Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlar Kanunun 223/2. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacaktır. Somut olayın incelenmesinde; davacı tarafça satın alınan ...pur ... çatı paneli malzemelerinin zaman içinde renginin değiştiği ileri sürülerek ayıp nedeniyle sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edilmiş, davalılarca cevap dilekçesi ile ayıp ihbarının zamanında yapılmadığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Davacı her ne kadar ... yazışmalarını dosyaya sunarak ayıp ihbarının zamanında yapılmış olduğunu ileri sürmüş ise de whatshapp yazışmalarının 17.05.2021 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Tarafların tacir olması nedeniyle geçerli bir ihbardan bahsedebilmek için davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiştir....

    (190.000 TL + %1)= 191.900 TL olduğu anlaşılmakla davacının ikincil talepleri arasında yer alan sözleşme bedelinden ayıp oranında indirim yapılması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....

      bulunması nedeniyle, davacı aracı mevcut haliyle takyidatsız biçimde iade yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğine göre, seçimlik hakların daralması ile aracı iade borcu doğurmayan, onarım ya da bedelde indirim haklarının ileri sürülebilmesi hukuken mümkün olabilecekken, misli ile değişim kararının hatalı olduğunu, nitekim, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 6.2.2013 tarih 2012/19781E. 2013/2385K. sayılı ilamında "…Satışa konu araç üzerinde, dava tarihinden önce 2006 yılında, davacının SGK ve OGS borçları nedeniyle haciz işlemi uygulandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı gibi dosya kapsamı ile de bu hususun sabit olduğunu, dava konusu aracın her türlü takyidattan ari olarak tesliminin mümkün olmaması nedeniyle, bedel iadesi ve yenisiyle değiştirilmesi istenemez ise de, bu durumda talep 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde tanımlanan, "…ayıp oranında bedel indirilmesine…" dönüşür…" denmekle, üzerinde takyidat bulunan ayıplı araca ilişkin seçimlik hakların daralması gerekeceği açıkça...

      Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür... (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." hükmüne yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, mahallinde keşif yapılarak davacı tarafın iddia ettiği hususların değerlendirilmesi yapılmıştır. Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde rapor ve ek raporlar alınmıştır. Davacının eşi ile davalı satıcı arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, tarafların anlaşması ile tapu devrinin davacı adına yapıldığı, sözleşmenin davalı T3 Mim. Müh. Eml....

        TL talep hakkı var ise de takipten sonra düzenlenen aynı tutarlı reklamasyon faturasının haklı olduğu ve borcu baştan itibaren sona erdirdiğinden davanın ve tarafların tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalının bedelden indirim istemi, malın geç teslim edilmesinden doğan zarar ve ayıp iddiasına dayalıdır. Davalı tarafından 25.2.2003 tarihinde düzenlenen reklamasyon faturasında gecikme ve ayıp iddialarına dayalı taleplerin miktarları açıklanmamış global olarak 17.920.502.979.TL'lık fatura düzenlenmiştir. Malların geç teslim edildiği ve ihtirazi kayıtla teslim alındığı anlaşılmaktadır.Ayrıca taraflar arasında imzalanan 11.6.2002 tarihli sözleşmenin (8) maddesinde " gününde yapılmayan ödemeler için aylık %10 vade farkı uygulanır" hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasında vade farkı ile ilgili sözleşme bulunmadığı yolundaki gerekçe doğru görülmemiştir....

          Davalının Bozova ilçesinde ikamet ettiği, davanın ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla açılan tazminat davası olduğu, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, mahkemece verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1- b,1 ve 362/1- c maddeleri gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Noterliği'nin 26/06/2018 tarih ve 27631 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile davacıya sattığını, işbu davadan çok önce davacı Muhammed Furkan Özünel'in aracın km'sinin orijinal olmamasından mütevellit müvekkil Ümit Uygun'a karşı 6502 sayılı TKHK m. 11/1'de belirtilen seçimlik haklarından (b) bendinde düzenlenmiş olan; "Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme" hakkını kullandığı açık olduğunu, davacı tarafından huzurda ikame edilen işbu dava ile aracın km'sinin orijinal olmaması tekrardan dava konusu edilerek müvekkillerden 6502 sayılı TKHK m. 11/1- b uyarınca tekrardan satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim istendiğini, bu nedenle huzurda ikame edilmiş olan işbu davaya karşı süresi içerisinde 6100 sayılı HMK m. 114/1- ı "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması" dava şartının ihlali nedeniyle itiraz ediyoruz ve HMK m. 115/2 uyarınca huzurdaki davanın derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini...

          GEREKÇE: Dava, davacının davalı şirketten satın aldığı araçtaki ayıp nedeniyle ücretsiz onarım hakkı olmadığı takdirde bedel indirimi seçimlik hakkın kullanmasına ilişkin mahkemece 6502 sayılı yasanın 12/1 maddesi gereği teslim tarihinden itibaren 2 yılın geçmesi nedeniyle satıcının ayıplı maldan sorumluluk süresi dolduğu belirtilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Davaya konu aracın 15/08/2018 tarihinde satın alındığı, 21 Ekim 2019 tarihinden itibaren araçtaki arıza nedeniyle servise götürüldüğü, arızanın devam etmesi üzerine davacı tüketici tarafından davalı satıcı firmaya 19/06/2020 tarihinde ayıp ve seçimlik hakkın ihbarına ilişkin ihtar gönderildiği, ihtarın davalıya tebliğ edildiği ve iş bu davanın 09/09/2020 tarihinde açıldığı sabittir. Mahkeme dava tarihi itibariyle zaman aşımı değerlendirmişse de tüketicinin seçimlik hakkını kullanması için dava açmasına gerek yoktur....

          Mahkememizce, davacı vekiline, maddi tazminat talebinde belirttiği tazminat miktarının ne kadarının satış bedelinden indirim, ne kadarının hasar-onarım ve ne kadarının aracın kullanılamamasından kaynaklı zarar olduğuna ilişkin konusunda açıklayıcı beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiştir....

            Maddesindeki hakların sınırlı olduğunu ve şartların oluşmadığını belirterek davanın redidini talep etmiştir.Davalı------ vekili, 07/12/2020 tarihinde vekaletname sunmuş, beyan dilekçesi ve ilerleyen savunmalarında, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığını, seçimlik hakların objektif iyiniyet kuralları içinde kullanılması gerektiğini, ticari satıma ilişkin çıkan ihtilafta husumetlerinin olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını araçtan faydalanmayı ortadan kaldıracak türde bir ayıbın olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Ticari dava olan eldeki davada mahkememizin görevli olduğu, davadan önce zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmiş olduğu(23/07/2020 tarihli son tutanak), dava şartlarının tamam olduğu anlaşılarak esasa geçilmiş tarafların delilleri toplanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu