Mahkemece, tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğu ispatlanmakla, "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı vermek gerektiği gerekçesiyle davacı ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına , 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan vatandaşlık kimlik numarası, doğum tarihi ve anne adı tapu sicilinde bulunması zorunlu unsurlardan olmadığından bu hususların düzeltilmesi dava yoluyla istenemese de çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince davanın tespit davası yani tapu maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davası olarak değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davanın, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olmayıp, malik görünen kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun saptanması amacına yönelik bir dava olduğu açıktır. Her ne kadar kayıt malikinin doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinin tapu kaydında yer alması zorunlu olan bilgilerden olmadığından bu konuda düzeltme kararı verilemese de malik olarak görünen kişi ile mirasbırakanın doğum tarihi ve diğer kimlik bilgileri belirlenmek suretiyle aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. O halde, araştırma ve incelemenin bu kapsamda yapılması gerektiği kuşkusuzdur. 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2011 tarihinden sonra tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla husumet yöneltilerek yapılan böylesi taleplerle mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile tespiti istenen kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Mahkemece, davacının talebinin nüfus kaydında... olarak kayıtlı olan kişi ile davacının aynı kişi olduğu ve bu nedenle...'ın doğum tarihi ve doğum yerinin davacı ...'ın doğum yeri ve doğum tarihi olarak yazılması istemine ilişkin olduğu, .... 1 AHM'nin 2013/38 Esas - 2013/335 Karar sayılı kararı incelendiğinde, davanın kısmen kabulüne karar verilerek .... T.C. kimlik numaralı ... ile .... T.C. kimlik numaralı...'ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verildiği ancak bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, oysa aynı dava dosyasına sunulan ve...'a ilişkin olarak 05/08/1975 tarihli ölüm tutanağında...'ın ... Sağlık Ocağı tarafından düzenlenen ölüm tutanağı ile öldüğünün belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, nüfusa mükerrer olarak yazılan kaydın iptali ile gerçek kayıttaki doğum tarihinin ve doğum yerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, .. ve....'...
'un aynı kişi olduğunun tespitine," ibaresinin yazılmasına ve davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı ... kaydındaki ... oğlu ... ismindeki kişi ile aynı kişi olduğunu tepiti ile taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş olup, davacı aynı ismi taşıyan kişilerin bulunduğu da anlaşıldığından, verilecek kararın mülkiyet değişikliğine neden olabileceği değerlendirildiğinde davanın ... 3. Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/02/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
ın nüfus kütüğünde 1998 olan doğum yılının 1993 olarak değiştirilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Solhan Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen davaname ile ...'ın nüfus kütüğünde 01.01.1998 olan doğum tarihinin ay ve günü saklı tutularak doğum tarihinin 1993 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur....
Bunun için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur. Bu nedenle sağ ise tapulama bilirkişileri temin edilerek gerek görülmesi halinde taşınmaz başında keşif yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ile tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi (anne adı) yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak idarece düzeltilmelidir....
Bunun için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur. Bu nedenle sağ ise tapulama bilirkişileri temin edilerek gerek görülmesi halinde taşınmaz başında keşif yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ile tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi (anne adı) yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak idarece düzeltilmelidir....
Ancak "çoğun içerisinde az da vardır " kuralı gereğince davanın tespit davası olarak değerlendirilerek, kayıt maliki ile iddia edilen kişinin aynı şahıs olduklarının tespitine karar verilmesi olanaklıdır. Hâl böyle olunca; davacının, mâlikin doğum tarihinin değiştirilmesi talebinin, hak sahipliğinin tespiti isteğini de içerdiği gözetilerek kayıt maliki ile davacının mirasbırakanın aynı kişi olduğu yönünde tespit kararı verilmesi gerekir. Nitekim davacı, Osmangazi T2ne başvurmuş ve intikal talep etmiştir. Bu talebinin T2 21.10.2020 tarih, 54191 yevmiye sayılı kararı ile mâlikin 1336 doğumlu olduğu, davacının miras bırakanının 1954 doğumlu olduğu, aynı kişi olup olmadığı yönünde kanaate varılamadığı belirtilerek reddedildiği görülmektedir....