Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmeliğin 4/f maddesi gereğince " Mahallin en büyük mal memuru; illerin merkez ilçeleri ile Büyükşehir Belediyesi olan illerin Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki ilçe merkezlerinde (mal müdürlüğü bünyesinde milli emlak servisi bulunan ilçeler hariç) defterdarı; diğer ilçelerde mal müdürünü" ifade eder. 20/07/2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı hakkındaki kararnamenin 99.maddesi ile Milli Emlak Müdürlüğü' nün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' na bağlanmış olduğu, ilçelerde yer alan Milli Emlak Servislerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' nın hizmet birimi haline getirildiği, bu durumda Büyükşehir Belediye sınırları içinde mal memurlarının kayyımlığı hakkında yönetmelik 4F maddesinin uygulama yerinin kalmadığı, Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde kalan tüm ilçeler dahil mahallin en büyük mal memurunun il defterdarı olduğu anlaşılmıştır....
usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SİLİFKE İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın İİK’nun 338.maddesi gereği 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Borçlu sanığın 14.07.2006 tarihinde vermiş olduğu mal beyanı dilekçesinde, borcun ne şekilde ödeneceği hususunun yer almadığı gözetildiğinde, bildirimin İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen unsurları taşığından söz edilemeyeceğine göre isnat edilen suç da oluşmamıştır. Hal böyle olunca sanığın beraati yerine cezalandırılmasına karar verilmesi, Kabule göre de; Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde tüm mal varlığını bildirmesi zorunlu olmayıp, borcu karşılar miktarda mal bildiriminde bulunması yeterlidir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, miras bırakanın temlikteki irade ve amacın mirasçıdan mal kaçırma olmayıp sağlığında mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırma olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Şikayete esas icra takip dosyasında ödeme emrinin borçluya 26/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, mal beyanının ise süresinden sonra 09/12/2013 tarihinde yapıldığı ve bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesi ile sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, sanık tarafından verilen mal beyanı dilekçesinde borcun ne şekilde ödeneceğine dair yeterli bir açıklama bulunmaması nedeniyle mal beyanı dilekçesinin kanuna uygun olarak verilmediği, yasaya uygun olmayan mal beyanı dilekçesi nedeniyle gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilemeyeceği gerekçesi ile beraat kararı verilmesi sonuç itibariyle doğru olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 30/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder. Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen, taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda, davacı, davalı firmadan satın aldığı cep telefonunun ayıplı çıktığını ve bu nedenle zarara uğradığını belirterek, fatura karşılığı ödediği ücretin iadesini talep ettiği, Faturanın “...........” adına düzenlendiği ve yurt dışındayken internet aracılığıyla aracılılık yapıp mal takip etmek için, diğer bir anlatımla ticari işini takip etmek için telefon aldığı anlaşılmıştır....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında Tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda, davacı, davalıdan aldığı televizyonun ayıplı olması nedeniyle 4077 sayılı kanununa dayalı olarak eldeki bu davayı açmıştır. Taraflar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan satıcı ve tüketici tanımına uymakta olup, alınan mal da kanun kapsamında düzenlenen mal tanımına uymaktadır.Davacı, davalı hakkında 4077 sayılı kanuna dayanarak dava açtığına göre, davacı ile bu davalı hakkındaki davaya bakmak Tüketici Mahkemesinin görevindedir. Bu durumda uyuşmazlığın İstanbul 5.Tüketici Mahkemesince görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dosya kapsamına göre: 2004 sayılı İİK’nun 74.maddesinde; "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamına göre, ... hakkında başlatılan icra takibinde, ilamsız takiplerde ödeme emrinin 24.02.2006 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, adı geçen borçlu sanığın vekili Avukat ... tarafından kanuni süresi içerisinde 01.03.2006 havale tarihli dilekçesi ile mal beyanında bulunduğu ve mal beyanına ilişkin dilekçenin de 2004 sayılı Kanun’un 74.maddesinde belirtilen hususları kapsadığı ve böylece süresi içerisinde mal beyanında bulunulmuş olunması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, bu cihetle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde...
A.Ş. bayiliği yaptığı, mal temininin güvencesi olarak şirket lehine ipotek tesis edildiği, Servet’in işlerinin bozulması ve piyasaya borçlanması üzerine mirasbırakanın işletmenin devamını sağlayabilmek için dava konusu dükkanları davalıya devrettiği, davalının da o dönem işletmeden kaynaklı borçları yapılandırarak mal temini ve satımına devam ettiği, bu nedenle mirasbırakanın mal kaçırma amacından bahsedilemeyeceği, davacı tarafın da mirasbırakanın iradesinin mal kaçırma olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 10.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Çay Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ise, davacının satın almış olduğu mantar hammaddesini ticari amaçla aldığı, mesleki ve ticari amaçlarla mal satın alan davacının 4077 sayılı Kanun uyarınca tüketici kapsamına girmediği gerekçesiyle,görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, 1.inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; " Mal: Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları; " Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti "ifade eder."...