Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma veya ayrılık sırasında Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar (TMK. md. 169) ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır. Temyize konu karar bu çerçevede olmadığından, davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz isteğinin REDDİNE temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2013 (Çar.)...

    Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.", 172. maddesi düzenlemesi "Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur." hükümlerini içermektedir. Tüm dosya kapsamından; Ankara 3....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ayrılık talebinden feragat etmesine neden olan olaylarda davalı tarafın kusurlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, avukatlık ücretinin haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerektiğini, ayrılık davası açılmasında ve iradenin boşanma yönünde kuvvetlenmesinde tek kusurlu tarafın davalı olduğunu, kusursuz müvekkili hakkında karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin HMK'nın 323 ve 326 maddelerine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanmasına, yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun müvekkili hakkında adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....

    Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili; cevap dilekçesi süresinde olmasa bile davacı tarafın iddialarının inkar edilmesi kapsamında savunmalarını ispat için karşı delil sunma haklarının olduğunu, müvekkilinin dinletilen tanığının beyanına göre hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, bu tanığın beyanı ile fiili ayrılığın gerçekleşmediğinin ortaya konduğunu, eylemli ayrılık sebebiyle dava açılabilmesi için 3 yıllık ayrılık süresinin kesintisiz olması gerektiğini, tarafların kesintisiz olarak üç yıldır ayrı olmadıklarını, ortak hayatın bir süre de olsa kurulduğunu, davanın reddi gerektiğini, tedbir nafakasının az olduğunu belirterek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü ve tedbir nafakası miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, birlikte yaşamaya ara verilmesine dair karar ittihazı ile Türk Medeni Kanununun 194, 195 ve 197 maddelerinde düzenlenen gerekli tedbirlerin alınmasını, öncelikle geçimini sağlamak üzere aylık 1000,00 YTL parasal katkıya hükme dilmesini talep etmiştir. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 170. maddesi uyarınca üç yıllık süreyle ayrılığa, aylık 400,00 YTL tedbir nafakasına, davacının Türk Medeni Kanununun 194, 195 ve 197. maddelerine ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının Türk Medeni Kanununun 170. maddesine dayalı ayrılık davası yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı dava dilekçesinde; daha önce açtığı ayrılık davası sonucu ayrılık kararı verildiğini, bir araya gelmediklerini açıklamış olup, bu konudaki dava dosyasının bulunup gönderilmesi, 2-Davalı temyiz dilekçesi davacıya Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş olup adreste bulunmama nedeni ve beyan sahibinin ismi ve imzası alınmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı-davalı kadının açtığı ayrılık davasının kabulü ile erkeğin açtığı boşanma davası yönünden ise davanın ayrılık talebi olarak kabulüne karar verilmesinden sonra, karar henüz kesinleşmeden, davalı-davacı erkek 15.06.2016 tarihinde ölmüştür. Bu halde evlilik, erkeğin ölümüyle sona erdiğinden, boşanma davası konusuz kalmıştır. Davalı erkek mirasçıları dilekçe vererek davaya Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca devam etmek istediklerini bildirmişlerdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olarak açılmış olup, davacı vekili tarafından 06.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsılması hukuki sebebine dönüştürülmüştür. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; özellikle davacı tanıkları Zümrüt ile Aynur'un beyanlarından tarafların beş yıldır fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni olmadığı gibi, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Davalının boşanmayı gerektirir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde taraflar arasında daha önce verilen ayrılık kararına rağmen ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle TMK 172 maddesine dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece TMK 166/1 maddesi uyarınca davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı tarafından daha önce davacı aleyhine bir boşanma davası açıldığı, bu davada 1 yıl ayrılık kararı verildiği ve hükmün 12.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ve açıklanan olaylara göre, boşanma davası Türk Medeni Kanununun 172 maddesinde yer alan sebebe dayanmaktadır....

                Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin (TMK.m.169) alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır. Temyize getirilen karar bu çerçevede olmadığından, davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz isteğinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.25.12.2013(Çrş.)...

                  UYAP Entegrasyonu