Davacı dava dilekçesinde, davalının kendisini dövmesi nedeniyle Aile Mahkemesince 1 yıl ayrılık kararı verildiğini, bu sürenin geçmesine rağmen davalı ile biraraya gelemediklerini, davalının annesinin evinde oturmaya devam edip halen ayrı yaşadıklarını, kendisinin çalışmadığını, paraya ihtiyacı olduğunu belirterek 500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı savunmasında talep olunan nafaka miktarının fahiş olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece; daha evvel verilen 1 yıl ayrılık süresinin sona ermesine rağmen fiili ayrılıklarının devam ettiğini, bu süre içinde davalının kusurlu davranışının bulunduğu ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar evli olup, daha evvel davalının davacıyı dövmesi nedeniyle mahkemece 1 yıl ayrılık kararı verildiği ve bu karar ile 250 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 1 yılın sona ermesi ile tedbir nafakasının da sona erdiği anlaşılmaktadır. Dava, TMK.'nun 197 vd....
Dava ayrılık (TMK m.170) davası olup mahkemece 30/05/2012 tarihli karar ile tarafların "1 yıl 6 ay süre ile ayrılıklarına, ortak çocukların velayetlerinin ayrılık süresince davacıya verilmesine, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı ve ortak çocuklar için mahkemece belirlenen nafakanın davalı tarafça ödenmesine" karar verildiği, davacı tarafça, kararın aradan çok uzun zaman geçmesine karşın tebliğe çıkarılmadığı, davalı tarafın kararı yıllar sonra tebliğe çıkartması üzerine, davacı vekilince bu kez karar tarihinden yaklaşık dört yıl sonra 14/04/2016 tarihli dilekçe ile "ayrılık süresinin kısa olduğu, nafaka miktarlarının az olduğu ileri sürülerek karar temyiz edilmekle temyiz isteminin kötüniyetle yapıldığı kanaatine varıldığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.434 yollamasıyla aynı Kanunun 422. maddesi uyarınca, kararı temyiz eden davacı vekilinin takdiren 2.000 TL idari para cezası ile cezalandırılması uygun bulunmuştur, SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda...
Bu durumda boşanma ve ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen TMK.nun 169. maddesi çerçevesinde alacağı tedbir ve bu tedbirlere itiraz üzerine kararlar ancak esas hükümle birlikte temyizi kabul olup, esas hükümden ayrı ve bağımsız olarak temyiz edilemez. Bu bakımdan davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.05.2015(Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının daha önce açtığı ayrılık davasının ispat edilemediğinden reddedildiği, bu duruma göre ret ile sonuçlanan davadan önceki olayların nazara alınamayacağı, bu sebeple davalı erkeğin eşini ve ailesini tehdit etmesi dışındaki vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrılık davasının açıldığı tarihten sonra ise davalı erkeğin eşini ve eşinin ailesini tehdit ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna...
Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu 169. madde gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir (... 23.10.2012 tarihli, 2012/16049-25839 sayılı kararı). Bu bakımdan davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz isteğinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.14.11.2012 (Çrş.)...
Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir (2. Hukuk Dairesinin 23.10.2012 tarihli, 2012/16049-25839 sayılı kararı). Bu bakımdan davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.11.2012(Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık - Karşılıklı Boşanma -Kişisel Eşya ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "ayrılık" ve "karşılıklı boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (karşı davacı) -davalı (kadın) tarafından, eşit kusurlu kabul edilmesine ilişkin gerekçesi, tazminatlar yönünden; koca tarafından da, kusur tespiti, tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, temyiz eden davacı (karşı davacı) davalı (kadın) vekili incelemenin duruşmalı yapılmasını talep etmiş ise de buna ilişkin gideri yatırmadığı anlaşıldığından, duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi.Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul...
"İçtihat Metni"Mahkeme : BOĞAZLIYAN Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, taksirle yaralama, 6136 sayılı Yasaya ayrılık Hüküm : Mahkûmiyet 6136 sayılı Yasaya ayrılık suçu yönünden onama, Taksirle yaralama suçu yönünden iade, Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden bozma Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekir. Katılan ...’un yokluğunda verilen hükme ait gerekçeli kararın bilinen son adresi olan “... Mah. İstiklal Cad....
Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır. Temyize getirilen karar bu çerçevede olmadığından, davacının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz isteğinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 23.10.2012 (salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. osyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, ayrılık kararına dayalı, ayrılık süresi içinde ortak hayatın kurulamamış olması sebebiyle boşanma (TMK.md.172/2) isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu sebeple tarafların boşanmalarına karar verildiği halde, hükümde boşanma kararının dayanağının Yasanın 166/1.maddesi olarak gösterilmesi doğru değil ise de; bu hususun sonuca etkili bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmediğinden bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının ve davacının nafakaya ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan...