Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi Heyeti 07.10.20211 tarihli ek raporda; Kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir. 2.Bilirkişi Heyeti 22.02.2022 Tarihli Raporda; Bilirkişi heyeti tarafından araç üzerinde inceleme yapılmak ve ses düzeyi ölçer cihazla inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen Raporda özetle; Dava konusu araç yüksek hızlarda sürüldüğünde sunroof çevresinde herhangi bir açıklık oluşmadığı; araç içinde yüksek hızlarda ıslık sesine benzer rahatsız edici bir sesin oluşmadığı, aracın incelemeler sonucunda teknik açıdan davacı tarafından talep edilen ‘geri alınarak misli ile değiştirilmesine bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin güncellenerek faiziyle beraber iadesine’ yol açabilecek herhangi bir gizli ayıba sahip olmadığı belirtilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava; Ayıplı malın iadesi talebine ilişkindir....

    Davacı, araç bedelinin 38.535,00 TL olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle bu bedelin iadesine karar verilmesini istemiş, davalı aracın gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi tarafından tespit edilen dava konusu aracın satış tarihindeki ayıpsız bedeli olan 34.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasında gerçekleştirilen 29.09.2014 tarihli Noter Satış Sözleşmesi incelendiğinde araç satış bedelinin 38.535,00 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Araç satışına ilişkin resmi senet karşısında davalının satışın daha düşük bir bedel karşılığı yapıldığı iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

      Model aracın piyasa değerine ilişkin www...com ve www.... com isimli internet siteleri üzerinden yapılan araştırmalar sonucunda emsal özelliklere sahip aracın piyasa genelinde dava tarihindeki rayiç değerinin 850.000,00 TL edebileceği, hukuki değerlendirme, takdir ve karar tamamen Sayın Mahkeme'ye ait olmak üzere, Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; Araç 25.000.-USD fatura kıymeti ile ithal edilmiş olduğu; ... plaka sayılı, ... Model aracın dava tarihindeki rayiç değerinin 850.000,00 TL edebileceği, satış bedelinin 400.000.-TL olduğu; söz konusu aracın 5607 sayılı Kaçakçılık Yasası gereği müsadere edilerek davacının elinden alınmasının davacıyı mağdur ettiği; bu olayda söz konusu aracın AYIPLI olduğu; davacının dava konusu aracı 400.000 TL ye aldığı ve davalının da 400.000 TL'ye sattığı her iki tarafça ikrar edilmiş olduğundan ticari defterlerin incelenmesini gerektirir bir durumun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir....

        Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, sözleşmenin ifa yeri...olduğundan ve dava garanti süresi içinde açıldığından yetki ve zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, dava konusu araçta imalat hatasından kaynaklanan gizli ayıp bulunduğu, araçtaki arızanın tamir ile düzeltilmesi mümkün bulunan arızalardan olduğundan yeni araç ile değişim ve fatura bedelinin iadesi talebinin yerinde olmadığı, ancak tamir bedeli talebinin yerinde olduğu ve aracın kullanılamadığı süre açısından uğradığı zararın da 3.525 TL olduğu gerekçeleriyle davacının aracın yenisi ile değiştirilmesi ve fatura bedelinin tahsiline yönelik talebinin reddine, onarım bedeli ve aracın kullanılamadığı süreye ilişkin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

          Davalı Ford vekili cevap dilekçesinde özetle; Satış akdinin tarafı olmadığını, İthalatçının müteselsil sorumluluğunun sadece Tüketici Kanunu kapsamında yer aldığını, davanın ise TTK'ya tabi olduğunu, bu neden ile davalı Ford'un pasif husumet ehliyetinin olmadığını, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, bedel iadesi ve ayıpsız misli ile değiştirme taleplerinin hukuka, MK.2. ve TBK.227. maddelerine aykırı olduğunu, davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığından artık araç değişimi ve bedel iadesi talep edemeyeceğini, davacının terditli talepte bulunamayacağını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Davacının talebi, ayıplı üretilen aracın iadesi ile yeni araç bedelinin ödenmesi, aksi halde yeni olan bir başka misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. TBK' nın 227 maddesinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının seçimlik hakları belirtilmiştir....

          nun taleplerinin MK2 ve 3.maddelerine aykırı olacağını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Satış akdinin tarafı olmadığını, İthalatçının müteselsil sorumluluğunun sadece Tüketici Kanunu kapsamında yer aldığını, davanın ise TTK'ya tabi olduğunu, bu neden ile davalı ...'un pasif husumet ehliyetinin olmadığını, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, bedel iadesi ve ayıpsız misli ile değiştirme taleplerinin hukuka, MK.2. ve TBK.227. maddelerine aykırı olduğunu, davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığından artık araç değişimi ve bedel iadesi talep edemeyeceğini, davacının terditli talepte bulunamayacağını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Davacının talebi, ayıplı üretilen aracın iadesi ile yeni araç bedelinin ödenmesi, aksi halde yeni olan bir başka misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir....

            İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava; ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi ve zararın tazmini talebini içermektedir. Davacı ilk davası ile öncelikle sadece araç bedelinin iadesini talep etmiş olup 10/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini dava tarihinden itibaren 18.750 TL araç bedelinin ve araç için yapılan 649,00 TL masrafın 11/06/2019 tarihinden itibaren 1.416 TL masrafın 12/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizleriyle birlikte davalıdan tahsili şeklinde HMK m.176 gereğince tam ıslah ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle davalının istinaf nedenlerinin incelenmesinde ; Dava 10/07/2019 tarihinde HMK 176.maddesi gereğince tamamen ıslah edildiğinden, davalının, dava tarihinden sonraki giderlere dair karar verilemeyeceği yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir....

            bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. 3)Davacı taraf, dava dilekçesinde araç bedelinin tahsili halinde faiz talep etmiş olup,bu durumda aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken,faize hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir....

              Davacı, 23.12.2014 tarihinde davalıdan 44.000,00 TL bedelle araç satın aldığını, 01.06.2016 tarihinde aracın arızalanması üzerine servise götürdüğünü, serviste aracın kilometresi ile oynandığını ve yapılan tespitte de km. nin 200.000 km düşürüldüğünü öğrendiğini, 07.06.2016 tarihinde ihtar çekerek araç bedelinin iadesini talep ettiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek; aracın iadesi ile satış bedeli olan 44.000,00 TL’nın, bu talebinin kabul edilmemesi halinde araçtaki hasarın onarılması için bilirkişi raporunda tespit edilen 20.252,00 TL+KDV onarım bedelinin, aracın km.nin düşürülmüş olması nedeniyle 4.000,00 TL değer kaybı ile aracın onarım süresince ikame araç bedeli olan 500,00 TL+KDV’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca 30 gün boyunca günlük 80,00 TL verilerek kiralanan araç bedeli olan 2.400,00 TL'nın ve 5.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....

                Takip konusu ilamda, araç bedelinin tahsili, ilamda belirtilen aracın davacı (takip alacaklısı) tarafından iadesi koşuluna bağlanmıştır. Alacaklı bu koşulu gerçekleştirdiğini ispat etmedikçe lehine hükmedilen alacak için takip başlatamaz. Bir başka anlatımla ilam içeriğine göre alacaklının bedelin tahsilini isteyebilmesi için, öncelikle kendisine düşen, ilamda belirtilen ayıplı aracın iadesi edimini yerine getirmesi şarttır (HGK.24.02.2010 tarih 2010/12-106 E.- 2010/107 K.)....

                  UYAP Entegrasyonu