bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır." hükmü yer almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejimi tasfiyesi ...) ile ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının reddine dair ......
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....
Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği tarihinden sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır. Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermayeye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur. Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad. 235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır....
Dosyaya davalı tarafça sunulan kooperatif ödeme evraklarının incelenmesinden, yapılan ödemelerin büyük bir bölümünün taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin, geçerli olduğu dönemde; geriye kalan daha az miktardaki bölümünün ise edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacak talebine konu taşınmaz malın kişisel mal niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki 4721 sayılı TMK yürürlük tarihinden itibaren yapılan ödemeler ise edinilmiş mal grubundan karşılandığından, edinilmiş mal grubunun kişisel mal grubundan denkleştirme alacağı (TMK. m. 230/1); bu denkleştirme alacağı üzerinden de davacının artık değere katılma alacağı (TMK. m. 231, 236) mevcuttur....
İnceleme konusu dosyada, sanığın beraatine ilişkin hükmün şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; sanık tarafından yapılan mal bildiriminin İİK'nun 74. maddesindeki şartları içerdiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece; "...Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde, 'üzerine kayıtlı mal olmadığını, ... A.Ş’inde genel müdür olarak görev yaptığını, almış olduğu maaşın aylık 3.000,00 Lira olduğunu bildirdiği, ayrıca 17.500,00 Lira asıl borcu kabul ederken, faize de itiraz ettiği' görülmüştür. Borçlu, kabul ettiği 17.500,00 Lira borcu karşılayacak kadar mal bildirmesi yeterlidir, Yargıtay 16....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının mal teslimi hususunda delil göstermediği gibi çekleri de satılan mal için alındığını da kabul etmediği, davacının 4.176.90.-YTL. tutarında mal aldığı ve davacının davalıya fazla ödeme yaptığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıdan mal sipariş edip mal bedeli olarak çekler keşide ettiği davalının 11.960.86 TL tutarında mal teslim ettiği, bakiye mal tutarının teslim edildiği hususunun davalı yanca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı yararına tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 05.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında noterde düzenlenen 29.04.2002 günlü mal ayrılığı sözleşmesi ile aralarındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten ( boşanma davasının açıldığı 18.03.2002 ) sonraki tarihe aittir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde hem eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen hükümlerin hem de boşanma ve sonuçlarını düzenleyen hükümlerin değerlendirilip tartışılması gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Gebze Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....