olan hasar bedelinin davalıdan tazminine, 10.000,00-TL manevi tazminat ile kullanılmaz hale gelen yatak odası takımı, koltuk takımı, halı temizleme ücreti, tesisatçı bedeli vb. maddi zarar sebebiyle 8.899,14-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, hükmedilecek tazminatlara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği, dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça pvc ürünlerde ayıp olduğu iddia edilmişse de, ayıplı olduğu iddia olunan ürünlere ilişkin numune verilmediği, yabancı mahkeme incelemesinin takdiri nitelikte olduğu, davacının ayıp iddiasına ilişkin herhangi bir delil sunmadığı gibi ayıp ihbarının yapıldığı tarihlerin de belirsiz olduğu, bu itibarla ayıbın mahiyeti de tespit edilemediğinden ayıp ihbarının yasal süresinde yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, ayıbın tespiti yapılamadığından sözleşmeden dönme koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilemediği, nitekim bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27/05/2024 tarihli bilirkişi raporu ile de ürünün ayıplı olup olmadığının, süresi içinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığının ve ayıbın TBK m.475/1-1 gereğince sözleşmeden dönmeye imkan verir nitelikte olup olmadığı değerlendirmesinin mümkün olmadığına dair kanaat bildirildiği...
Bu doğrultuda, araçta yapılan komple motor değişiminden sonra ayıp halinin ortadan kalktığı, aracın kullanım süresi ile km değerinin karşılaştırılmasından, araçtan faydalanamama halinin süreklilik kazandığının söylenemeyeceği, aracın değer kaybının 44.000 TL olduğu belirtilmiştir. davacının dava dilekçesinde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde araç alım bedelinin iadesini talep etmişse de 22/06/2023 tarihli ıslah dilekçesinde aracı alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim talep ettiği anlaşılmakla davacının davalıya yönelik ayıp oranında bedelde indirim talepli davasının kabulüne, 44.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebi yönünden dava dilekçesinde ileri sürülmeyen davanın sonradan ıslah yoluyla talebi mümkün olmadığından maddi tazminat talepli davası bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda bilirkişi raporları ile aracın onarımında farklı silindir gömleklerinin kullanılmasının ayıp niteliğinde olmadığı ve araçta oluşan hasarın malzeme yorgunluğundan kaynakladığının tespit edilmesi karşısında, yemin delili ile ispat edilmesi mümkün bir maddi vakıa olmadığından davacıya yemin delili hatırlatılmamıştır....
Davalı ...A.Ş. vekili; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 2 yıl geçtikten sonra ayıptan sorumlu olunmayacağını, mevcut durumun ayıp olarak değerlendirilemeyeceğini, manevi tazminat yönünden eksik ve maddi tazminat yönünden hükmedilmesi gereken vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Davalı...A.Ş. vekili; ithalatçı olduğundan maddi tazminattan sorumlu tutulamayacağını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aracın ayıplı olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, varsayımsal sonuca dayandığını, aracın neden arızalandığına dair inceleme yapılmadığını, manevi ve maddi tazminat yönünden vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim istemine ilişkindir. 2....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu boyaların bozuk olmasından kaynaklı uğranılan zararın ispat edilememesi nedeniyle davacının davalıya yemin teklif ettiği, yemin davetiyesine rağmen davalının duruşmaya katılmadığı, böylelikle davacının asıl ve birleşen davaya yönelik iddialarını ispatladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, birleşen davadada davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, davacının davalıdan satın aldığı boyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat davası olup, birleşen dava ise, boya satışına dayalı alacak için davalının davacı aleyhine yaptığı icra takiplerine karşı menfi tespit davasıdır. Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir....
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının davalıdan aldığı alümiyum kapakların standartlara uygun olmadığı, davacının bu ayıbı bir takım testler ve araştırma sonucu tespit edebildiği, ayıbın kullanmakla ortaya çıkan gizli ayıp olduğu, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunarak seçimlik haklarını kullandığı, davacının maddi zararının 61.403,00 TL olduğu, ayıplı ürün nedeniyle davacı şirketin ticari itibarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 61.403,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek avans faizi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edelmiştir....
TL maddi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Öte yandan 6100 sayılı HMK'nın “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesinde bulunan “(1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne göre hakim, tarafların açık olarak ileri sürmedikleri konusunda ileri sürülen hususun açıklanmasını isteyebilecektir. Mahkemece bu hükümlere göre davacının ayıp halinde hangi seçimlik hakkı kullandığı belirlenmeksizin yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir....
Usul ve yasaya uygun kök ve ek raporlar hükme esas alınarak davacının maddi ve manevi bir zararı bulunmadığından maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....