Bu itibarla; davacının sözleşmenin tarafı olan üretici şirkete karşı açtığı davada davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, satılandaki ayıp nedeniyle karar gerekçesinde belirtildiği üzere manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu talebin reddi de doğrudur. Ancak; satım sözleşmesinin tarafı olan davalı T3'un sorumlu olduğu bedelde indirim miktarı belirlenirken uygulanacak olan nispi metod yönteminde satılanın satış tarihindeki ayıplı değeri ile ayıpsız değerinin satış bedeline yansıma miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişinin rapor tarihindeki (güncel) ayıplı ve ayıpsız değeri satış bedeline oranladığı ve indirim bedelini hatalı hesapladığı görülmüştür....
sonra iki kere ek bilirkişi raporunu aldıran mahkemece ıslah yapılamayacağına neticeten karar vererek usul ekonomisine aykırı davrandığını, ayıp oranında bedelden indirimin de hatalı olarak çıkarıldığı, müvekkilince yapılan masraf kalemlerinin ısrarla hatalı olarak indirim miktarından düşüldüğünü, aracın değişen parçaları ayıplı kısımlarının da bedelde indirim miktarına yükseltecek nitelikte olmasına rağmen bu konuda itiraz ve taleplerine rağmen bilirkişiden rapor alınmadığı gerekçeleriyle ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına istemiştir....
Somut olaya gelince ;Davacının dava dilekçesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme veya satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme ve bedel iadesi veya satılanı alıkoyup ayıp oranında indirim yapılmasını isteme" isteklerinin davalı tarafça yerine getirilmediğini iddia ettiği, dilekçesinin devamında, ayıplı malın satın alınırken ödenen bedelin ,ayıbın tespitinden sonra satıcıya başvurulan tarih olan 17.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle ödenmesi için iş bu davayı açtığını belirttiği, netice-i talep kısmında, "satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim veya imkan varsa satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, ayıplı çıkan malın ayıp miktarı olan 23.728,00 TL 'nin satıcıya başvurulan tarih olan 17.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini" talep ettiği görülmüş olup; dava dilekçisindeki talep sonucunun açık olmadığı nazara alınarak,mahkemece davacı vekiline 6502 Sayılı TKHK'nın 11....
GEREKÇE: Eldeki davada; davacı, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıplı aracın misli ile değişimini, mümkün olmadığı takdirde ayıp nedeniyle araçta oluşan değer kaybının (bedelde indirim) davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline verilmesini talep etmiştir....
Maddelerinde belirtilen sürelerde geçerli bir yolla ayıp bildiriminde bulunmadığı, davalı satıcının ağır kusurlu olması halinde TBK' nun 225....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/119 D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, yapılan inceleme sonunda dairenin balkonlu net alanının 88.69 m², balkonsuz net alanının 73.49 m² olarak hesaplandığını ileri sürerek sözleşme gereği taşınmazın ayıpsız misli ile değiştirilmesine mümkün olmadığı takdirde ayıp oranında bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini istemiştir. II....
nin, ayıp oranında indirim hakkı olacağının bildirildiği görülmüştür. -26/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı ... ... A.Ş.'nin, ayıp oranında indirim hakkı olmayacağı","Davacı ...'nce teslim edilen malzemelerin bedelini indirimsiz olarak talep edebileceği" şeklinde kök rapordaki görüşlerinin değiştiğini, kök rapor sonuç bölümündeki; "1) Tarafların birbiriyle tam bir mutabakat halinde ticari defter kayıtlarına göre, davacının takip ve dava tarihleri itibariyle, davalı ...'den bakiye 24.608,66 TL alacaklı olduğu" yönündeki kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL: Dava cari hesap alacağına dayalı icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir....
olduğunu, ayıp oranında satış bedeli olan 74 bin lira üzerinden bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde indirim kararı ve yapılan masraflar nedeniyle daha sonra arttırılmak üzere 500,00TL tazminat kararı verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece 15.000 TL bedelde indirim yapılması yönündeki kabulü doğru değildir. Bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, araçtaki arızanın garanti kapsamında değiştirilip değiştirilemeyeceği, davacının zararı doğmuşsa bunun miktarı tespit ettirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....