Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, 2.5.2005 tarihinde davalı taraftan satın aldığı aracın sürekli arıza yapması nedeniyle araçtan beklediği faydayı elde edemediğini, araçta gizli ayıp bulunduğunu, arızanın giderilemediğini ileri sürerek tespit edilecek ayıp oranında bedel indirimi ve 10.000TL tazminatın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının aracı 2.5.2005 tarihinde satın aldığını,2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuş, mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/4.maddesinde; "... ayıplı maldan sorumluluk ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık 2010/12419-2011/2274 zamanaşımına tabidir. Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden, satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmiş ise, zamanaşımı süresinden yararlanılmaz." hükmü getirilmiştir....

    sayılı dosyası ile borcun ifasına izin, müdahalenin men-i, cebri tescil ve alacak davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, inşaatta gizli ayıp olduğunu binalarda oturan kişilerin tehlike içinde olduklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin feshi davasının 1999 yılı içinde kesinleştiğini, HMK'nın 377. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğini, davacının kendisine isabet eden dairelerin tümünü sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yargılama iadesi talep ettiği, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/948 E., 1999/260 K....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten çeşitli sağlık malzemeleri satın aldığını, karşılığında çek verdiğini, satım konusu malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ederek sözleşmenin feshi, borçlu olmadıklarının tesbitini, çeklerin iadesi veya iptalini, talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacı şirkete satım konusu malzemelerin 9.10.2002 tarihinde teslim olunduğunu kendilerine süresi içinde bir ayıp ihbarı yapılmadığı gibi malzemelerinde ayıplı olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı yanca süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı ve satım konusu malzemelerinde ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Değerlendirme : Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalıdan satın alınan koltuklardaki ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep edilmiş olup, davalı vekili ise ayıp iddialarını kabul etmeyerek davanın reddini istemiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, alım satıma konu olan koltuk takımının fatura örneği ve teslim tesellüm tutanakları dosya içerisinde mevcut değildir. Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, davacının ayıp yönündeki beyanlarına itibar edilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava sebeplerine göre teknik bilgi gerektiren uyuşmazlık nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

        taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde gerekçeler ile Davacının ayıptan doğan haklardan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin KABULÜ İLE; Çarşamba 1....

        Davacı, davalıdan aldığı aracın gizli ayıplı olduğundan bahisle, bedel iadesi istemiştir. Ancak dosya kapsamı incelendiğinde, davacı tanıklarından ... verdiği ifadesinde, aracın satın alındıktan 1 ay sonra içine su aldığını belirtmiştir. Buna rağmen, davacı tarafından derhal ayıp ihbarında bulunulmadığı, ilk olarak bu şikayetle 12.05.2011 tarihinde servise gelindiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ayıbın süresinde ihbar edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı .... vekili, davacı tarafından hatalı ve müvekkili tarafından kendisine teslim edilen talimatlara aykırı şekilde gerçekleştirilen üstyapı nedeniyle oluşan arızadan imalatçının sorumlu tutulamayacağını, dava konusu aracın iki yıla yakın bir süre kullanıldığını, kullanım boyunca maldan yararlanmayı engelleyecek nitelikte hiçbir ayıp ve arızaya neden olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, dava konusu araçta herhangi bir imalat hatası veya açık/gizli ayıp söz konusu olmadığını, davacının bedel iadesini talep etmesinin hakkın kötüye kullanımını ifade ettiğini, davacının faiz ve tamirat bedeli iadesi taleplerinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

            Davacı satıma konu aracın satış bedelini tamamen ödediğine ve satış tarihi itibariyle bedel davalı tasarrufuna geçtiğine göre bedel iade edilinceye kadar davacının da aracı kullanması nedeniyle satış bedelinden indirim yapılması doğru değildir. Dairemizin 12.5.2003 tarih ve 2003/2749 esas, 2003/5860 karar sayılı ilamının eldeki olaya uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Satış bedelinin aynen iadesine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile %10 indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür... ” şeklindeki düzenlemeye göre, tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ancak, kanun tarafından korunan sözleşme taraflarından tüketicinin yanında, kurulacak hükmün sözleşmenin diğer tarafı olan satıcı için de orantısız güçlükleri de beraberinde getirmemesi gerekir. Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tesbit edilmesi zorunludur....

                Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının araçta gizli ayıp olduğu iddiası nedeniyle ispat yükünün davalı tarafta olduğu iddiası yerinde değildir. Çünkü ayıp iddiasında bulunan da davacıdır. ... BAM 26....

                  UYAP Entegrasyonu