Davacı tarafından aracın (kendi modeliyle, davalıların elinde bulunmuyorsa bir üst modeliyte) misliyle değişimi, eğer bu mümkün değilse araçta ayıp oranında indirim yapılması talep edilmiş olmakla; kural olarak 6502 sayılı kanunun 11. Maddesine göre tanınan seçimlik hakların terditli olarak ileri sürülmesi mümkün olmamakla birlikte misli ile değişim mümkün olmaz ise ayıp oranında indirim hakkının kanunun açık düzenlenmesinden kaynaklı olarak ileri sürülebileceği, zira madde ile açıkca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Dinlenen tanıkların bedelin ödenmesiyle ilgili görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazın değerine ilişkin duyum ve görüşlerini beyan etmişlerdir. Mahkemeye davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilemez. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Davacının, davaya konu aracı araç alım - satım işiyle uğraşan davalıdan satın aldığı, yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereğince davalının süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, mahkemece keşif ve bilirkişi deliline resen müracaat edilebileceği anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; aracın kilometresinin düşürülmüş olduğu tespit edilmiş ve kilometre düşüklüğü sebebiyle nispi metoda göre bedelden indirim tutarının 3.363,28 TL olduğu belirlenmiş olduğu belirlenmekle birlikte belirlenen diğer ayıplar yönünden ayrıca hesaplama yapılmıştır. Araçta mevcut tüm ayıpların birlikte değerlendirilerek nispi metoda göre bedelde indirim tutarlarının belirlenmesi gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; "TBK’nın 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Huzurdaki dava dosyasında davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir....
Anılan Yasa hükümleri karşısında, dava konusu araçta kilometre sahteciliğine ilişkin ayıp, olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarabilecek bir ayıp değildir. Nitekim, alınan bilirkişi raporlarında kilometre ile oynamanın gizli ayıp niteliğinde olduğu vurgulanmıştır. Mahkememizce, dava konusu aracın ayıplı olması sebebiyle ayıp oranında bedelden indirim yapılması gereken alacak tutarının hesaplanması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. İ.T.Ü ' de görevli Yüksek Makine Mühendisi bilirkişi 05/05/2024 tarihli raporunda, nispi metod yöntemine göre ayıp nedeniyle bedelden indirim istenebilecek tutarın 7.900.00 TL olduğunu hesaplamıştır. Yargıtay 13....
Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesi gereğince, davacının yine 4077 sayılı yasanın 4. maddesine göre aracın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini, ücretsiz tamirini talep hakkı doğar. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar yenilik doğurucu bir haktır. Anılan bu yasa maddesi hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi tüketici, kendisine tanınan seçimlik haklardan sadece birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır. Dosyanın incelenmesinden davacı, 05.11.2013 tarihli duruşmada bedelde indirim seçimlik hakkını kullanmak istediğini ifade etmiştir. Hal böyle olunca davacının talebinin bedelde indirim olduğu da gözetilerek, yapılan tercihe göre, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeden infazda tereddüt uyandıracak şekilde terditli olarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Dava; davacı tarafça davalıdan 2. el olarak satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı tarafça her ne kadar davaya bakmakla tüketici mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülmüş ise de, davalı tarafın araç satışını meslek haline getiren ve ticari mesleki faaliyeti kapsamında aracın satışının gerçekleştiğine dair, dosyada herhangi bir iddia ve delil bulunmadığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesinde usulsüzlük bulunmadığı, bu nedenle göreve yönelik istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır....
Osman Badur tarafından düzenlenen 15/05/2019 tarihli kök rapor ve 19/07/2019 tarihli ek raporda çelişkiler olduğu, araçta gizli ayıp olduğu denildiği halde, davacının beklenen menfaati sağladığının ifade edildiği ve buna rağmen bedelden indirim hesaplandığı, hesaplanan indirim bedeli kök raporda ve ek raporda da yüksek olarak hesaplandığı, onarım bedeli kök raporda 2.850.00TL denmesine rağmen bedelden indirimin, onarım bedelinin 3 katından daha fazla hesaplandığı, yine ek raporda onarım bedeli 2.850....
Davalının bedelden indirim istemi, malın geç teslim edilmesinden doğan zarar ve ayıp iddiasına dayalıdır. Davalı tarafından 25.2.2003 tarihinde düzenlenen reklamasyon faturasında gecikme ve ayıp iddialarına dayalı taleplerin miktarları açıklanmamış global olarak 17.920.502.979.TL'lık fatura düzenlenmiştir. Malların geç teslim edildiği ve ihtirazi kayıtla teslim alındığı anlaşılmaktadır.Ayrıca taraflar arasında imzalanan 11.6.2002 tarihli sözleşmenin (8) maddesinde " gününde yapılmayan ödemeler için aylık %10 vade farkı uygulanır" hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasında vade farkı ile ilgili sözleşme bulunmadığı yolundaki gerekçe doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş davalının malın geç teslimi ve ayıp nedeniyle uğradığı zarar uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenerek ve ödeme tarihleri dikkate alınarak davacının vade farkı alacağı bulunup bulunmadığı saptanıp uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemli olarak açılmış, yargılama sırasında davacı vekili seçimlik haklarını değiştirerek ayıp oranında indirim bedeline hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı; görev ve yetki itirazlarında bulunarak araçta gizli ayıp bulunmadığını, aracın km'siyle davalının oynamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....