Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Somut uyuşmazlık itibariyle;Davacının, davalı tarafından inşa edilen taşınmazı davalı ile yapılan 09/10/2007 tarihli sözleşme ile satın alarak,taşınmazın davacıya 03.03.2010 tarihli teslim tutanağı ile teslim edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın kullanım alanının taahhüt edilen yüzölçüm miktarından daha küçük olarak imal edildiğine ilişkin husus davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olup,taşınmazın davacıya tesliminden sonra kısa sürede yapılacak bir inceleme ile anlaşılabileceği gözetildiğinde,taşınmazın kullanım alanına ilişkin ayıplı imalatında açık ayıp olarak kabul edilmesi gerekir....
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....
Bu hali ile ithalatçının da satıcı ile birlikte ayıptan sorumlu olduğu değerlendirilmelidir. Öncelikle ayıp nedeni ile bedel indirimi istemine ilişkin yapılan değerlendirmede; somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu ürünlerin kişiye özel üretilmediği, standart üretim olduğu, teklif metninde yazılı vasıfları taşıdığı, haliyle ayıplı olmadığı, arızaların ise kullanıcı hatasından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu durumda davalı satıcı ... şirketi aleyhine bedel indirimi talebi ile açılan davanın reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Davacı yan, davalı ... şirketinin yanlış yönlendirmesi nedeni ile yanlış ürün seçildiğini ve bu nedenle sürekli arızalandığını iddia etmiştir. Bu hale göre davalı ithalatçının teklif metni sunduğu da gözetilerek, tavsiyesi nedeni ile davacıya yanlış ürün seçimi yaptırıp yaptırmadığı ve bu durumdan sorumluluğu bulunup bulunmadığı belirlenmelidir....
‘nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 3-Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimi ve manevi tazminat istemi ile eldeki dava açmıştır. Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre araçtaki boya hatasının üretimden kaynaklandığı, bu durumun araçta 9.000,00 ila 10.000,00 TL arasında değer kaybına yol açacağı tesbit edilmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının araç değişimini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür.6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2017/573 ESAS 2020/117 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Osmaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)13/02/2020 tarih ve 2017/573 Esas 2020/117 sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Müvekkilinin Furkan Enez Alkan adına vasi olması nedeni ile Erzin Sulh Hukuk Mahkemesinin vasilik kararına istinaden davalı ile aralarında yapmış oldukları satış sözleşmesi gereğince 34 XX 340 plaka sayılı 2017 model Volkswagen marka aracın satışı konusunda Furkan Enez Alkan'ın engelli olması nedeni ile yasa kapsamında gerekli ÖTV indirimi yapılarak 76.933,26 TL karşılığında anlaştıklarını, aracın anahtar teslim fiyati olan 89.515,60 TL ye satın aldığını...
ve ayıplı ifa ettiğini; akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, duş bataryalarının termostatik yapılmadığını, güneş kolektörleri ile destekli su sisteminin kurulmadığını, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünün sağlanarak klozet sifonlarında kullanımı ile ilgili taahhüdün yerine getirilmediğini, A ve B blok arasındaki dükkanların bulunduğu mahallin çatı bağlantısının yeşillendirilmediğini, pencerelerin açılır yapılmadığını, çardak, süs havuzu araç parklarının kalitesiz yapıldığı vs. taşınmazda değer kaybına sebep olan bu eksik ve ayıplar nedeni ile fazla hakları saklı kalarak, taşınmaz bedelinden 5.000 TL bedel indirimi yapılarak faizi ile ödetilmesini istemiş, 03.10.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 89.061 TL artırarak 94.061 TL’nin satın alma tarihi olan 21.08.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
a karşı açmış olduğu iki davadan birisinde HGK tarafından hukuki nitelendirmenin eksik ifa olarak yapıldığını ve ihbar süresi olmaksızın bedel tenziline hükmedildiğini, ancak işbu davada hukuki nitelendirmenin ayıp olarak yapılıp ve 30 günlük ihbar süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından bahçe ile ilgili taleplerinin reddedildiğini, yine aynı projeden daire satın alan farklı iki kat malikinin davalı ...'...
Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Somut olayda, yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporu ve ek raporlarında ayıpların bir kısmının açık, bir kısmının ise gizli olduğu bildirilmiştir....
Davalı, dairede ayıp bulunmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece,davacının daireyi teslim aldığı 5.11.2007 tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde açık ayıpların bildirilmediği her halükarda ayıbı 1.05.2008 tarihinde öğrendiği ve davalılara ayıbı makul sürede ihbarda bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine hükmedilmiştir.Davacının, davalıdan bir daire satın aldığı ve dairenin 05.11.2007 tarihinde davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. 4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu Talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Mahkemece, sözleşmenin 12.08.2001 tarihinde yapıldığı, davacıya tarihsiz teslim tutanağı ile teslim edildiği, tescilin 12.05.2004 tarihinde tapuya tescilinin yapıldığı, davanın ise 29/06/2012 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi ile talep edilen hususların Yargıtay 13.HD’nin 02/05/2013 tarih 2012/2393 Esas 2013/11014 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere açık ayıp niteliğinde olduğu ve bir aylık ayıp ihbarının süresinde davalıya yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir....