"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Davacı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenmiş olan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmadığı gibi (TMK m. 166/1) bu yönde bir ıslah talebi de bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Ayrılık Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; *onanmasına dair Dairemizin *18.11.2009 gün ve *6732-20064 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle boşanmaya karar verilmesi halinde ayrılık hükmünün, boşanma hakkındaki hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olacağının tabii bulunmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle de, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da, idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece, feragat nedeniyle verilen ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık fiili ayrılık süresinin geçtiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden sonra tarafların barıştığı, yaklaşık 87 gün birlikte yaşamaya devam ettikleri, sonrasında yeniden ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda, önceki boşanma davasının feragatle sonuçlanmasından sonra ortak hayat yeniden kurulmuş olmakla, davada Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde aranan koşullar oluşmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : TCK'nın 151/1, 167/2, 53 maddeleri gereğince sanığın 3 ay hapis cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ve katılanın eş oldukları, katılanın boşanma davası açtığı bu dönemde tarafların ayrı yaşadıkları, olay tarihinde sanığın bisikleti ile katılanın aracını çizmek suretiyle mala zarar verme suçunu işlediği iddia edilen olayda; Sanıkla katılan arasında boşanma davası görüldüğü, ancak taraflar arasında verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadığı, sırf boşanma davasının açılmasının ayrılık kararı verildiği anlamına gelmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın unsurları oluşmayan mala zarar verme suçundan TCK'nın 167/1 maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından; müşterek çocuklar için hükmedilen nafaka ve ihtiyati tedbir ara kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İhtiyati tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolu kapalıdır (Yargıtay İçtihadı Birleştirme (Hukuk) Genel Kurulunun 21.02.2014 tarih, 2013/1 esas, 2014/1 karar sayılı kararı)....
Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar aile hukukuna özgü önlemlerden olup; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. maddesi kapsamındaki bir tedbir niteliğinde olmadığından, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki önlemlere ilişkin kararlar ile bu kararlara itiraz üzerine verilen kararların tek başına temyizi mümkün değildir. Bu sebeple temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz isteğinin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.26.09.2013 (Prş.)...
Boşanma veya ayrılık sırasında Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar (TMK. md. 169) ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır. Temyize konu karar bu çerçevede olmadığından, davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz isteğinin REDDİNE temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2013 (Çar.)...
Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.", 172. maddesi düzenlemesi "Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur." hükümlerini içermektedir. Tüm dosya kapsamından; Ankara 3....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile ispat edildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kendi kusuruna dayanarak boşanma davası açma hakkı bulunmadığı, kadının boşanma ve ayrılık davası açma hakkı bulunduğu, karşı boşanma davasına itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı, ayrılık davasının kabulüne, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, gerekçede erkeğin kusurlu davranışları sayıldığı ve kadına kusur isnat edilmediği halde, çelişkili gerekçe ile birbiri ile çelişkili ve infazı mümkün olmayacak şekilde ayrılık davasının kabulü ile tarafların ayrılmalarına, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, kadın yararına hükmedilen nafaka...
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ayrılık talebinden feragat etmesine neden olan olaylarda davalı tarafın kusurlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, avukatlık ücretinin haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerektiğini, ayrılık davası açılmasında ve iradenin boşanma yönünde kuvvetlenmesinde tek kusurlu tarafın davalı olduğunu, kusursuz müvekkili hakkında karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin HMK'nın 323 ve 326 maddelerine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanmasına, yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun müvekkili hakkında adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....