Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, üretimden kaynaklı ağır kusur/hile ile gizlemiş ayıplar nedeniyle malın(televizyon) fatura bedelinin iadesi istemidir....

Sulh Hukuk Mahkemesi ise, bedel tahsili davasının tespit istemini de içerdiği ve davanın alacak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak davalarında görev dava değerine göre belirlenir. Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK.’nun 8.maddesi II. Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin feshi davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir....

    Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. TBK m. 227'de alıcının ayıp durumunda alıcının hakları sıralanmıştır....

    Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/9404 D.İş dosyasında alınan 28.12.2005 tarihli tespit raporu ile aracın EGR sistemindeki arızanın imalat hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini ileri sürerek öncelikle taraflar arasındaki satım akdinin feshi ile araç için ödenen 68.000 TL.nin 09.09.2005 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, maldaki ayıp nedeniyle dilekçede 6 kalem halinde sayılan 1.769,72 TL. masrafın yapıldığı tarihler itibariyle reeskont faiziyle davalılardan tahsili ile müvekkilinin araçtan mahrum kaldığı 22.12.2005 tarihinden satım bedelinin ve diğer taleplerinin ödeneceği tarihe kadar geçecek süredeki araç mahrumiyetinden doğan harcamalar için her gün için tespit edilecek olan kira bedeline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        KARAR Davacı, davalı ile aralarında evine güneş enerjisi sistemi kurulması konusunda sözleşme yapıldığını, davalının kurmuş olduğu sistemde kısa bir süre sonra arıza meydana geldiğini imalat hatası ve ayıplı mal olduğunu ileri sürerek ödediği 300 TL.nin tahsiline, bakiye bedel için uğradığı 2200 TL bedelli bononun iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı açmış olduğu davada davalıdan satın aldığı ve davalı tarafından kurulan güneş enerjisi sisteminde imalat hatası ve ayıp bulunduğuna dayanarak sözleşmenin feshi ile ödediğini geri istemiştir. Davacının talebine göre satılan malda imalat hatası veya ayıp olmadığını, davalının ispat etmesi gerekir....

          Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile olan ticari ilişkisi kapsamından davalının müvekkili şirkete mal sattığını ancak malda hukuki ayıp söz konusu olduğunu ileri sürerek, ticari satış sözleşmesinin, satıma konu malda ortaya çıkan ayıp nedeniyle feshi ile satış bedelinin ödemenin yapıldığı 30/06/2008’ den itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte 23.932,00 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu yazılımın, müvekkili firma tarafından dava dışı ....’den 30/06/2008 tarih 079531 (079531) yevmiye numaralı fatura ile alındığını ve 23/07/2008 tarih 022761 yevmiye numaralı fatura ile ....’ye satışı ve tesliminin gerçekleştiğini, hak düşürücü süre içerisinde ayıp ihbarının yapılmadığını, zamanaşımı süresi içerisinde dava açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              K A R A R Davacı, davalıdan 27.3.2015 tarihinde ... marka sıfır km araç satın aldığını, aracın ilk olarak Nisan ayında arızalandığını, daha sonra arızanın tekrar ettiğini, onarım hakkını kullanmasına rağmen arızaların giderilmediğini, bunun üzerine davalıya müracaat ettiğini, davalının ayıbı kabul etmediğini ileri sürerek, aracın iadesi ile bedeli olan 169.983,03 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın ayıplı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir. Mahkemece, sıfır alınan araçta arızanın giderilememiş olması ve tüketicinin giderilemeyen arızalar nedeniyle güveninin sarsılmış olması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada ayıplı olan aracın iadesi ile ödediği bedeli talep etmiştir....

                Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususlarla ilgili "açık ayıp", "gizli ayıp" ve "eksik ifa" ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmadan genellikle gizli ayıplı olduğu değerlendirmesi yapılmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece, talep edilen hususlarla ilgili "açık ayıp", "gizli ayıp" ve "eksik ifa" ayrımının yapılması hüküm oluşturulması açısından önem arz etmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu