Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanın ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Öncelikle mahkemece hüküm altına alınan değer davalı yönünden kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmelidir....

Mahkemece davanın kabulü ile satış sözleşmesinin feshi ile davalılardan ayrı ayrı resmi akit tablosunda gösterilen satış bedeli 1000 YTL'nin akit tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacının arsa vasfında olduğuna inanarak satın aldığı iki parselin, imar planında yol ve yeşil alanda kalıp arsa vasfında olmadığını, yani hukuki ayıplı olduğunu engeç takas talebiyle belediye başvurduğu 7.5.2005 tarihinde öğrendiği dosya kapsamı ile sabittir. Borçlar Kanununun 217. maddesi yolu ile taşınmaz satışlarındada uygulanan 198. maddesi hükmüde göre, alıcı satın aldığı taşınmazı örf ve adete göre imkan bulur bulmaz muayene etmekle yükümlü olup, satıcının yüklendiği bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal satıcıya ihbar 2006/13962-2007/1712 etmesi lazımdır. Bunu ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Adi bir muayene ile meydana çıkarılamıyacak bir ayıp sonradan çıkarsa bunuda derhal satıcıya haber vermelidir....

    CEVAP: Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; aracın garanti süresinin iki yıl olduğunu, davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, ayıbı en geç 2016 senesi başında öğrenen davacının hiçbir şekilde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının her seferinde onarım hakkını kullandığını, bu nedenle süresinde yapılan bir ayıp ihbarı ve süresinde açılan bir davadan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafından araçta her arıza sonrası onarım hakkının kullanıldığını, arızaların devam etmesi durumunda artık ayıbın gizli olmasından bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamı ile dava araçtaki ayıp nedeniyle bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacı aracın sabahları çalışmadığını arızanın imalat kaynaklı olduğunu belirterek bedel iadesi talebinde bulunmuştur....

    Ltd.ye aracı götürdüğünü, arıza nedeniyle motorun komple değişmesi gerektiği, ... süresi dolduğundan masrafın tüketiciye ait olduğunun söylenmesi üzerine işlem yaptırmadığını, arızanın imalattan kaynaklı gizli ayıp teşkil etmesi nedeniyle davalıların sorumluluğunun bulunduğunu, ihtarının sonuçsuz kaldığını ileri sürerek araç için ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak tüketicinin 4077 sayılı Kanun çerçevesinde seçimlik haklarını kullanma istemine ilişkindir. Davaya konu araç 20.5.2010 tarihinde satın alınmış olup satış anında 2 yıllık ... süresinin taahhüt edildiği çekişmesizdir....

      Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan almış olduğu ... ; ... processor, ... numaralı ürünün gizli ayıplı olduğu ve bu ayıp nedeniyle misli ile değişiminin gerektiği, ancak davacı taleplerinden bedel iadesi istendiğinden taleple bağlı kalınarak dava konusu ürünün iadesi ile fatura bedeli olan 10.229,08 TL'nin dava konusu ürünün davacı tarafından davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dava, sözleşmenin feshi ve peşin ödenen kira parasının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalıya ait taşınmazın müvekkili tarafından pansiyon olarak işletilmek üzere kiralandığını, bir yıllık kira bedelinin peşin ödendiğini, işyeri ruhsatı almak üzere belediyeye başvurduklarında, binanın kaçak yapı olması nedeniyle ruhsat alamadıklarını ve davalıya da ulaşamadıklarını belirterek sözleşmenin haklı nedenle feshine ve peşin ödenen kira parasının iadesine karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR TARİHİ :4.11.2008 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Dava, Borçlar Kanunu 264. maddesine dayalı kira akdinin çekilmez hale gelmesi nedeniyle akdin feshi, tahliye ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece akdin feshi-tahliye ve tazminata hükmedilmiştir. Her ne kadar tahliye istemi ve kararı mevcut ise de burada sözü edilen tahliye akdin feshi kararının sonucudur. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki Yargıtay 3. Hukuk Dairesince de Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Bu nedenle görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 24.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.sıfatıyla) Taraflar arasındaki akdin feshi ve satış bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili müvekkili ile davalı firma arasında 11.01.2008 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıdan “...” isimli kanama durdurucu ilaç satın alıp bedelini peşin olarak ödediğini,ancak söz konusu ilacın Türkiye’de satılması için gerekli olan UBB(Ulusal Bilgi Bankası Kodu) kodu olmaması nedeni ile satışının ve kullanımının yapılamadığını, ilacın bu nedenle ayıplı olduğunu belirterek taraflar arasındaki aktin feshi ile ödeme bedelinin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....

              Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....

              Ayıplı olan 24,45 kg kırmızı renk iplik İçin açık ayıplar yönünden ayıp ihbarı süresinde olmamasına rağmen, kırmızı iplik ayrıca abraj hatası nedeniyle gizli ayıplı olduğundan ve gizli ayıp yönünden ayıp ihbarı süresinde olduğundan davacının zararını talep edebileceği, 230,4 kg lacivert (navy), 76,95 kg royal, 189,45 kg gri meianj ve 38 kg off white renk ipliklerde ayıp ihbarı süresinde olduğundan davacının zararını talep edebileceği, Kırmızı ve lacivert ipliklerden imal edilmiş 94,97 kg kumaş için açık ayıplar yönünden ayıp ihban süresinde olmamasına rağmen, abraj hatası nedeniyle gizli ayıplı olduğundan ve gizli ayıp yönünden ayıp ihbarı süresinde olduğundan davacının 94,97 kg kumaştaki zararını talep edebileceği, Davacının ayıp nedeniyle talep edebileceği zararının 4.148,77 $ olduğu, dava tarihi itibariyle davacının talep edebileceği zararın 14.596,28 TL olduğu rapor edilerek; Bir kısım ürünlerin geri alındığı ,kalan bir kısım ürünlerinin açık ayıplı olup süresinde ve de usulüne uygun...

                UYAP Entegrasyonu