Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda taraflar ilişkinin alım-satım olduğunu ileri sürmüş iseler de; BK’nın 355. maddesi hükmünce davalı yüklenici iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir bedel karşılığında bir şey imâlini (güvenlik sistemi temin, montaj, kullanım için eğitim işlerini) üstlendiğinden taraflar arasındaki ilişki alım-satım değil eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır....

    ve net olduğunu, bu yükümlülüğü yerine getirmiş olsa idi kanuna uygun davranmış olacağını ve imalattan kaynaklı bir ayıbın olup olmadığının meydana çıkacağını, ancak araçta ayıp olduğunun ancak araç arızalandığında fark edildiğini, davacının, aracın ayıpsız misli ile değişimini talep ettiği ve davalı tarafından kabul edilmediği beyanının gerçekliği bulunmadığını, Ordu A.Ş. ile yapılan yazışmaların sunulduğunu, hayatın olağan akışı gereği bir ticari şirketin ayıp ihbarını da yazılı yapması gerektiğini, davacının, davalıya telefon yoluyla veyahut yazılı bir ayıp ihbarının olmadığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddini istediklerini, arızadan dava dilekçesi ile haberdar olunduğunu, davacının onarımı kabul etmediğini ve dava açtığım, davacı talebinin garanti kapsamında sunulan güvenceyi bertaraf ettiğini ve garantinin hukuken anlamının kalmamasına sebep olduğunu, parça ve motor değiştirme ile giderilebilecek arıza için araç değişimi ve bedel iadesi talebinin iyi niyetle bağdaşmadığını...

    yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı mal" başlıklı 4. maddesinde; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tesbit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi gününden itibaren otuz gün içinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/11 D.İş dosyası ile ayıp ve delil tespiti yapıldığını, davalı tarafın, aracın yağına katkı maddesi konulduğunu mesajlaşmalar ile kabul ve ikrar ettiğini, satın alınan araçta meydana gelen arıza nedeninin katkılı yağ olması ile bu ayıbın TBK kapsamında gizli ayıp olduğunu, davalı tarafından ayıpların giderilmediğini, bilirkişi raporlarında araçta oluşan hasarın 20,000.00- TL civarı olarak tespit edildiğini, şimdilik 1.000,00- TL maddi ve 5.000,00- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 19/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 5,000.00- TL manevi tazminat ve 23,000.00- TL maddi tazminat olarak ıslah etmiştir....

        Davacı taraf "davalı ile aralarındaki sözleşme gereğince yapılan kalker kırma ve eleme tesisinin saatte 200- 250 ton kapasiteli olması gerektiği halde, daha düşük kapasitede olmak üzere saatte yaklaşık 100 ton kapasite ile çalıştığını, bunu davalı tarafa bildirip onarım ve servis hizmeti de alınmasına rağmen durumun düzeltilemediğini, dolayısıyla kendisinin zarara uğradığını ve sözleşmenin çekilmez hale geldiğini, bu nedenle sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını ve buna dair sözleşme bedeli ile zararlarının tazminini istediğini" iddia etmektedir....

        Eldeki davada, sözleşme tarihi itibari ile 4077 sayılı Kanunun yürürlükte olduğunun anlaşılmasına göre Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde 4077 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır....

          Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.'' denilerek üreticiye karşı kullanılabilecek seçimlik haklar gösterilmiştir. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesi hükmü ile “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

            UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davalıdan satın alınan konuttaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle misli ile değişim, aksi halde sözleşmenin feshi ile bedel iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının kanalizasyon atıklarının satın aldığı konutun tuvalet ve lavabolarından geri teptiğini, bu nedenle evin ayıplı olduğunu iddia ederek konutun misli ile değişimini, aksi halde satış sözleşmesinin feshi ile bedelin iadesi isteminde bulunulduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda inşaatın ruhsata ve projeye uygun yapıldığı, ayıplı imalatın sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

            Davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini,davacının bedel iadesi ve sözleşmeden cayma talebi hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, Uyuşmazlığa konu araç fabrika standartlarında olup, gizli veya açık herhangi bir ayıp söz konusu bulunmadığını, dava konusu araç satış işleminin yapıldığı 22.10.2014 tarihinden, müşteri şikayeti ile servise getirildiği son tarihe kadar 2 yıl boyunca müşteri tarafından sorunsuz olarak kullanılmış ve 70.413km yol yapmıştır....

            UYAP Entegrasyonu