Dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde taraf lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Şti.nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını; ancak, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait aracı diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek, yapılan satışın iptalini talep etmiş; yargılama sırasında aracın davalı ... tarafından başka kişilere satıldığının anlaşılması nedeniyle araç bedeli olan 27.000.00 YTL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satış işleminde muvazaa bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece davalı borçlu şirket ortağı ile diğer davalının akraba olması ve borçlunun aciz halinde olması nedeniyle davanın kabulüne, 27.000.00 YTL.nin, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir....
ŞTİ'nde bulunan hisselerinin davalı tarafça devredildiğini, davacı müvekkilinin devredilen bedel üzerinden edinilmiş mal kapsamında alacak hakkının bulunduğunu taşınmaz yönünden şimdilik belirsiz alacak olarak 400,00 Tl değer artışı, 500,00 TL artık değere katılma alacağı, şirket hisseleri yönünden şimdilik 400 TL değer artışı, 500,00 TL artık değere katılma alacağı, 100,00 TL katkı payı alacağının tasfiye tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile; Tarafların boşanma ilamının kesinleşme tarihinin 30/03/2016 olduğunu, davanın kesinleşmeden sonra 1 yıl içerisinde açılmaması nedeniyle alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını öncelikle bu yönden karar verilmesi gerektiğini, taleplerin HMK 31....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair ...2. Aile Mahkemesi'nden verilen 05.03.2015 gün ve 467/150 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen araçlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Sözleşme ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasanın 8.maddesinde ayıplı mal şu şekilde tanımlanmıştır: "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir." 6502 Sayılı yasanın "ispat yükü" başlıklı 10.maddesine göre; "(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, satış sözleşmesi uyarınca davacı şirketin davalıya mal teslim edeceği, davalının da toplam 11.542-TL ödeyeceği, ödemeler zamanında yapılmaz ise aylık %10 vade farkı işletileceğinin kabul edildiği, davalıya mal tesliminin başlamasına rağmen çekin karşılıksız çıkmış olduğu, gönderilen mal bedellerinin ödenmediği, çekin de takibe konulmadığı, davacı defterleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporuna göre; mal bedeli nedeniyle davacının davalıdan 8.820,74-TL alacaklı olduğu, ek rapora göre de, sözleşme gereği temerrüt halinde ödenmesi gereken aylık %10 vade farkı toplamının 57.158,40-TL olduğu, davalı tarafça ibraz edilen kısmi ödeme belgesinin davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirkete yapılan uyarılı tebligata rağmen kesin süre içerisinde davalı defterlerinin sunulmadığı, bu nedenle, davalının bu kısmi ödemeyi ispat edemediği ve davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin davalı aleyhine delil olarak kabul edildiği gerekçeleriyle...
Davalı savunmasında, davacı yanca verildiği iddia olunan 13.10.2005 tarihli sözleşmenin şirketi temsil ve imzaya yetkili imzayı taşımadığı, bu nedenle geçersiz olduğu, tahsil edilen 3 adet çekin bedeline karşılık 7.860 TL mal teslimatı yapıldığını, diğer 3 adet çeki iadeye hazır olduklarını davacıya bildirdiklerini, mal alımı halinde teslim tarihindeki fiyat üzerinden fatura düzenleneceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, imzası temsil yönünden inkar edilen sözleşmedeki çeklerin tahsil edilerek kısmen mal tesliminin sözleşmeye göre yapılması nedeniyle akdin geçerli olduğu, davalının sözleşmeye göre mal teslim etmemesi nedeniyle davacının zararına neden olduğu, 3 adet çekin iade olunduğu gerekçeleriyle teslim edilmeyen mal için 6192 TL cezai şartın, 6192 TL mal bedelinin, 2870 TL fiyat farkı alacağının tahsiline fazla istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı taraf, 26 NR 241 plakalı aracın evlilik birliği içinde alınmasına ve davalıya ait olmasına rağmen ticari kaygılar nedeniyle muhasebecisi üzerine kaydedildiği iddiasıyla talepte bulunmuş, davalı taraf ise bu plakalı bir aracının hiç olmadığını savunmuştur. Eksikten getirtilen niza konusu araca ait trafik kayıtlarından trafik sicilinde davalı adına kaydedilmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki, niza konusu aracın dava dışı 3.kişi adına kayıtlı olması mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunulmasına engel teşkil etmez....
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında iddia edildiği gibi bir mal alışverişi ve sözleşmesinin mevcut olmadığını, müvekkilinin davacıdan olan ve daire satışına ilişkin alacağını dava dosyasına konu 3 adet kambiyo senedi ile güvence altına aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; yemin için hazır bulunan davalının senet metnini talil ederek söz konusu senetlerin verilecek bir mal karşılığı düzenlenmediğini, davacı ile önceden yaptıkları bir ortak iş nedeniyle kendilerine ortak olarak bırakılan taşınmazın dava dışı ...'...
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak .... ile ..... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ........ Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.09.2013 gün ve 79/49 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..... vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içinde davacının katkısıyla satın alınarak davalı eş adına tescil edilen tasfiyeye konu 27 ada 245 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının yarı payının iptali ile vekil edeni adına tesciline, bu taleplerinin yerinde görülmemesi durumunda, fazlaya ilişkin alacak hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....