Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Akdin feshi halinde ise menfi (olumsuz) zararlar istenebilir (BK.96. ve 108. maddeler). Ayrıca davalıya ödenen bedelin iadesi için bir ihtarname keşide edilip davalı temerrüde düşürülmediğinden temerrüt dava tarihinde gerçekleşmiştir (BK. 101/1. madde). Bu nedenle mahkemece olumlu zarar niteliğindeki kâr mahrumiyeti ile iş bedeli faizine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davacı teslim edilmeyen 150 adet saatten dolayı menfi zararını isteyebileceğinden mahkemece yapılması gereken iş, teslim olunmayan 150 adet saat nedeniyle davacının menfi zararının (kaçırılan fırsatın) bilirkişiden ek rapor alınarak belirlenmesidir....

    UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, satışı yapılan araçtaki ayıp nedeniyle misli ile değişim bu talebin mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemidir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Taraflar arasında aracın satışı, bedeli, hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, aracın ayıplı olup olmadığı, onarımının olanaklı olup olmadığı, misli ile değişim veya bedel iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

    (Taşıt üzerindeki kusurların açık ayıp niteliğinde bulunduğu, bayiden yeni olarak satın alınan taşıtın kabulünden imtina edilebileceği, taşıttan faydalanmayı engelleyecek nitelikte kusur bulunmadığı, taşıtın bedel iadesi ya da yenisi ile değişimine hükmedilmesi halinde %20 oranında kullanım kaynaklı tenzilata gidilmesinin uygun olacağı, taşıttaki değer kaybının 4.000,00 TL bulacağına dair) *23/02/2016 tarihli bilirkişi heyet ek raporu. (Aynı kanaatleri bildirir.) GEREKÇE: Dava davacının satın aldığı araçtaki ayıp nedeni ile ayıpsız misli ile değişimi veya bedel iadesi istemine ilişkindir....

    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında davacının evinde davalı yüklenici tarafından inşaat işleri yapılması hususunda sözleşmeler imzalandığı, davacının sözleşme bedeli 19.000,00- TL yi davalıya ödediği, bu hususun davalının da kabulünde olduğu, davalının yaptığı işlerde ayıp bulunduğunu gören davacının durumu noterden ihtarname göndererek davalıya ihbar ettiği, icabet edilmemesi üzerine daha sonra akdin feshi ve bedel iadesi konusunda ihtarname gönderip akabinde Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/18 D.iş tespit dosyası ile tespit yaptırdığı, bilirkişilerin belirlediği yapılan işlerin 3.000,00- TL' ye tekabül ettiğinden diğer işlerin sökülmesi gerektiğine dair raporlara istinaden ödediği bedelden 3.000,00 TL yi düşmek suretiyle kalan bedel ve ihtarname masrafları ve işlemiş faiz için davalı hakkında ilamsız icra takibi yaptığı; Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/18 D.iş sayılı dosyasına katılan inşaat mühendisi ve tesisatçı bilirkişilerin tespit raporları...

    Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itibarla; davalı vekilinin vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisi bulunmakta olup, HMK m. 349/2 hükmü uyarınca her aşamada istinaftan feragat etmek mümkün olduğundan, vaki istinaf talebinden feragat nedeniyle davalının istinaf başvurusunun reddine; davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK m.353/1- b-2 gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshine, aracın bedel iadesi sonrası satıcıya iadesine, 64.000,00 TL ve 8.500,00 TL+1.000,00 TL'nin tahsiline,davacının manevi tazminat talebi olmadığından manevi tazminat hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki franchise sözleşmesi ile davalıya ait fatura ödeme sisteminin davacı yanca kullanılması ve bunun karşılığında belli bir bedel ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmede akdin feshi halinde bu bedelin iade edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi sözleşmenin kendine özgü yapısı olan bir sözleşme olmasına göre sisteme girmek için ödenen bedelin iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

      - K A R A R - Dava, ayıplı mal satımı nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenilen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davalı taraf vekilleri, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalıların daha uzun süre için ayıba kefalet vermedikleri gerekçesiyle hak düşümü süreci geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yapılan teknik incelemede de arızanın gizli ayıp olduğu anlaşıldığı gibi kullanıcı hatasından kaynaklı bir arıza tespit edilememiştir. Zira bu konuda ispat külfeti davalı satıcı üzerindedir. Öte yandan 19/01/2022 tarihli teknik rapordaki yapılan teknik tespitlere göre üründeki arıza uyarınca telefondaki ayıbın önemli ayıp niteliğinde olduğu ve davacı müşterinin kabule zorlanamayacağı anlaşılmıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ileri sürülmüşse de söz konusu ayıp kullanılmakla ve sonradan nükseden bir ayıp olduğundan TTK'nın 23. maddesindeki 2 ve 8 günlük hak düşürücü süreler uygulanamaz. TBK'nın 223/2 maddesi kapsamında ayıp ihbarının ve başvurunun süresinde yapıldığının kabulü gerekir. HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; Davanın KABULÜ ile ; 1-Hasarlı telefon bedeli 3.179,91 TL'nin ödeme tarihi 24/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2-Uyuşmazlık konusu ... ... ... (......

          Öyle ki davalı tarafın ayıp oranında bedel indirimi şeklindeki hak dahi daha davacı lehine sonuç doğuracak hale gelmiş olup davalının temyiz taleplerinin bu yönden değerlendirilmesi...’şeklinde beyan etmiş olmakla, davacının bedel indirimi hakkı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince; ayıbın niteliği ve davacı vekilinin beyanı doğrultusunda seçimlik hakları yönünden değerlendirilip tartışılmak üzere bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

            Öyle ki davalı tarafın ayıp oranında bedel indirimi şeklindeki hak dahi daha davacı lehine sonuç doğuracak hale gelmiş olup davalının temyiz taleplerinin bu yönden değerlendirilmesi...’şeklinde beyan etmiş olmakla, davacının bedel indirimi hakkı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince; ayıbın niteliği ve davacı vekilinin beyanı doğrultusunda seçimlik hakları yönünden değerlendirilip tartışılmak üzere bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu