Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisleri ... ve ...’un şofbenle banyo yaparken 13/10/2006 tarihinde vefat ettiklerini, olay nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, manevi üzüntüye kapıldıklarını, davalılar tüp, şofben üreticisi ile sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ve 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamları mevcuttur. İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, somut olayda davacıların ayıplı hizmet nedeniyle tazminat talep ettikleri, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Yasa ve 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, bu nedenle tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 3....

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, davacının davaya konu satın aldığı aracı mesleki amaçlarla kullanması nedeniyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1- k maddesi gereğince tüketici niteliğinde bulunmaması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olmamasına, uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli bulunmasına göre, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davalı idare vekili; 6830 sayılı İstimlak Kanununun 13.maddesinde öngörülen tüm mercilerden adres araştırması yapan müvekkilinin kamulaştırma işlemini davalıya ilanen tebliğ ettiğini, tebliğ tarihine göre 30 günlük hak düşürücü sürede bedel artırım davası açmayan davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istemiyle açtığı davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir....

      Gerek ikinci kararla ilgili temyiz dilekçesinde gerekse son dilekçesinde tazminat ile ilgili herhangi bir talebi bulunmamaktadır. ....İcra Mahkemesinin 5.4.2006 tarih ve 2006/14-412 sayılı kararının temyiz dilekçesinde tazminat verilmemesi ile ilgili bir istemi bulunmadığı gibi, Dairemizin sadece gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna yönelik olarak zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına karşı tazminat konusu hakkında karar düzeltme yoluna başvurmamıştır. Bu nedenle 16.2.2007 tarihli dilekçesi hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Her şeye rağmen İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

          çek verildiği, davalı tarafından davacıya 136.586,93TL'lik mal teslimi yapıldığı, bu teslimin bir bölümünün davacı defterlerinde kayıtlı faturalar ile bir kısmının ise her iki taraf mutabakatı ile dinlenilen tanık beyanları ile ispatlandığı, daha sonra davacının 2.134,10 TL'lik düzenlediği ve davalı defterlerinde kayıtlı iade faturası ile mal iade ettiği, böylece davalının davacıya 170.000,00TL'lik çek karşılığında 134.452,83TL'lik mal teslim ettiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, ayıplı mal nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 13.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, tacirler arazi ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 4.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, araç satım sözleşmesinden kaynaklanan, ayıplı mal satımı nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup dosyanın Yargıtay Yasası'nın 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  KARŞI OY (X): Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu