Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 91.maddesine göre süreler taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hallerde tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 345.maddesine göre istinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır.Tüm dosya kapsamından gerekçeli kararın 18.08.2020 tarihinde davalı-karşı davacıya tebliğ edildiği, davalı-karşı davacının istinaf süresinin adli yılın ilk günü olan 01.09.2020 salı günü bittiği, istinaf süresinin bitimi adli tatile rastlamadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunun 104.maddesinin uygulanma sının da söz konusu olmadığı, davalı-karşı davacı tarafça yasal iki haftalık süreden sonra 09.09.2020 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşıldığından davalı-karşı davacın tarafın istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davacı birleşen dosya davalısı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; boşanma talebinin reddinin yanlış olduğunu, boşanma kararı verilmediyse bile ayrılık kararı verilmesi gerektiğini, bunun hiç göz önünde tutulmadığını, nafaka artırımının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, boşanma red kararı yerine ayrılık kararı verilmesine, baba ile çocuk arasında şahsi ilişkinin düzenlenmesine ve nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle TMK 166/1 maddesi gereğince boşanma davasıdır. Birleşen dava ise TMK 197.madde gereğince kadın ve çocuk lehine verilen önlem nafakasının artırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince, asıl davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2021 NUMARASI : 2020/197 ESAS-2021/37 KARAR DAVA KONUSU : Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin devamına yönelik hiç bir birliktelik de yaşanmadığını, uzun süredir aynı coğrafi bölge sınırları içinde dahi bulunmadıklarını, reddedilen boşanma davasının üzerinden yaklaşık 4 yıl zaman geçtiğini ve fiili ayrılık durumunun bulunduğunu beyanla, fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının reddine, boşanma halinde müvekkili lehine 100.000- TL maddi, 100.000- TL manevi ve dava tarihi itibariyle 1.500,00- TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "ayrılık" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK ms.170/3) gerekir. Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. 2-Kabule göre de, ayrılığın süresinin belirtilmemesi ve davacı yararına yoksulluk nafaksına hükmedilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olarak açılmış olup, davacı vekili tarafından 06.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsılması hukuki sebebine dönüştürülmüştür. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; özellikle davacı tanıkları Zümrüt ile Aynur'un beyanlarından tarafların beş yıldır fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni olmadığı gibi, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Davalının boşanmayı gerektirir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı- karşı davacı vekili özetle; davalı-karşı davacının boşanma davasının tüm şartları gerçekleşmesine rağmen davanın reddedilmesi, davacı-karşı davacının davasının reddedilmesine rağmen davacı- karşı davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi, ayrılık davasının reddi nedeniyle davalı-karşı davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, ayrılık karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili, erkeğin davasının kabulünü, aleyhe vekalet ücreti takdirini, lehe takdir edilen nafaka miktarlarını ve ayrılık kararı verilmemesini istinaf etmiştir. Davalı davacı erkek vekili, kusur belirlenmesini ve tazminat taleplerinin reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 170 maddesine dayalı ayrılık, erkeğin birleşen davası ise TMK'nın 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davası dosyadan tefrik edilmiş, birleşen dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın istinaf dilekçesinde ayrılık kararı verilmemesini istinaf etmiştir....
GEREKÇE : Dava; fiili ayrılık nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasıdır. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece; asıl davanın TMK'nun 166/son maddesinde düzenlenen fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davası olup, maddede düzenlenen koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise; TMK'nun 166/1- 2 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası olup, karşı davacının tanık bildirmeyip, başkaca da bir delil sunmadığından, iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 1- Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir....
E) Gerekçe: Dairemizin 2008/7444-7076 Esas Karar Sayılı işe iade davasında verilen karar ile davacının belirli süreli iş akdi ile çalıştığı hususu kesinleşmiş olup, iş akdinde belirtilen iş için alınan işçilerden bir kaçının zaman zaman ortaya çıkan eleman ihtiyacı nedeni ile kısa süreli ve geçici olarak başka işlerde çalıştırılmış olması asli ve sürekli işlerde çalıştırılmak için işe alındıkları anlamına gelmeyeceği, davacıya işe başladığında bitiş süresinin yaklaşık olarak söylendiği de dikkate alındığında taraflar arasındaki iş akdi belirli sürelidir. Davacının iş akdinde süre, işin bitimi olarak kararlaştırılmış ve sendika temsilcilerinin de imzası bulunan tutanak ile işin bitimi ve iş bitimi ile davacının da aralarında bulunduğu işçilerin iş akdinin sona erdiği hususu imza altına alınmıştır....