Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu halde mahkemece yapılması gereken iş; aracın davacının elinde olduğu gözetilerek öncelikle davacı vekilinin sunmuş olduğu ek garanti belgesi ile ilgili tüm kayıtların davacı ve davalıdan okunaklı şekilde istenilerek dosyaya alınması, yine araç satışına ilişkin en son düzenlenen faturanın dosyaya konulması, bundan sonra gerek önceki bilirkişi veya başka bir bilirkişi vasıtasıyla bizzat araç üzerinde keşif yapılıp mevcut sorunun halen devam edip etmediği, bilirkişi tarafından tüm servis kayıtları ve garanti belgeleri incelenerek aracın aynı arıza sebebiyle kaç kez servis hizmeti alıp toplamda kaç gün serviste kaldığı, arızanın üretimden kaynaklı bir ayıp olup olmadığı, üretimden kaynaklı bir ayıp ise açık veya gizli ayıp olup olmadığı, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında azami tamir süresinin aşılıp aşılmadığı, aracın sınıfı ve değerine nazaran bedel indiriminin olup olmayacağı hususlarında ayrıntılı rapor alınıp azami tamir süresinin aynı arıza sebebiyle ilk servise gidişten...

Davalı vekili, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, arızaların maldan yararlanmamayı sürekli kılması halinin, davada gerçekleşmediğini, malın değerini, elverişliliğini azaltacak önemli bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı, davanın bir yılı aşkın sürenin sonunda açıldığı, alıcının TTK.nun 25/4.maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinde seçim hakkını kullanmadığı, araçtaki bazı sorunların davalı yanca giderildiği, davacı tarafından aracın halen kullanıldığı, aracın misliyle değişim hakkının somut teknik veriler karşısında mümkün olmadığı, kâr mahrumiyetine ilişkin tazminat isteminin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    Maddesinde sayılan seçimlik haklara yönelik olarak ayıp sebebiyle tüketicinin seçimlik haklardan sadece birisini kullanabileceği, seçimlik haklarından hangisini seçtiğini bir kez bildirmekle tüketici seçim haklarını kullanmış olacağı ve artık tercihini değiştiremeyeceği için, yerel mahkemece, davacının dava dilekçesinde ayıp sebebiyle terditli olarak belirttiği ayıpsız misli ile değişim veya sözleşmeden dönme, bedel iadesi taleplerini hangi seçimlik hakka hasrettiği tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklattırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

    Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında bulunan uyuşmazlıklar yönünden ayıp sebebiyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerine konu uyuşmazlıklarda, ayıp sebebiyle iadesine karar verilecek bedel miktarı alıcı tarafından ödenen bedel olduğu vurgulanmıştır. (Bkz.Yargıtay 13. HD'nin 12/03/2014 gün ve 2013/30505 E.-2014/6963 K. vb). Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesi aracın değerinin günün fiyatlarına uyarlanarak karar verilmesini yada misli ile değişim taleplerinin bulunduğuna yönelik istinaf itirazı ileri sürürek kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de, 6100 sayılı HMK'nun 357/1. Maddesinde mevcut yasal düzenleme gereğince, Bölge Adliye Mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz, istinaf aşamasında ıslah talebinde de bulunulamaz....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin dava konusu aracın ithalatçısı olup satış bedelini tahsil eden taraf olmaması nedeniyle davanın husumet itirazları doğrultusunda esasa girilmeden reddini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığı gibi yetkili servis bünyesinde ayıplı hizmet verilmediğini, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasına ve müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Davamızda davacının talebi de aracın ayıpsız misli ile değişimi, kabul edilmemesi halinde ise bedel iadesine ilişkindir. Dava devam etmekte iken davacı tarafın misli ile değişim talep ettiği aracı 3. kişiye satmasından dolayı davada misli ile değişim imkanı kalmamıştır....

    takılmak suretiyle araçtaki arıza halinin tamamen giderileceğini ve aracın sorunsuz bir şekilde kullanıma hazır hale geleceğini, hal böyle iken; bilirkişinin 46.738,02-TL olarak hesap ettiği değer kaybı tutarının kabulünün mümkün olmadığını, her ne kadar davaya konu aracın ayıplı olmadığı ortada ise de yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişimine veya bedel iadesine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, ayrıca davaya konu aracın şirkete ait bayilerde mislinin bulunmaması nedeniyle de aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını, şirketin ancak onarım onayı verilen durumlarda müşterilerine ikame araç tahsis ettiğini, somut olayda davacının misliyle değişim talebi olduğundan ve onarıma herhangi bir onay vermediğinden kendisine ikame araç tahsis edilmediğini, davacı tarafın da aracı tamir ettirip kullanma ihtimali varken onarımı tercih etmediğini ve kendi iradesiyle...

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesinin kararının maddi vakıaya dosya kapsamına usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin aksine dava konusu araçta ayıp olmadığının ispat edildiğini, yüksek basınçlı yıkayıcıları kullanırken araçla arasında yeterli mesafe bulunmasının sağlanmasına ilişkin aracın kullanma kılavuzunda uyarı bulunduğunu, ilk derece mahkemesinin kabulünün objektif iyi niyet kurallarına ve hakkaniyete aykırı olduğunu, aracın misliyle değiştirilmesine karar verilmesine rağmen dava konusu araçta davacının kusuru ile sebebiyet verdiği değer kayıplarının nazara alınması gerektiğini, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadığını, kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalı firmadan satın alınan araçtaki ayıp nedeniyle aracın misliyle değişimi olmazsa bedel iadesi talebine ilişkindir....

      Somut olayda ise davacı taraf sözleşmeden dönme ve bedel iadesi değil sözleşmeyi ayakta tutarak ayıpsız misli ile değişim talebinde bulunmasına göre TBK 227/4 maddesi uygulanma ihtimali bulunmayan davada mahkemece davanın kabulü ile ayıp nedeniyle satışa konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Somut olayda ise davacı taraf sözleşmeden dönme ve bedel iadesi değil sözleşmeyi ayakta tutarak ayıpsız misli ile değişim talebinde bulunmasına göre TBK 227/4 maddesi uygulanma ihtimali bulunmayan davada mahkemece davanın kabulü ile ayıp nedeniyle satışa konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        vasfı taşıyıp taşımadığı, üretimden kaynaklı ayıp niteliğinin mi yoksa tüketici veya dış etken kaynaklı ayıp niteliğinin mi mevcut olduğu, ayıbın paslanmaya sebep olup olmadığı, Yargıtay 13....

        UYAP Entegrasyonu