Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, davacı alacağını satmak isterken kaputunun değişmiş olduğunun tespit edildiğini ileri sürdüğünü, bunu hangi tarihte öğrendiğine ilişkin belge ibraz etmediğini, araçta tekrarlayan, giderilmeyen ve araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran kusuru ayıp üretim ya da servis hatası bulunmadığını, bedel iadesi talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı iddialarının kabulü halinde, araç değişimi veya bedel iadesi yerine, ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım yönünden karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Ağır hasar durumu kullanım amacı bakımından satılanan değerini ve ondan beklenen faydaları önemli ölçüde azaltan bir maddi ayıp niteliğindedir. (Aynı yönde Yargıtay 13. HD'nin 2016/19795 Esas - 2019/9488 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davacı aracın geç çalışma problemi yaşadığını, araç stop ettikten sonra uzun süre çalışmadığını iddia etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporunda aracın 6- 7 denemeden sonra çalışabildiği ve bu sorunun aracın her çalışmasında devam ettiğini tespit ettiğini bildirmesine rağmen araçtaki bu sorunun farklı birçok nedenden kaynaklanmış olabileceğini ve bu durumun ayıp olarak nitelemeyeceğine dair görüş bildirdiği ve mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı imalât nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi ile bu yüzden uğranılan zararın giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece ileri sürülen hususların açık ayıp niteliğinde olup, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan 16.06.2005 tarihli sözleşme ile davalı yüklenici 128.000,00 TL+KDV bedelle davacının sipariş ettiği 8-15 ton/h kapasiteli pelet presi ünitesi makinelerinin yapımı üstlenmiş, sözleşmede yapımı kararlaştırılan eserin teknik özellikleri ve kazanın kapasitesi belirtilmiştir....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava kısmen kabul edilmiş ise de; davanın kısmen kabulü yerine tam kabulüne ve yargılama giderinin tamamının müvekkilinden tahsilinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde dava değerinin 4.077,00 TL gösterildiğini, mahkemece 3.797,00 TL'ye hükmedildiğini, ilk derece mahkemenin yeterli inceleme yapmadan karar verdiğini, üründe kullanıcı hatası ve ayıp bulunup bulunmadığının tespiti yetkili serviste olduğunu, yetkili servisin üründe üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını tespit ettiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise üründe arıza olduğu tespit edilmekle birlikte bu arızanın kullanıcı mı yoksa üretim hatasından mı kaynaklandığı hususunda teknik inceleme yapılmadığını, bilirkişi tarafından yeniden inceleme gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davacının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava, ayıplı mal nedeni ile sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talebine ilişkindir....

    Bu anlamda ayıp, malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması hâli veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da, sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacaktır. 19. Satılan maldaki ayıp açık veya gizli ayıp şeklinde olabilir. Açık ayıplar, ilk bakışta görülebilen veya basit bir muayene ile anlaşılabilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıplar, ilk bakışta fark edilemeyen, sonradan yapılacak detaylı bir muayene ile anlaşılan ayıplardır. Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgilidir ve kullanılmayla anlaşılırlar. 20. TKHK’nın 4/2. maddesinde malın ayıplı olması hâlinde alıcının seçimlik haklarının nelerden ibaret olduğu belirtilmiş olup tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

        hususunda yeterli araştırma yapılmamış olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde bu bedelin tamamının ödenmiş olduğu iddiası ileri sürülmüş olduğundan, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi hükmünün davacı tarafça yapılan ödemelerin tamamını kapsaması gerektiğinden bu hususta yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

          KARAR Davacı, davalıların düzenlediği kampanyadan 14.01.2003 tarihinde 7.000.000.0000 lirası peşin kalan için davalı ...’ın temin ettiği kredi ile 26.000.000.000 liraya araç satın aldığını, aracın 15.5.2003 tarihinde teslim edildiğini, ancak aracın tavanındaki boyalarda çatlaklar oluştuğunu, Tüketici sorunları Hakem Heyetine 19.11.2003 tarihinde yaptıkları başvurunun haklı bulunarak aracın değiştirilmesine karar verildiğini, bildirip sözleşmenin feshi ile ödediği 19.373.000.000 liranın kalan taksitlerin ödenmesi halinde onlarla birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı satıcı, aracın ayıplı olmadığı gibi, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirip davanın reddini istemiştir. Davalı banka davaya cevap vermemiştir....

            Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 23/12/2014 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

              Davalı, sözleşme imzalanmadan önce davacıya deneme süresi tanıdığını ve henüz deneme süresi bitmeden tesisten çok memnun kaldığını ifade eden davacının üyelik sözleşmesi akdekmek istediğini belirttiğini ve 13.01.2009 tarihinde ödeme yaptığını, sözleşmesinin ise 31.01.2009 tarihinden başlatılarak bir yıllık üyelik ücretinin davacı adına fatura 2011/6193-13078 edildiğini, davacı tarafından dava tarihinden önce tesis ile ilgili hiçbir yazılı veya şifahi şikayeti, ayıp ihbarı veyahut üyelik iptal talebinin bulunmadığını, davacı yanın tüm kış boyunca tesisi hiçbir şikayet veya ihbarı olmaksızın kullandığını, sözleşmenin feshinin talep edilmesi üzerine davacıya üç aylık üyelik dondurma hakkınını hatırlatıldığını ancak davacının bunu kabul etmediğini, haksız ve asılsız hizmet ayıbı iddilarına dayanarak sözleşmenin feshi ve bedel iadesi taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu