Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkazın değeri tespit edilerek kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece, ... mal sahibinin enkazı alıp almadığı, isteyip istemediği araştırılıp enkazın mal sahibi tarafından alındığının anlaşılması halinde enkaz değerinin tespit edilen kamulaştırma bedelinden düşülmesi, aksi halde düşülmemesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Kamulaştırılan taşınmazda bulunan enkazın alınması mal sahibinden istenemez. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz.Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz, belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece enkazın akibetinin araştırılması mal sahibinin enkazı alması halinde hesaplanacak enkaz bedelinin ağaç bedelinden düşülmesi gerekirken bu yönde araştırma yapılmadan enkaz bedeli düşülmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
TBK'nın 475/1-2.bendinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme hakkına sahiptir. Bedelden indirim isteme seçimlik hakkının kullanılabilmesi için ayıbın eserin reddini gerektirecek derecede ağır olmaması, ayıp oranında eserin değerinde azalma olması şarttır. Bedelden indirim isteme hakkı seçimlik ve yenilik doğuran bir hak olduğundan tek taraflı irade beyanı ve bu beyanın karşı tarafa ulaşmasıyla sonuçlarını doğurur. Bu kapsamda davalı tarafça .... yev....
(2) Ekonomik birliğin varlığı; a) Satıcı veya sağlayıcının tüketici için krediyi finanse ettiği; b) Üçüncü bir tarafça finanse edilmesi durumunda, kredi verenin kredi sözleşmesinin imzalanması veya hazırlanması ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcının hizmetlerinden yararlandığı, c) Belirli bir mal veya hizmetin verilmesinin kredi sözleşmesinde açıkça belirtildiği, durumlarından en az birinin varlığı hâlinde kabul edilir. (3) Tüketicinin mal veya hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer. (4) Bağlı kredilerde, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren, tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde müteselsilen sorumludur." 3. Değerlendirme 1....
Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmaza değer biçilmiş ise de; dava konusu taşınmaz kadastro parseli, değerlendirmede esas alınan emsal imar parseli olduğu halde, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden, düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan bahisle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulduğu halde emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden yine, düzenleme ortaklık payı düşülmeden karar verilmesi, 2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Davalı, dava konusu abonenin kayıtlı olduğu taşınmazı 23.6.2000 tarihinde tahliye ettiğini, bu tarihten sonra kullanılan bedelden sorumlu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalının taşınmazı 23.6.2000 tarihinde tahliye ettiği, istenilen bedelin 24.12.2001-20.1.2005 tarihlerinde tüketilen elektrik bedeli olduğu, uzunca bir süre kullanılıp bedeli ödenmeyen elektriğin kesilmeyip kullanılmasına izin veren davacının %95 kusurlu olduğu, bu nedenle istenilen bedelden %95 indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi yapılmış olup, kiracı olan davalı taşınmazı tahliye edip ayrılmasına rağmen sözleşmeyi iptal ettirmemiştir. Davacı, abone sözleşmesine dayanarak tüketilen elektrik bedelinin ödetilmesini talep etmekte olup, sözleşme ayakta olduğuna göre, yapılan harcamalardan, tahliye ettiği halde abonesini iptal ettirmeyen davalı abone sorumludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki bedelden indirim davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.561,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme...
Dava konusu uyuşmazlık davacı ile davalı kurum arasında imzalanan abonelik sözleşmesi gereği davacıya elektrik enerjisi sağlanabilmesi için yapılması gereken dış hat çekilmesi ve direklendirme işleminin davacı tarafça yapılmış olması nedeniyle davalı kurumun bu bedelden sorumlu tutulup tutulamayacağı, davalı kurumun bu bedelden sorumlu olması halinde davacı tarafça ödenen bu bedelin ne şekilde tahsil edileceği noktasında toplanmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra "Kapsam" başlıklı 2.maddesinde; bu kanunun birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır....
Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir." 3.Degerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. 2....
Davacı tarafından belirsiz alacak davası açılmış olup, ayıp oranında indirim oranının yargılama sırasında bilirkişi raporu ile belirlenebilir olması nedeniyle mahkememizce de davanın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmiş, belirsiz alacak davalarında miktar yargılama sırasında belirlenerek bedel arttırım dilekçesi sunulsa dahi dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerektiğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/12/2019 tarih, 2018/5538 Esas, 2019/12825 Karar sayılı ilamı) Her ne kadar davacı "avans" faize hükmedilmesini talep etmiş ise de; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere davalı TOKİ Başkanlığı tacir olmadığından yasal faize hükmedilmiştir. (Yargıtay 13....