GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya kapsamına göre, borçlu sanık hakkında Kastamonu 1.İcra Müdürlüğünün 2006/2740 esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, ödeme emrinin bizzat 20.09.2006 tarihinde kendisine tebliği üzerine 26.9.2006 tarihinde mal beyanında bulunduğu, takibin de kesinleştiği anlaşılmıştır. Borçlu sanık tarafından verilen mal beyanı dilekçesi üzerinde yapılan incelemede; İcra ve İflas Kanunu'nun 74. maddesinde, "mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde gerekse üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nev'i ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." amir hükmünü içermektedir. Somut olayda borçlu sanığın süresi içerisinde verildiği anlaşılan 26.09.2006 tarihli dilekçesi İİK'nun 74. maddesinde belirtilen unsurları taşıdığından, usulüne uygun geçerli bir mal beyanıdır....
Bu düzenlemelerle öncelikli olarak alacaklıya belirli bir ücret karşılığında UYAP üzerinden bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtası ile dosya safahat bilgileri ile borçlunun mal, hak ve alacaklarını sorgulayabilme imkanı verilmiştir. Alacaklı sadece varsa borçlunun mal, hak ve alacaklarının mahiyeti ve detayı hakkında bilgi edinir. Ancak bu hüküm daha sonra madde metninden kaldırılmıştır. Alacaklının haciz talebi üzerine icra dairesi tespit edilen mal, hak ve alacağı elektronik ortamda haczeder. İİK'nın 94. maddesi gereğince el birliği şeklindeki bir mal varlığında mirasçıların hisseleri haczedilebilir. Türk Miras Hukukunda geçerli külli halefiyet kuralına göre, gerçek kişinin ölümü üzerine ölen kişinin hak ve borçları mirasçılarına geçer. Alacaklı tarafın borçlunun murisinin mal varlığını sorgulama hakkı yoktur. Ancak İcra Müdürlüğü bu sorgulamayı yapabilir. Murisin mal varlığının tespiti halinde İİK'nın 94. maddesi hükmüne göre talep halinde haciz koymak zorundadır....
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı pertol istasyonundan satın aldığı akaryakıtın ayıplı çıktığını ve bu nedenle aracının ve teknesinin arızalandığını, zarara uğradığını belirterek, fatura karşılığı uğradığı zararın iadesini talep etmiştir. 4077 sayılı yasada tanımlanan anlamda, davacı, bir malı ticari olmayan amaçla edinen tüketici; davalı ise ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan tüzel kişidir. Taraflar arasındaki ilişki, 4077 sayılı yasa kapsamında düzenlenen tüketici ile satıcı tüzel kişi arasında mal satışına ilişkin bir hukuki işlemdir....
Yasanın 3. maddesinde mal; " Mal: Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları,;" Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti " ifade eder." Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere .../... ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri " kapsar. Tüketici; Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....
Yasanın 3. maddesinde mal; " Mal: Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları,;" Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti " ifade eder." Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere .../... ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri " kapsar. Tüketici; Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....
Davalı savunmasında, davacı yanca verildiği iddia olunan 13.10.2005 tarihli sözleşmenin şirketi temsil ve imzaya yetkili imzayı taşımadığı, bu nedenle geçersiz olduğu, tahsil edilen 3 adet çekin bedeline karşılık 7.860 TL mal teslimatı yapıldığını, diğer 3 adet çeki iadeye hazır olduklarını davacıya bildirdiklerini, mal alımı halinde teslim tarihindeki fiyat üzerinden fatura düzenleneceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, imzası temsil yönünden inkar edilen sözleşmedeki çeklerin tahsil edilerek kısmen mal tesliminin sözleşmeye göre yapılması nedeniyle akdin geçerli olduğu, davalının sözleşmeye göre mal teslim etmemesi nedeniyle davacının zararına neden olduğu, 3 adet çekin iade olunduğu gerekçeleriyle teslim edilmeyen mal için 6192 TL cezai şartın, 6192 TL mal bedelinin, 2870 TL fiyat farkı alacağının tahsiline fazla istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
alımı bildirdiği, mükellefin Bs formu ile 2012 yılında 92.795.651,00-TL, 2013 yılında ise 114.034.732,00-TL mal satışı bildirdiği, 2012 ve 2013 takvim yılı Ba-Bs Formlarının tetkik edilmesinden mal alımı ile mal satımı arasında büyük fark olduğu, işçi çalıştırmadığı ve makine parkı bulunmadığı, mal alımlarını sahte belge düzenlediği tespit edilen yada sahte belge düzenleme yönünden özel esaslara alınması istenilen mükelleflerden olduğu tespitlerine yer verilmiştir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince taraflar, 19.06.1989 tarihinde evlenmiş, 18.07.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.09.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi ../. geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m)....
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemiz'ce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....
CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesinde; taraflar arasında mal ayrılığı sözleşmesi imzalandığını, nafaka talebinin de haksız olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur. III....