KARAR Davacılar, davalıya ait teknenin satışı hususunda 12.07.2005 tarihli sözleşme düzenlendiğini ve 10.000 Euro peşinat verdiklerini, satışa konu teknenin motor seri numarasının ...olmasına rağmen, tonalito belgesindeki motor seri numarasının ...olduğunu, bu hukuki ayıp nedeniyle sözleşmeden caydıklarını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödenen 20.000 Euro'nun tahsilini istemişlerdir. Davalı, davacıya gönderilen tonalito belgesinin maddi hataya dayalı olduğunu, satışa konu teknenin hazır edilmesine rağmen davacıların teslim almadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacılara bir başka tekneye ait tonalito belgesi fakslanmasının maddi hataya dayalı olduğu, sözleşmede kararlaştırılan teknenin hazır edildiği halde davacıların teslim almaya gelmediği, bu nedenle sözleşmeden caymakta haksız oldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, Davanın kabulü ile 10.000,00 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi hesaplanarak davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle sözleşmenin geçersiz olmasının gerekçede belirtildiği nazara alınarak ileri sürülen temyiz sebeplerine göre davalının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, devremülk satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, 31.01.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshi ile ödediği 10.000,00 TL bedelin iadesini istemiş ve söz konusu ihtarname davalıya 10.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda davalı ihtarname tebliği tarihi itibariyle mütemerrit olur....
O halde mahkemece yüklenicinin yaptığı imalâtta gizli ayıp niteliğinde ayıplar olup olmadığı, varsa bunların giderilme bedelleri, yükleniciye süresinde ihbar edilip edilmedikleri ve gerekirse teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı ile ilgili bilirkişilerden rapor alınmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Kanunun “Ayıplı Mal” başlıklı 4 üncü maddesinde, ayıplı mal tanımlanmış ve tüketicinin, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü bulunduğu, böyle bir durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme gibi seçimlik haklarının bulunduğu, imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi verenin ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacağı, kayıtlanmıştır. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, Tüketicinin Avrupa......
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; öncelikle ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ve satın alınan traktör karşılığı satışı gerçekleştirildiği iddia edilen traktöre ilişkin satış sözleşmesinin feshi ve bu şekilde takas edilen traktörün iadesi ve tazminat, mümkün olmaması halinde bedel iadesi ve tazminat istemlerine ilişkindir. Dairemizce öncelikle mahkemenin görevine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2016/9368 E-2016/19340 K, 2018/4820 E., 2018/9376 K....
edilmiş ise de sözleşmenin tamamen feshi halinde ancak bunun talep edilebileceği, zarar ziyan talebi kapsamında ve makinenin halen davacı da bulunması nedeniyle bu talebinin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
T6 KARAR TARİHİ : 03/03/2021 Davacı vekilinin istinaf başvuru talebi üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin velisi olduğu Ali Rüzgar ve Özge'nin eğitim görmesi adına davalı ile sözleşme akdettiklerini, ancak dünya genelinde etkisini gösteren korona virüs sebebiyle örgün eğitime ara verildiğini, daha sonra da okulların açılmaması yönünde karar alındığını, müvekkillerinin velisi olduğu Ali Rüzgar ve Özge'nin davalının vereceği eğitim öğretim hizmetinden faydalanamadığını, bunun üzerine müvekkillerince ödenen eğitim ücretinin iadesi ve sözleşmenin feshi talebiyle davalıya başvurduklarını fakat herhangi bir sonuç alamadıklarını, eğitim öğretim ücretinin iadesi talebine havi ihtarname gönderildiğini fakat davalının ihtarnameye rağmen herhangi bir iade işlemi yapmadığını bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmenin feshinden kaynaklı şimdilik 500...
A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından hak düşürücü nitelikteki ayıp ihbar yükümlülüğü süresine uyulmamış olduğu halde mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, Dava konusu taleplere ilişkin zamanaşımı ve garanti sürelerinin geçtiğini, Davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araca ilişkin bedel iadesi kararının hakkaniyete uygun olmadığını, fakat aksinin kabul edildiğini, iş bu halde davacı tarafın araçtan elde ettiği faydaların mahsubu gerektiğini, Kaldı ki, 13 yıla yakın bir süredir kullanılmış bir araç için bedel iadesine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, zira Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği uyarınca binek otomobillerin kullanım ömrünün 10 yıl olarak belirlendiğini, dava konusu aracın davanın açıldığı tarihte dahi kullanım ömrünün sonuna gelmiş ve günümüz itibariyle de kullanım ömrünü halihazırda tamamlamış bir araç olması sebebiyle bedel iadesine hükmedilmiş olmasının...
teslim almasından kısa bir süre sonra motor ikaz ışığında tekrar arıza meydana geldiğini ve müvekkilinin kazanç kaybına neden olacak süre serviste kaldığını, 10 gün sonra tekrar motor ikaz ışığı yanması sonucu yine servise gönderildiğini ve bu durumun müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini, araçta gizli ayıp olduğunu, davalıların araçtan müteselsilen sorumlu olduklarını, sözleşmenin feshi ile 41000TL bakiye araç bedeli, 8000 TL araca yapılan kazanım bedelinin faizi ile birlikte iadesini, ayıplı ifa nedeni ile araç kiralamak zorunda kaldığından bu süre zarfında yapılan masraflara ilişkin 23.205,88 TL bakiye nakliye kira parası olmak üzere toplamda 72.205,88 TL zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; araçta üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu ve ayıbın devam ettiğinin belirlendiği, taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması nedeniyle BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal yapılması gerektiği, nitekim davacının ticari amaçlı davalıdan sıfır olarak aldığı araçlarda trafiğe çıkışından hemen sonra sürekli olarak çeşitli arızalar meydana geldiği, yoğun trafikte yolcu ve eşya taşımak beklentisiyle alınan bu araçların trafikte arızalanmasının risk taşıdığı, davacının bu şartlar altında araçları kullanmaya zorlanamayacağı, araçlarda meydana gelen arızalar nedeniyle araçların servise alındığı, bu itibarla ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, kaldı ki arızaların garanti süresi...