Davalı tarafın, süresi içerisinde davaya cevap vermediği, bu nedenle süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmadığı yönündeki istinaf itirazının savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu gibi HMK'nun 357. Maddesi gereğince; ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen savunmalar istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak,Dosyada mevcut TÜVTÜRK kaydının araç satış tarihinden sonra 19.09.2020 tarihinde yapılan muayeneye ilişkin olduğu ve aracın kilometresinin oynandığının bu belgeyle sağlıklı olarak tespitinin mümkün olmadığı,alınan bilirkişi raporunun da yetersiz olduğu,ayıp oranında bedelde indirim tutarının Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre belirlenmesi gerektiği,nispi metodun uygulanabilmesi için ise;aracın sözleşme tarihi olan 21/11/2019 tarihindeki ayıpsız ve ayıplı değerinin piyasa rayiçlerine göre tespitinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece, işin ayıplı yapıldığı ve ayıp ihbarının da süresinde bildirildiği ve yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan rapor doğrultusunda tarafların %50'şer oranda kusurlu oldukları benimsenmekle birlikte davacı yanca tazmini talep edilen kalemlerin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle mahkemenin kabulünün aksine dosya kapsamına göre yüklenicinin, BK'nın 357/III. maddesi uyarınca uyarı görevini yaptığı kanıtlanamadığından oluştuğu tesbit edilecek zarardan tümüyle sorumlu tutulması gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece, ileri sürülen ayıpların niteliği ve giderilme bedeli hakkında herhangi bir inceleme yapılmış değildir. Oysa BK'nın 360/II. maddesi hükmüne göre iş sahibinin eserdeki ayıp nedeniyle bedelde indirim talebine hakkı olduğu gibi, yüklenicinin kusurunun varlığı halinde oluşan diğer zararlarının tazminini de isteyebilir....
Bu durumda, Borçlar Kanununun 360. maddesinden yararlanma olanağı bulunan davacı iş sahibi eserdeki ayıplar nedeniyle bedelde indirim isteyebilir. Yapılan bu saptamaya göre mahkemece, tespit sonucu alınan bilirkişi raporundan yeniden yapım bedeli 1.200,00 TL olarak saptandığından bunun davalıdan tahsili yerine davanın reddi doğru olmamıştır. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
'ye karşı açılan davanın ise ileri sürülen ayıpların site otoparkı ile yeşil alanlara ilişkin ileri sürülen ayıpların açık ayıp, metrekare eksikliğinin ise sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının açık ve gizli ayıpla ilgili ihbar yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmediği ve buna ilişkin delil sunamadığı gerekçesiyle esastan reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, yemin deliline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, satın alınan iki adet dairenin ve site otoparkı ile yeşil alanların ayıplı ve eksik olarak teslimi sebebiyle oluşan ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir....
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/10/2021 KARAR TARİHİ : 06/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 09/09/2021 tarihinde müvekkilinin davalıdan araç satın aldığını, aynı gün yapılan ekspertiz incelemesinde aracın ayıpsız olduğunun tespit edildiğini, ertesi gün yaptırılan kontrollerde ise araçta bir çok gizli ayıbın ortaya çıktığını, müvekkil tarafından tamiratın yaptırıldığını, 23.500 TL masrafın olduğunu, ayıp tespitinin 27/09/2021 olduğunu, aracın pert kayıtlı, şasinin eğik, şanzumanın tamamen değiştirilmek zorunda kalındığını, 28/09/2021 tarihinde davalıya ayıp ihbarının yapıldığını, arabuluculuğun anlaşamama ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle şimdilik 6.000 TL ayıp oranında bedelde indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
"TBK’nun 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Birleşen dosya da davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Asıl davada ayıplı ifaya ilişkin itiraz ve birleşen dosyadaki talep dikkate alındığında, eserin ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Eser sözleşmesinde ayıp ihbarının yapıldığı tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir....
İş sahibince ayıplı imalât nedeniyle bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılması halinde indirimli iş bedeli ya da indirilmesi gereken bedel nispi metoda göre hesaplanmalıdır. Bu metoda göre hesaplamada da kararlaştırılan ücretin ayıplı değeri ile çarpılarak bulunan rakam ayıpsız değere bölünmek suretiyle ödenecek indirilmiş ücret ve bu miktar da kararlaştırılan ücretten çıkartılarak indirilmesi gereken miktar bulunacaktır. Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen ikinci bilirkişi kurulundan az yukarıda açıklanan nispi metoda göre ayıplı imalât nedeniyle indirimi gereken bedel konusunda mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
satış bedelinden ayıp oranı (tamir bedeli) olan 313.231,00-TL tutarında indirim yapılarak bu bedelin davacı şirkete işlemiş faizi ile birlikte ödenmesi için açılan ---- sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; davalı şirketin --------- sayılı icra dosyasına yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline, takibin devamına ve takibe kötüniyetle itiraz edilmiş olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca, davacının zarar (bedel indirimi) istemine yönelik olarak mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, ayıp nedeniyle indirilecek miktar, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, davacı tüketici ayıp nedeniyle bedelde indirim hakkını davalı üretici/ ithalatçı T3' ye karşı ileri süremeyeceğinden davalı T3 yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....