WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, 4077 sayılı kanuna dayanılarak, tüketici tarafından üreticiye karşı açılmış olup; mobilyadaki ayıp nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir....

    Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....

    Davacı, 19.07.2012 tarihinde satın aldığı otomobilin ayıplı olması nedeniyle malın bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık, temyiz edenin temyiz gerekçeleri ile sınırlandırılmak kaydıyla servis hizmeti sunan bu davalının bedel iadesine ilişkin davada sorumlu olup olmadığı hususundadır. Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı ....'nin eski ünvanının aracın davacı asile satımı işlemini gerçekleştiren diğer davalı ... Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu ileri sürmüş, buna ilişkin ispata yarar bir delil sunmamış, davalının yanıt dilekçesi üzerine ise dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesi ile bu iddianın ötesinde davalı ....'nin yetkili servis olarak “ayıplı hizmet” sunmuş olması nedeniyle sorumlu bulunduğunu ileri sürmüştür. İlk derece yargılama makamınca, karar gerekçesinde davalı ....'nin sorumluluğu, 6502 sy 9.maddesi kapsamında her üç davalının ayıplı maldan birlikte sorumlu oldukları davalı ......

      O halde gerek az yukarda açıklanan yönetmelik hükümleri gereğince aynı arızanın ikiden fazla tekrar etmesi, gerekse "sağa çekme" sorunu nedeniyle araç muayenesinin de onaylanmaması karşısında, söz konusu arızanın halen dahi devam ettiği görülmekle, davacı tüketicinin az yukarda değinilen 4822 sayılı Yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklardan biri olan "bedel iadesi" ne ilişkin talebinde haklı olduğunun kabulü ile, davadaki diğer talepleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MALIN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Bozma ilamı üzerine verilen karar temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          (X) KARŞI OY : 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 20/1-2. maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu belirtilmiş; aynı maddede bedel deyimi ise; malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veya bunlar adına hareket edenlerden, bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği açıklanmış, 24/c. maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler Katma Değer Vergisi matrahına dahil unsurlar olduğu kabul edilmiş, 29/2. maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği...

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı T1 adlı katılımcı 01.10.2019 tarihinde müvekkil şirkete ön kayıt ödemesi olan 400 USD'yi yatırıp kayıt işlemlerini başlattığı ve aynı tarihte work&travel programı aracılık hizmeti sözleşmesinin tüm maddelerini okuyup anladığını belirterek sözleşmeyi imzaladığı, akabinde davacı covid-19 pandemisinden kaynaklı mücbir sebep iddiası ile programı iptal ettiği ve müvekkil şirketten bedel iadesi talebinde bulunduğu, davacının sözleşmeyi feshetmesi ve ücret iadesi talebinde bulunması üzerine kendisine sağlanan hizmetler kapsamında sözleşme hükümleri tahtında kesinti yapılacağı davacıya bildirildiği, müvekkili şirket tarafından borçlanılan tüm edimler sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmiş olduğundan davacının bedel iadesi talep etmesi mümkün olmadığı, davacının programa katılmama kararı tamamen kendi arzusu olduğu objektif bir imkansızlık hali veya mücbir sebep söz konusu olmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca programa kendi...

            Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında Fuar Katılım Sözleşmesinin akdedildiği, dava konusu uyuşmazlığın bu sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya ödenen fuar katılım ücretinin, fuarın gerçekleşmemesi nedeniyle davalıdan iadesi isteminden kaynaklandığı, sözleşme ile taraflar arasında bu sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan her türlü ihtilaf halinde ... Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığı, tarafların tacir olması, davalının usulüne uygun yetki itirazının bulunması nedeniyle, davaya bakmaya ... Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varılmış, davacının davasının yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davaya bakmaya ... Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan, davacının davasının YETKİ nedeniyle REDDİNE, 2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ......

              TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan bedel iadesi veya misli ile değişim veya bedel indirimi davasının, bedel iadesi ve misli ile değişim talebinin reddine, bedel indirimi talebinin kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun davacı yönünden esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeniyle reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının...

                Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; pasif husumet yokluğu nedeniyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, satıcının ayıptan sorumluluğunun Kanun'dan doğan bir borç olduğunu, dosyada mevcut raporlarda müvekkile yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını beyan ederek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteğine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu