Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2017/437 ESAS, 2019/153 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı KARAR : Taraflar arasında görülen malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....

-TL satım bedelinden 4.000,00-TL kullanım menfaati düşülerek elde edilen 37.000,00-TL satım bedeli iadesi, 8.000,-TL kasa bedelinden kaynaklanan alacak, taşıtın kullanamamaktan doğan 4.500,00-TL zarar rakamlarının uygun olduğu, taşıtın değişimi, bedel iadesi gibi hususların hukuki mütalaa gerektirmesi nedeni ile Mahkemenin uhdesinde bulunduğu kanaati bildirilmiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan Mihalgazi Kaymakamlığı Sağlık Müdürlüğü Ek Hizmet binasında kullanılmak üzere kalorifer kazanı aldığını, kazanın TSE belgesi olmadığı için ayıplı olduğunu, müvekkilinin ısrarına rağmen kazanın TSE belgeli başka bir kazanla değiştirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin geçerliliğine olan güvenin boşa çıkmasından dolayı uğramış olduğu menfi zararların da (sözleşmenin yapılması için yapılan masraflar, montaj, yeni kazan alımından dolayı fark ödemesi, sökme giderleri vs.) bulunduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin hile nedeniyle feshine, ödenen 1.900.00 YTL semenin ve 250.00 YTL menfi zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Dava konusu ürünlerde açık ayıp olduğu Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile sabittir. Her ne kadar davacı tarafça sözleşmeden dönüldüğü ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiş ise de, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu dolabın kapağındaki ayıbın dolap kapağının değiştirilmesi suretiyle giderileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönmek suretiyle bedel iadesi talebi 6098 sayılı TBK'nun 227/4 maddesi uyarınca hakkaniyet uygun değildir. Bu nedenle aynı Kanun hükmü uyarınca dava konusu dolap kapaklarının değiştirilmesi suretiyle ayıbın giderilmesine, davacının bedel iadesi talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satın atılan sıfır km araçta ayıp olup olmadığı, var ise bu ayıp nedeni ile davacının talep ettiği seçimlik haklarını kullanıp kullanamayacağı, hükmedilen değer kaybının yerinde olup olmadığı ve davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, ayıplı mal nedeni ile misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim istemini konu almaktadır. Davacı davalılardan aldığı araçta ayıp olduğu iddiası ile eldeki davayı açmış, davalılar ayıp bulunmadığı savunmuş, ilk derece mahkemesince ayıp oranında değer kaybı hüküm altına alınmıştır....

        Davalı-birleşen davada davacı vekili, davacının gönderdiği 2.parti malın gizli ayıplı olduğunu, durumun telefonla davacıya bildirildiğini, davacının ayıbı gidermek için gönderdiği kimyasal maddenin işe yaramadığını, ayıplı malın yarısının işlemden geçirilmek suretiyle kullanıldığını, kalanının müvekkilinin elinde olduğunu belirterek itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini istemiş, birleşen davada, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve ayıplı olarak müvekkilinin elinde bulunan 15.859,20 TL bedelli malın iadesi ile şimdilik 1.000 TL'nin davacı-birleşen davada davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, malın ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının kabulüne ve icra inkar tazminatına, birleşen menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          GEREKÇE : Dava ticari satımdan kaynaklı teslim edilen ürünün ayıplı olması sebebi ile bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, dava konusu cihazdaki arızanın davacının bu cihazdan faydalanmasını sürekli olarak engelleyip engellemediği veya basit bir tamir ile cihazda ki bu arızanın giderilip giderilemeyeceği uyuşmazlık konusudur. Davacı taraf ticari işletmelerinde kullanılmak üzere 16 Eylül 2020 tarihinde 1.568,39 TL ödeyerek satın aldığı ... marka ... satın aldığı teslimin 29.09.2020 tarihinde gerçekleştiği kargo durum tespit tutanağında ürün hasarlı olarak teslim alındığının belirtildiği yetkili servisten 20.10.2020 tarihinde görüş alındığı ürünün çalışmasının sağlık açısından uygun olmadığı değiştirilmesi gerektiğine yönelik görüş belirtilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır....

            DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davasıdır. "TBK’nun 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Birleşen dosya da davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir....

              Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın bedel iadesi talebinde bulunduğunu, TKHK. md.11 açık hükümlerinden de anlaşılacağı üzere "bedel iadesi" talebinin ancak satıcıya yöneltilebileceğini, 6100 sayılı Kanun ve ilgili Yargıtay kararları gözetilerek müvekkili şirkete bedel iadesi talebi yönünden husumet yöneltilmesinin mümkün olmaması sonucu davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacının iddia ettiği problemlere ilişkin kendi yasal yükümlülüğü olan süresinde ayıp bildiriminde bulunmadığını, araçta üretim kaynaklı hiçbir problem bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi, davacı 6098 sayılı ve 6502 sayılı Kanunlar uyarınca, ancak malın ayıplı olduğunu müvekkili şirkete ve bayisine süresinde bildirmesi halinde 6502 sayılı Kanun’da yer alan seçimlik haklarını kullanabileceğini, şikayetine ilişkin davalıya süresinde ayıp bildiriminde...

              Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun 198. maddesinde(6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz....

                UYAP Entegrasyonu