Hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir. Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir....
Dava konusu uyuşmazlık, davacının çalışmalarının hizmet akdine mi, yoksa, eser sözleşmesine mi dayalı olduğu noktasında toplanmaktadır. 506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan kimse anılan Kanun kapsamında sigortalı sayılır. Bir başka anlatımla, sigortalı ile işveren arasındaki iş ilişkisinin hizmet akdine dayanması gerekir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a bendi aynı yönde düzenleme içermekte olup, gerek, anılan her iki Kanunda ve gerekse İş Kanununda hizmet akdi tanımlanmamıştır. Borçlar Kanununun 313. maddesinde ise, hizmet akdinin tanımı yapılmış olup, madde hükmüne göre; “hizmet akdi, bir mukaveledir ki, onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder.” bu tanıma göre hizmet akdinin unsurları ücret, zaman ve bağımlılıktır....
Mahkemece, davacının davalı ... nezdinde 2001 -2006 tarihleri arasında hizmet tespiti yapılmış, diğer davalı şirket yönünden ise husumetten red kararı verilmiştir. Ancak hizmet tespit davasının halen temyiz incelemesinde bulunduğu ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece söz konusu hizmet tespit davasının kesinleşmesi beklenilmeden, dosyaların birleştirildiği dönemde, bozma öncesi alınan bilirkişi hesaplama raporuna göre hüküm kurulmuştur. Ancak, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda hesaplamalara 22/12/2000 tarihinde başlanıldığı, oysa tefrik sonrası hizmet tespitine ilişkin olarak verilen kararda davacının davalı ... yanında geçen çalışmaların 2001 yılı 2.döneminden başladığı anlaşılmaktadır. Buna göre karara dayanak yapılan rapor ile tespiti yapılan hizmet süresi uyumlu değildir....
Eklemek gerekirse; 5434 sayılı Yasanın geçici 205. maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır....
Somut olayda, davacının tüzük hükümleri uyarınca hizmet ödeneğine hak kazandığı görülmektedir. Dairemiz hizmet ödeneğinin hukuki niteliğinin kıdem tazminatı olduğunu kabul etmektedir. Bu sebeple davacının hizmet süresi, giydirilmiş ücreti ve kıdem tazminatı tavanı göz önünde bulundurulup talep edebileceği hizmet ödeneği miktarı belirlenmelidir. Bundan sonra davacıya yapılan hizmet ödeneği ödemesi de dikkate alınarak hizmet ödeneği alacağı olup olmadığı tespit edilmelidir....
Eklemek gerekirse; 5434 sayılı Yasanın geçici 205. maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır....
Eklemek gerekirse; 5434 sayılı Yasanın geçici 205. maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır....
Eklemek gerekirse; ... sayılı Yasanın geçici 205. maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır....
Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, davacının doğum tarihinin 05.08.1967 olduğu, hizmet cetvelinde 4/a kapsamında 5235 gün, 4/b kapsamında 2050 gün olarak belirtildiği, davacının 30/04/2014 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu kurumun davacının devam eden şirket ortaklığından dolayı hizmetlerinin gönderilmediğini bildirdiğinden, tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. 2829 Sayılı Yasanın 8. maddesi hükmüne göre "Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. Esasen; 2829 Sayılı Yasanın amacı, hiçbir kurumdaki hizmeti aylık bağlanmasına yetmeyen sigortalı ve hak sahiplerine aylık bağlanmasını sağlamaktır....
Söz konusu Kanunda “hizmet akdi” tarifine yer verilmemiş, yalnızca Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesine atıfla yetinilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 8’inci maddesinde iş sözleşmesi (hizmet akdi) tanımlanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanununun 313 – 354'üncü maddelerinde de bu konuda düzenlemeler yapılmıştır. Borçlar Kanununda, anılan sözleşme, “Hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmış, aksine hüküm bulunmadıkça, hizmet akdinin özel şekle tabi olmadığı belirtilmiş, ücretin, zaman itibarıyla olmayıp yapılan işe göre verilmesi durumunda da işçinin belirli veya belirsiz bir zaman için alınmış veya çalışmış olduğu sürece akdin “parça üzerine hizmet” veya “götürü hizmet altında varlığını koruduğu açıklanmıştır....