WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

… tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararı ile güneş enerjisi üretimi için mal alımı ile jeotermal enerji üretimi için hizmet alımının 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi uyarınca istisna kapsamında olduğuna, jeotermal enerji üretimi için mal alımının ise "mal alımının kapsamı ve niteliği anlaşılamadığı" ve "genel nitelikteki mal alımı talep edildiği"nden bahisle söz konusu hüküm uyarınca istisna kapsamında olmadığına karar verilmiştir. Bunun üzerine davaya konu Kurul kararının jeotermal enerji üretimi için mal alımının istisna kapsamında olmadığına ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır....

    Sıra cetveline itiraz eden alacaklının (davacı), bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczinin satış tarihi itibariyle ayakta olup olmadığının incelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” ”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Davacı S..... Havacılık Hizmetleri A.Ş.vekili, davacı şirketin 76.648,00 USD tutarındaki alacağı nedeniyle borçlu Bosphorus Avrupa Hava Yolları Tur. ve Tic....

      Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıya ait kişisel mal niteliğindeki başka bir meskenin satışından gelen gelir ile alındığını, bu nedenle edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu, davacının alacak hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 25.02.2002 tarihinde evlenmiş, 20.03.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.04.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava konusu 3654 parselde 1.kat 176 numaralı bağımsız mesken 05.06.2006 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir....

        Söz konusu mal bildirimi dilekçesinde borçlu çalıştığı şirketteki maaşını ve borcunu 30/08/2010 tarihinde dosya hesabına yatıracağını beyan etmekle yetinmiş, şirketteki hisselerini ve adına kayıtlı olan taşınmazını bildirmemiştir. Borçlu mal beyanı dilekçesinde tüm mal varlığını bildirmek zorunda olmayıp, borcu karşılayacak miktardaki mal varlığını bildirmesi yeterlidir. 25.375,00 TL bedelli borcu nedeniyle icra takibine maruz kalan borçlunun 3.000,00 TL aylık maaşını ve borcun tamamını bildirim tarihinden iki ay sonraki bir tarihte ödeyeceği beyanını içeren şikayete konu mal bildirim dilekçesindeki mal varlığının borcun tamamını karşıladığı söylenemez. Hal böyle olunca borçlunun borcun tamamını karşılayacak mal varlığını bildirmek zorunda olduğu tartışmasızdır....

          Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejimi tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, dava konusunun taşınmaz ve araçlar olduğu, TMK'nin 214 ve devamı maddelerinde mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığın gayrimenkul aynından değil, mal rejimi tasfiyesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Mudanya 1 Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Hal böyle olunca borçlu, İcra ve İflas Kanunu’nun 168. maddesine uygun olarak düzenlenen ve mal beyanında bulunma ihtaratını içeren ödeme/icra emrinin tebliği üzerine müddeti içinde verdiği mal beyanının gerçeğe aykırı olması halinde alacaklının şikayeti üzerine İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile değişik 338. maddesinin 1. fıkrası ile cezalandırılabilmesinin mümkün olduğu gözetilmeksizin mal beyanında bulunmama suçunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz ise de; İİK’nun 74.maddesindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 3.12.2007 tarihli mal bildiriminde yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanaklarını belirtmemesi nedeniyle mal beyanının İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşıdığının kabulünün mümkün olmaması karşısında, geçersiz mal beyanından dolayı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddia edilemeceğinden isnat edilen suç da oluşmamıştır....

              Malvarlığının mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebilmesi için, mal rejiminin devamı süresince edinilmiş olması veya evlilik öncesi edinilmekle birlikte ödemelerinin tamamının ya da bir kısmının mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması gerekir. Yine, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir. (TMK.m.235/1). Somut olayda; eşler, 09.11.1980 tarihinde evlenmiş, 01.10.1991 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 08.12.2004 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK.m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM.m. 170.m) rejimi geçerlidir....

                Şikayete dayanak yapılan icra takip dosyasında borçluya 1.939,50 TL'lik borç nedeniyle usulüne uygun ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içinde 23/08/2010 tarihli dilekçe ile yaptığı mal bildiriminin İİK'nun 74. maddesinde yazılı şartlara haiz olduğu, borçlunun mal beyanı dilekçesinde, adına kayıtlı hiçbir menkul ve gayrimenkul mal varlığı bulunmadığını beyan etmesine rağmen, borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ...plakalı aracın adına kayıtlı olduğu müşteki vekilinin POL-NET'ten yapılan sorgulama sonucunda ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mal beyanında bulunmanın amacı, alacaklının alacağına kolayca kavuşabilmesi için borçlunun hacze konu teşkil edebilecek mallarını göstermesidir. Diğer bir deyişle, hacizden önceki dönemde, hakkında icra takibi yapılan borçlunun ne gibi mallarının bulunduğunun saptanmasıdır....

                  Aile Mahkemesi'nde devam eden boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verilip, karar da kesinleşmiş olduğundan, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....

                    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın 14.09.2015 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi talepli dava açmış, 10.11.2015 tarihli dilekçeyle davadan feragat etmiş, mahkemece feragat nedeniyle boşanma ve mal paylaşımı davalarının reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafça mal rejiminin tasfiyesi davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından feragat edildiğinden, evlilik birliğinin devam ettiğinin, diğer bir deyimle eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225)....

                      UYAP Entegrasyonu