddiasının delili olarak kabul edilemez. 6502 Sayılı Kanunun 10/1.maddesindeki davacı alıcı lehine olan karine eldeki dosyadaki üçüncü kişiye satıştan sonra olan ve ayıp iddiasının ispatı için sunulan belgenin niteliğine göre de uygulanamaz....
Davacı-davalı ... vekili ise, davacı ...’nın emlakçi olan davalı ...’e noterden düzenlenen 12.10.2006 tarihli vekaletname ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve satımı konusunda genel vekaletname verdiğini, davalı ...’in ...’nın talimatı olmadan dava konusu 429 ada 55 parseldeki payını muvazaalı şekilde işçisi olan davalı ...’e 16.10.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını öne sürerek, 16.10.2006 tarihili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ... duruşmadaki beyanında, ...’nın eşi ...’ın ...’e borcu olduğu için ...’nın dava konusu 429 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’e noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, ancak satış vaadi sözleşmesinde peşin alındığı belirtilen 30.000 TL satış bedelini ise almadığını belirtmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafından davalıya satılan ------- araçta, satış ilanında gösterilmeyen ayıpların bulunduğunu, bu hususta davalıya çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, ayıp onarım bedeli olarak şimdilik ------ ihtarnamenin tarihinden itibaren avans faizi ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davacı vekili, --- tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini ---- yükseltmiştir. TBK.nın "Alıcının Bildiği Ayıplar" başlıklı 222. maddesine göre; "Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur."...
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti gibi taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğu iddiasına dayalı haczin kaldırılması şikayeti de, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK.nın 103.maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya 21.01.2016; kıymet takdiri raporu 20.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve borçlu vekili icra mahkemesine kıymet takdirine itiraz etmiştir. Ayrıca, satış ilanı borçlu vekiline 08.01.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre, borçlunun 05.02.2018 tarihinde icra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurusu, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır....