Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak sanığın kaçakçılık suçundan beraatine, idari para cezası verilmesine yer olmadığına dair hükmün katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede; Sanık hakkında ruhsatsız ve TAPDK uygunluk belgesi bulunmayan iş yerinde mahkeme kararı ile yapılan aramada ele geçen 6.550 gr kıyılmış tütün nedeniyle 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kamu davası açılmış olup, ele geçen kıyılmış tütünlerin yabancı menşeili olduklarının tespiti halinde sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi kapsamında olacağı, yerli olduklarının tespiti halinde ise suç tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Yasanın 8/5-o maddesinde belirtilen ve idari yaptırımı...

    Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU MALİKİ İLE DAVACI MURİSİNİN AYNI KİŞİ OLDUĞUNUN TESPİTİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 102 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı,tapulama tutanağı ile dayanak belgelerinde, miras bırakanın doğum tarihi ve diğer kimlik bilgilerinin yer almadığından tapuda, mirasçılar adına intikal işlemlerini yapamadıklarını ileri sürürek, tapu kayıt maliki ile miras bırakanın aynı kişiler olduğunun tespitini istemiştir. Davalı,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, nüfus kayıt araştırması ve tanık beyanlarına istinaden tapu kayıt maliki ile miras bırakanın aynı kişiler olduğun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        nın davacı kooperatif üyesi olduklarının kabulüne karar verilmiştir. Bu yönetim kurulu kararının ortadan kaldırıldığına ilişkin herhangi bir karar ya da belge sunulmadığı için ... Şirketi ile davalı kooperatif arasında imzalanan 27/06/2003 tarihli sözleşmenin 32.maddesi dikkate alındığında, yukarıda isimleri geçen 9 kişinin halen davacı kooperatifin üyesi olduklarının kabulü gerekmiştir. Davacılarımızdan ...'ın ismi bu yönetim kurulu kararında üyeliğine kabul kararı verilen kişiler arasında yer almamakla birlikte, kendisinin 17/04/2008 tarih ve 249 nolu yönetim kurulu kararında üyeliğine karar verilen ...'dan bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan Ankara 53. Noterliğince düzenlenen25/01/2010 tarihli ve 02175 yevmiye nolu kooperatif hisse devir sözleşmesi uyarınca üye sıfatını kazandığı kabul edilmiştir....

          Şöyle ki; Davacı idarenin düzenlediği kıymet takdir raporundaki ağaç sayıları ve yaşları incelendiğinde, zeytin ağaçlarının çoğunun 4-6 yaş aralığında tespit edildiği, 12-20 yaş aralığında sadece 19 tane ağaç olduğu, fıstık ağaçlarının çoğunun 1-6 yaş aralığında tespit edildiği, 20-30 yaş aralığında ise 47 tane ağaç olduğu halde 1. bilirkişi kurulu raporunda fıstık ve zeytin ağaçlarının 15-20 yaş olduklarının kabulü ile hesap yapıldığı, aynı bilirkişi kurulunun ek raporunda fıstık ağaçlarının 30-35 yaşında olduklarının belirtildiği, hükme esas alınan raporda ise zeytin ağçalarının 12-15 yaş, fıstık ağaçlarının ise 25-35 yaş kabülü ile değer biçildiği gözetildiğinde, kıymet takdir raporu ve bilirkişi raporları arasındaki bu çelişkiler giderilerek zeytin ve fıstık ağaçlarının verim çağında olan hakim yaş grubu belirlenerek bu yaş gruplarındaki ağaç sayılarının taşınmaza kısmen kapama zeytin bahçesi ve kısmen fıstık bahçesi niteliği verip vermediği tespit edildikten sonra, 1-Kısmen Kapama...

            Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmiş, hükme karşı davalı Mülhak Vakıf vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiş, bu kez her iki davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Beraat, düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkında mahkeme kararı ile iş yerinde yapılan aramada ele geçen doldurulmuş sigaralar nedeniyle 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kamu davası açılmış olup, dava konusu doldurulmuş sigaralara ait tütün, sigara kağıdı, makaron ve sigara filtrelerinin yabancı menşeili olduklarının tespiti halinde sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi kapsamında olacağı, yerli olduklarının tespiti halinde ise tütünler yönünden suç tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Yasanın 8/5-o maddesinde belirtilen ve idari yaptırımı gerektiren kabahati oluşturacağı cihetle, sanık hakkında 04.07.2017 tarihli idari...

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Tespiti İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, davacıların Mazbut Mirahor Mehmet Bey Bin Yusuf Vakfı'nın gallesine müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiştir....

                  Dava, mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3.maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır....

                    D)İSTİNAF NEDENLERİ Kayyım vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar ile taşınmaz maliklerinin mirasçılarının aynı kişiler olup olmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı kayyım vekili istinaf yoluna başvurmuştur. 3561 sayılı Kanun uyarınca atanan kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Kayyım atanması (kaldırılması) istemine ait davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırmayı yaparak karar vermek durumundadır. Kayyım atanan tapu malikleri ile davacıların miras bırakanlarının aynı kişi olduklarının tespiti, kayyımlığın kaldırılması bakımından zorunludur....

                    UYAP Entegrasyonu