Somut uyuşmazlıkta, satıcıya bedel iadesi için ihtarname çekilmiştir. Ancak satış bedelinin iade borcu muaccel olmamıştır. Yukarıda belirtildiği üzere davacı (Alıcı) sözleşmeden dönme hakkını kullandığına göre, bedelin iadesini isteyebilmesi için ayıplı bilgisayarı davalıya (satıcı) iade etmekle yükümlüdür. Bilgisayar iade edildiği takdirde satış bedelinin iadesi borcu muaccel hale gelecektir. Bilgisayar iade edilmediği sürece satış bedelinin iadesi istenemeyecektir. ... çoğunluk mahkemenin bilgisayarın geri verilmesi ... ile bedelin iadesine dair hükmünü usul ve yasaya uygun bularak bozma nedeni kabul etmemiştir. Diğer bir deyişle satıcının bedel iadesi borcunun bilgisayar iade edildiğinde muaccel hale geleceğini kabul etmiştir. Davacı halen bilgisayarı iade etmediğinden davalının bedel iadesi borcu muaccel hale gelmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacı tarafından davalıdan 12/11/2017 tarihli sipariş formu ile satın alınan koltuk takımının süresi içerisinde tam olarak teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi yönünde seçimlik hakkını kullanarak ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tarifi tüketiciye teslim anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımı yapılmıştır. Davacı almış olduğu koltuk berjerlerinin kendisine teslim edilmemesi nedeniyle ayıplı mal ifası kapsamında sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmektedir....
(X) KARŞI OY : Davacı şirketin 2015 yılında yapmış olduğu indirimli orana tabi satışları nedeniyle yüklendiği ve indirim yoluyla gideremediği, 2016/1 dönemine devreden ve mahsup talep edilmeyen 421.581,65-TL' nin nakden iadesi talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 20/1-2 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu belirtilmiş; aynı maddede bedel deyimi ise; malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veya bunlar adına hareket edenlerden, bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği açıklanmış 24/c maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz...
Davalı bu bedelin tahsilinde taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmamış, ilgili yasa ve yönetmeliklerin tarafına yüklediği görevlerin ifasına sırasında alınabilecek hizmet bedeli olduğu, başka bir anlatımla yasa ile yapılan düzenlemeye dayanmaktadır. Taraflar arasındaki özel hukuku ilgilendiren bir sözleşme hükümlerine dayanılmadığından davalı idarenin iş ve işlemlerinden doğan bir eylem nedeniyle bedel iadesi istendiğinden 2577 sayılı yasanın 2.maddesi de gözetildiğinde idari yargının görevli olduğu açıktır. Bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesinin ... Karar sayılı ve 05/04/2021 tarihli kararı olup, uyuşmazlığın idari eylem ve işlemden kaynaklandığı, bu hali ile İdari Yargı Mahkemelerinin görevli oldukları belirtildiği, söz konusu kararda açıkça ...'ın işleminin bir idari işlem olduğu, bu idari işlemden kaynaklanan uyuşmazlıklara idare mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinin açıkça belirtilmiştir....
(X) KARŞI OY : 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 20. maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade edeceği hükme bağlanmış ve aynı Kanunun 24/c. maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu hüküm altına alınmıştır. 3065 sayılı Kanunun 29/2. maddesinde ise; "Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık; tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satışına dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkin olup, Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bedel iadesi isteğinin kabulüne karar verilmiş ve hüküm yalnızca davalı tarafından temyiz edilmiş olduğuna göre; Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalının herhangi bir bedel-----tarihinde --------- aracılığıyla-------- göndererek bedel iadesi talebini tekrarladığını, davalıya ulaşılamaması ve bedel iadesi olmamasından dolayı, ---- sayılı dosyası kapsamında, sipariş bedelleri ve işlemiş faiz dahil, icra harç ve masrafları------tarihinde davalı tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini ve fakat itirazın müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle, itirazın iptali ile takibin aynen devamına; icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; ticari -----sahip olmadığını beyanla mahkememiz görevine itiraz etmiştir....
Şti. tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile satın almış olduğu buzdolabının ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi ve manevi tazminat istemiştir. Mahkemece, davacının bedel iadesi talebi hakkında hüküm kurulduğu halde, manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Davacının, manevi tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a devretmiş bulunduğunu, Bakanlık, Elektrik Üretim Santrallerinin proje onayları için herhangi bir bedel talep etmez iken, yetkilendirilen ...'ın kanuna aykırı şekilde dava konusu bedelleri talep ettiğini, sonuç olarak bakanlığın herhangi bir bedel talep etmeden yaptığı bir işin ... tarafından Hizmet Satışı olarak değerlendirilmesi yanlış olduğunu, ...'ın müvekkiline herhangi bir hizmet satmadığını, yetkilendirdiği mevzuat çerçeesinde ise hizmet satışı olarak bedel talep etmesinin mümkün olmadığını, davalının talep ettiği bedelin mevzuatta herhangi bir yeri olmadığına göre davalının sebepsiz zenginleştiğini, zenginleşme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte dava konusu tutarın iadesine karar verildiğini belirterek diğer nedenlerle haklı davamalırının kabulü ile dilekçede belirtilen ödemelerin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
TL'ye olduğu, Dava dosyası ile davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davalı şirketin davacı şirketten hizmet alınması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalı şirketin toplam ....-TL. tutarında davacı şirketten hizmet alış faturası teslim aldığı ve bu hizmet alış fatura bedellerinin tamamını ödediği, dolayısıyla da dava konusu işler karşılığı olarak davalı şirketin toplam ....-TL. tutarında davacı şirkete ödeme yaptığı" şeklinde görüş ve kanaate varılmıştır. 08/01/2024 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; "Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davalı şirketin davacı şirketten hizmet alınması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalı şirketin toplam .......