Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu cep telefonu 14.04.2013 tarihinde satın alınmış olup cep telefonu garanti süresi içerisinde arızalanmış, davacı üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle üründen faydalanmamanın süreklilik arzettiğini ileri sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak cep telefonunun iadesi ile ödenen bedelin tahsilini istemiştir. 4077 sayılı Kanunun 4/3. maddesi gereğince, imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur ancak 4077 sayılı Kanunun mezkur maddesi gereğince tüketiciye karşı sorumlu olan davalılara karşı ayıp ve seçimlik hak iddiasının kabul edilebilmesi için 14.06.2003 tarihli, 25138 sayılı Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir....

    Davalılar ise davacı yanın sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını yasal süresi içinde kullanmadığını, davacının tüm ürünleri kabul ettikten çok sonra ayıp iddiasında bulunduğunu, davacının iddia ettiği ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu ve ilk gözden geçirme ile anlaşılabileceğini, davacının vakit geçirmeksizin durumu yükleniciye bildirmesi gerekir iken 17.09.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, öte yandan davacının ihtarname ile seçimlik hakkını ücretsiz tamirattan yana kullandığını artık bedel iadesi isteyemeyeceğini ve sözleşmeden dönemeyeceğini, ayrıca ileri sürülen ayıp davacının talimatları nedeni ile ortaya çıktığından davacının seçimlik hak kullanamayacağını, mobilyaların usulüne uygun montajının yapıldığını, cevabi ihtarnamede de belirtildiği üzere eksik ve ayıpların davacının tavrından kaynaklandığını her zaman giderilebileceğini, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

      Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalıdan müvekkilinin satın aldığı malları iade etmesi nedeniyle mal karşılığı verilen çeklerin iadesini ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, malın iadesi sonucu 1.511.70 YTL zararı olduğunu belirterek, bu konuda karşı dava açmıştır....

        Mahkemece davaya konu koltukların ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı,davaya konu mobilyalarda yamulmalar olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia etmiş,mahkemece ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir .4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, tacirler arası satıma konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misliyle değişim veya bedel iadesi istemine ilişkindir....

            Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Mahkemece davacının başka bir sözleşme yapma fırsatını kaçırmış olması nedeniyle menfi zararının 3.103,00-TL olduğu gerekçesiyle davacının menfi zarar talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; 4077 sayılı Kanunda sözleşmeden dönme halinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar içerisinde menfi zarar (kaçırılan fırsatlar) mevcut değildir. Kanunda tüketicinin seçimlik hakları sınırlı olarak sayılmıştır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, satış sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile davalı tarafça tahsil edilen servis ücreti ile parça bedellerinin iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece, satım sözleşmesine konu malın gizli ayıplı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, birden fazla kez arızalanan maldan elde edilmesi beklenen faydanın elde edilememiş olduğu gerekçesiyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile onarım bedeli olarak ödendiği tespit edilen bedelin iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir....

                Buna karşılık; davacı tarafından dava açılırken, 15.000,00 TL peşin ödenen iş bedelinin iadesi ve 1.000,00 TL menfi zararın tahsili istemlerine ilişkin olarak peşin nisbi harç yatırılmış, 18.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı menfi tespit istemi ise harçlandırılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca menfi tespit istemine konu edilen çeklerin bedeli belirli olup, yargı harçlarının da belirli olan bu bedel üzerinden yatırılması gerekir. Yine Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddelerine göre, yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacaktır. Bu durumda, mahkemece davacı tarafa, menfi tespit istemine ilişkin olarak 18.000,00 TL bedel üzerinden peşin nisbi harcı ikmâl etmesi için uygun bir süre verilip, 30. maddede gösterilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, re'sen gözetilmesi gereken bu husus üzerinde durulmadan işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır....

                  Otomotiv vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satım sözleşmesinde aracılık yapması, üretici, satıcı, ithalatçı olmaması ve satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibariyle misli ile değişim ve bedel iadesi gibi yükümlülüklerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete davacı adına yapılmış bir ödeme bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, davacının TTK ve TBK anlamında aracın güncel rayiç değerini talep gibi bir seçimlik hakkı bulunmadığından talebin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedel iadesinin fatura bedeline ilişkin olup davacının aracın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili şeklinde seçim hakkı bulunmayıp talebin açıklatılması gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüklerine uygun davranmadığını, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında...

                    nin ürettiği Active marka aracı diğer davalıdan satın aldığını, aracın sağ kapısının açılıp kapanmadığını, kapının merkezi kilidinin kumandayla çalışmadığını, aynı arıza nedeniyle 5 kez servise başvurduğunu ileri sürerek ödediği 32.000 YTL'nın tahsiline olmadığı taktirde ayıpsızıyla değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... A.Ş. davanın reddini dilemiş; diğer davalı savunmada bulunmamıştır. Mahkemece davacının tercih hakkını onarım yönünde kullandığı ve arızanın tamir edilerek giderildiğini gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir....

                      UYAP Entegrasyonu