Ancak mal beyanının anılan maddede belirtilen unsurları taşımaması halinde isnat edilen suç da oluşmayacaktır....
Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından da feragat edildiğinden, evlilik birliğinin devam ettiğinin, diğer bir deyimle eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225). O halde, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma kararı olmadığından tasfiye istenemez ve yapılamaz. Doğmamış bir haktan feragat mümkün değildir. Söz konusu feragat mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece yapılacak iş, boşanma davasının feragat sebebiyle reddedilmesinden dolayı, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermekten ibarettir. Bu sebeple mahkemece mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, usul ve yasaya aykırı olan hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Evlilik sona ermeden tasfiye, sadece TMK. 208. maddesindeki durumda, noterlik eliyle (TMK.m.205) yapılacak bir sözleşmeyle mevcut mal rejimi yerine yeni mal rejimi seçilmesi veya haklı sebebin varlığı ve mahkeme kararıyla mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verilmesi durumlarından sonra söz konusu olabilir. Anlaşmalı boşanmada, tarafların talebi ve anlaşmasıyla hakim tarafından mevcut mal rejiminin anlaşmalı olarak tasfiyesine karar verilebilir. Anlaşmalı boşanma davası sonucu hakim tarafından kendiliğinden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin karar verilemez. Anlaşmalı boşanmada tarafların anlaşmaları gereken boşanmanın mali sonuçları, sadece boşanmaya bağlı nafaka ile maddi/manevi tazminat (TMK.m.174) hususlarına özgüdür. Mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma zorunlu değildir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu S.S.Miraç Yapı Kooperatif hissesinin, eşler arasında mal ayrılığı rejimin geçerli olduğu 26.12.1988 tarihinde davalı eş adına edinildiği, kooperatif hissesinin davalı tarafından 19.08.1998 tarihinde üçüncü kişiye satıldığı anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Dava, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Ne var ki; görülmekte olan davanın dayanağını oluşturan dava dilekçesinde harca esas değer olarak 25000 TL bildirilmiş ancak bu değerin davaya konu edilen hangi mallar ve alacaklar için olduğu, hangi mallar ve mal varlıkları için ne miktar alacak istendiği açıklanmamıştır. Dava dilekçesinin açıklanmasına ilişkin olarak dosyaya sunulan 29.....2007 hakim havale tarihli dilekçede de davaya konu edilen mal varlıklarının neler olduğu ve hangi mal varlığı için hangi nedenle hak talep edildiği kısmen açıklanmış ise de, talep konusu edilen mal varlıkları tek tek belirtilerek, her bir mal için ne sebeple ve ne miktar alacak istendiği konusunda açıklamada bulunulmamıştır. Hangi mal için neden ve ne kadar alacak istediğini davacı açıklamalı veya kendisine açıklatılmalıdır. Diğer bir anlatımla, davaya konu edilen mal varlıklarının ne olduğu tek tek belirtilmeli ve her bir mal için neden ve ne miktarda hak talep edildiği açık olarak ortaya konmalıdır....
Aile Mahkemesinin 2013/105 Esas 2013/192 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, TMK.nun 225. maddesinin "mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer." hükmüne göre mal rejiminin sona erdiği tarihin 10.09.2013 olduğunu, TMK.nun 235. maddesine göre de "mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.", İstanbul Anadolu 17....
X - KARŞI OY: Uyuşmazlığın çözümü, asıl amme borçlusu hakkındaki mal varlığı araştırmasının yapıldığı tarihten sonra şirket adına düzenlenen ve tebliğ edilen ödeme emirleri açısından kanuni temsilcinin takibinden önce şirket hakkında yeniden mal varlığı araştırmasının yapılmasının gerekip gerekmediği ve önceki tarihlerde şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasının sonraki tarihlerde yapılan takipler için geçerli olup olmadığının değerlendirilmesine bağlıdır. Tahsil daireleri, kanuni temsilcilerin takibinden önce asıl amme borçlusunun mal varlığının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla mal varlığı araştırması yapmaktadır. Yapılan araştırmada herhangi bir mal varlığının bulunmadığının tespitinden sonra re'sen veya borçlu tarafından yapılan bildirim üzerine mal edinildiğinin saptanması halinde borçlunun mali durumu yeniden değerlendirilmekte ve buna göre birincil derece ve ikincil derece borçlular nezdinde cebren tahsil ve takip yöntemleri uygulanmaktadır....
Taraflar 29.8.1984 tarihinde evlenmiş, 21.7.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20.1.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Öncelikle davalı tarafından taraflar arasındaki mal rejiminin ilk boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği iddia edilmekte ise de dosya arasına getirtilen dosyalar incelendiğinde, davacısı Mehtap olan 14.10.2003 tarihinde açılan boşanma davasında Kadıköy 1....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/12/2019 NUMARASI : 2016/1102 ESAS - 2019/1038 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI İMALAT BEDELİ VE KİRA TAZMİNATI KARAR : Antalya 1....