Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dava konusu faturadaki tüketim miktarının belir- lenmesinde bu 2 belgenin bağlayıcı olduğu, davacı tarafından ödenen 35.334,43 TL faturadaki tüketim bedelinin kabul edilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirdiğini, Yerel mahkemece eksik inceleme ve hükme elverişli olmayan rapora dayalı olarak hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit talebine dayalıdır....

    Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararı akidi olan davalıdan isteyebilir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıba dayalı rücuen tazminat İsteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 08/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Davacı, davalıdan satın aldığı çatı kaplama malzemesini döşemiş olduğu dava dışı müşterinin kendisi aleyhine ayıp nedeniyle dava açıp kazandığını, bu nedenle dava dışı müşteriye tazminat ödemek zorunda kaldığını, bunun sorumluluğunun ayıplı malzemeyi satan davacı şirkete ait olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava dışı müşteriyle davacı arasındaki davanın kendisine ihbar edilmediğini, ayrıca süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile dava dışı müşterisi arasındaki daha önce görülüp sonuçlanan davanın davalıya ihbar edilmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ayıba dayalı olarak açılıp sonuçlanan o davada alınan ilama dayanılarak davacı aleyhine 07.06.2004 tarihinde icra takibine girişilmiş, 17.05.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle de ayıp ihbarında bulunulmuştur....

        Öyleyse mahkemece bu yön göz öününe alınarak, gerektiğinde yeniden rapor tesisi ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz nedenlerinin reddine ikinci bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıba karşı tekeffül davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğunun kendisinden gizlendiğini, davalının ayıba karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek satış bedeli 24.050,00TL nin, ayrıca alımsatım harcı, noter ve ihtar masrafı 226,62 TL.nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

            Davalı vekili, dava konusu aracın müvekkili tarafından acente sıfatıyla 29.12.2008' de davacı şirkete satıldığını, 20.08.2009' dan itibaren de servis bakımlarının yapılmaya başlandığını, öncelikle davada ayıba dayalı zamanaşımı süresinin dolmasından dolayı davanın reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, araçtaki arıza sonrasında yapılan analizlerde araçta hatalı yakıt kullanımı nedeniyle motor arızası oluştuğunun belirlendiğini, tüm servis bakımlarının ... standartları çerçevesinde yapıldığını, davacının yaptırdığı analizlerin hangi numune üzerinde yaptırıldığının da bilinmediğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir....

              A.Ş vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından ikame edilen davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, TTK ve TBK hükümleri gereğince ayıba karşı tekeffül yükümlülüklerini yerine getirmediğini, araçta gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, davacının aracının bu zamana kadar kullanılması ve araçtan faydalanması nedeniyle elde ettiği menfaat, davacının aracı ayıpsız misli ile değişim talebinin yasal şartlar taşımadığını gözler önüne serdiğini, bu nedenle taleplerinin reddi gerektiğini, araç değişim talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının garanti süresinin sona ermesine yakın aracın yenisi ile değişimini talep etmesinin dürüstlük kuralına yani Medeni Kanunun 2. maddesine aykırı olduğunu, ayıba yönelik itirazlarının saklı kalmak kaydıyla davaya konu araç üzerinde haciz rehin şerhleri olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, zira üzerinde takyidat bulunan araçlar...

                YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Adıyaman İli … Kız Kur'an Kursu öğreticisi olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin (b) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemi ile Diyanet İşleri Başkanlığının … tarih ve … sayılı Olurunun ve bu karara yapılan itirazın değerlendirmeye alınmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir....

                  Ceza Genel Kurulu'nun 2014/8-71 esas, 2016/42 karar nolu ve 09/02/2016 tarihli kararında da benimsendiği üzere, sanık hakkındaki hapis cezasının 3000 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilen ilk hükmün yalnız sanık tarafından temyiz edilip lehe bozulmasından sonra, 5 ay hapis cezası şeklindeki açıklanması geri bırakılan ikinci hükmün, sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması sırasında "cezayı aleyhe değiştirme" yasağı gözetilerek hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, sanık ... müdafisinin temyiz istemi bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasına, "sanığın 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına...

                    UYAP Entegrasyonu