CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, TTK m. 23'e göre ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıp ihbarlarının noter veya taahhütlü mektup ile yapılması gerektiğini, davanın Borusan Otomotiv AŞ'ye ihbarını talep ettiklerini, dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, TBK m. 219'da yer alan ayıp tanımının bu olayda uygulanamayacağını, dava konusu araçla ilgili olarak davacının her türlü şikayetinin dikkate alındığını ve servis tarafından şikayetlerinin giderildiğini, davacının ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin aracı teslim aldığını, ayrıca araç kullanımıyla elde edilen faydaları ve hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların da hesaba katılmasını istediklerini, değer kayıplarının müvekkili şirkete iadesini istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlar: a) Ortada bir ayıp bulunmalıdır Ayıp; maddi, ekonomik veya hukuki olabilir. Satılanın yırtık, bozuk, kırık, lekeli olması gibi haller maddi ayıp teşkil eder. Hukuki ayıp ise, satılanın değerini ve ondan beklenen faydaları etkileyen eksikliklerdir. Satıcının bildirimi yoksa fakat eşyanın niteliği gereği, eşyadan beklenen bir fayda varsa, dürüstlük kuralı çerçevesinde beklenen bu faydanın sağlanamaması durumunda ayıptan bahsedilebilir. b) Satılandaki ayıp önemli olmalıdır. Ayıp sonucunda, söz konusu şeyin değerinin veya elverişliliğinin önemli şekilde azalması veya tamamen ortadan kalkması gereklidir. Bu gibi durumlarda, satılan şeydeki ayıp önem kazanmış olur. Önemsiz ayıplardan dolayı satıcı sorumlu tutulamaz. c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır. Bu konu, TBK. m. 222’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir....
TBK’nın 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır....
Mahkemece; "...Dava, davacıların katıldığı gemi turunda ayıplı hizmet sunulduğu iddiası ile ayıp oranında bedel indirimine ilişkin maddi tazminat talebine ilişkindir. Somut olayda: Davacılar ile davalı T2 arasında 24/10/2018- 31/10/2018 tarihleri arasında MS BELLEJOUR TUNA İNCİLERİ seyahat adlı gemi turu seyahat sözleşmesi imzalandığı, gemi turunda, gemideki WC lerin tıkanması üzerine tahliye sisteminin bozulduğu, WC deki bozukluk nedeniyle davacıların bir süre kullanamadığı ve kötü kokular nedeniyle davacıların hizmeti gereği gibi alamadıkları, davalı tarafın ayıplı hizmet sunduğu davacı beyanları, davalı tarafın cevap dilekçesi ve ihtarnameye verilen cevap içeriğinden anlaşılmakla davacıların ayıplı hizmet nedeniyle tazminat talep etme hakları bulunmaktadır. 6502 sayılı Yasanın 15....
dan satın aldığı aracı diğer davalı şirketten verilen ekspertiz raporuna göre araçta ön tampon ve çamurluk üst kısmında boyanın bulunduğu ve radyotörün değiştirilmiş olduğu, araçta herhangi başka kusur olmadığının belirtilmesine karşın, yetkili servise götürdüğünde satışa konu aracın pert-total işlemine tabi tutulduğu için garanti kapsamı dışında kaldığından aracın rayiç değeri olan 33.250.00 TL'dan satış anında belirtilmeyen ayıp nedeniyle 3.000 TL indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davacının satın aldığı araç üzerinde pert-total işlemi bulunsa bile davacının gerekli özeni gösterip kayıtları incelemesinin hayatın olağan akışı kabul edip aracın bulunmadığından keşif ve inceleme yapılamadığından davanın reddi cihetine gidilmiştir. Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....
, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere, iddia edilen ayıp 16.07.2016 tarihinde öğrenildiğini, bu süreden sonra davacı süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, bundan dolayı aracı olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerekmekte olduğunu, bu sebeplerle ayıp ihbarı zamanında yapılmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davanın süresi açılmaması ve zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddini, somut olayda müvekkili Murat Kökez taraf olmadığı için husumet yönüyle Murat Kökez için davanın usulden reddini, iddia edilen ayıp ihbarı zamanında yapılmadığından davanın reddine, haksız ve yersiz açılan davasının reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satılandaki ayıp nedeniyle satış bedelinde yapılacak olan indirim miktarının belirlenerek davalıdan tahsili istemine ilişkin olup; ilk derece mahkemesi karar gerekçesinde belirtildiği üzere yetkili mahkemeler 6100 sayılı HMK'nın 6. Maddesi uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu Ortaköy/Aksaray Mahkemeleri ile aynı yasanın 10. Maddesi uyarınca uygulanacak olan TBK'nın 89. Maddesi uyarınca davacının ikametgahının bulunduğu İzmir Mahkemeleridir....
(IV)Dava açıldığı tarihte, davacının zararını tam olarak tespit etmesinin beklenmediği, bu haliyle belirsiz alacak davası açmasında hukuka aykırılık görülmediği, davacı seçimlik hakkını açıkça belirtmemiş ise de bilirkişi raporu ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere ücretsiz onarım, ayıp oranında bedelde indirim ve ayıpsız benzeri ile değişimin mümkün olmadığı, bu haliyle davacının talebinin bedel iadesine yönelik olduğu, bu talebin bedel arttırım dilekçesi ile ortaya konulduğu anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. (V)Dosya kapsamında davalının satıcı olduğu, ayıbın satıştan önce var olduğu, davalının ayıbı bilmese bile ayıptan sorumlu olduğu dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. (VI)Bilirkişi raporunun olayla uyumlu, denetime elverişli, araçtaki ayıbın varlığını ortaya koyan tespitler içermesi karşısında hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiş, bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıp oranında bedelden indirim istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlıkta sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun bu konudaki 223. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır....
Uyuşmazlık için TBK 475 maddesindeki eser sözleşmesinde ayıplı mala ilişkin tercih hakları sayılmış, bunlar sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım olarak sayılmış, TBK 475 son maddesinde ise eser sözleşmesine konu mobilyalar davacının konutuna teslim edildiği, aynalarda imalat hatası olduğu, bu hatalar nedeniyle 4.000,00 TL tuttuğu, mahkemece de TBK 475/2 ve son fıkraları gereğince taktir hakları kullanılarak kaldırılması aşırı zarar doğuracağından davanın kısmen kabulüne karar verilerek indirim yoluna gidilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....