Mahkemece, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek %5- % 20 oranında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin tespiti gerekirken, yazılı şekilde indirim yapılmaksızın kira bedelinin belirlenmiş olması doğru değildir. 3-) 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 344. maddesi ile tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalarının, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını (7161 sayılı Kanunun 56. maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde 01/01/2019 tarihinden sonrası için tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını) geçmemek koşuluyla geçerli olacağı, bu kuralın, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir....
Bu nedenle dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle içinde bulunduğu imar planına göre imar parseli olması halinde (düzenlemeye tabi kılınması durumunda) uğrayacağı zayiat miktarının (düzenleme ortaklık payının) ne şekilde hesaplanacağı, 3194 sayılı İmar Kanunu'na ve bu kanuna göre çıkarılmış bulunan "İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi ile ilgili esaslar hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre belirlendiğinden, mahkemece ilgili belediye imar müdürlüğünden dava konusu taşınmazın imar düzenlemesi yapıldığında İmar Kanunu'nun 18.maddesi ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca imar planı çerçevesinde tabi olacağı kayıp oranı sorulup bu oranda bedelden indirim yapılması gerekirken yeterli araştırma yapılmadan imar parseli olan emsalin düzenlenme sırasında uğradığı %15,54 oranındaki kayıp esas alınarak dava konusu taşınmazdan da bu oranda indirim yapılarak sonuca ulaşılmış olması ve bu rapora itibarla hüküm kurulması, 2-6459 sayılı Kanunun 6.maddesi...
Şöyle ki; 1-Bozma kararında eski irtifak nedeniyle indirim yapılması gerektiği belirtilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu husus dikkate alınmamıştır....
Hal böyle olunca, davacının anılan satıma konu gayrimenkulden dolayı belirlenen simsarlık ücretinin tamamını hakettiği gözetilmeden bu bedelden sözleşmeye uygun düşmeyecek şekilde indirim yapılmasını öngören bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-) Taşınmazın emsal karşılaştırma yapılmak suretiyle tespit edilen bedeline hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 10 indirim yapmak suretiyle düşük bedel tespiti, 2-) Eski eser niteliğindeki yapının yaşı, niteliği ve bilirkişi raporunda yazılı özellikleri dikkate alındığında yıpranma payı düşülmesi gerekirken, yıpranma payı düşmeden yapı bedeli tespit eden rapora göre hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare ile davalılardan H.. Ö.. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare ile davalılardan H.. Ö..'dan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmaz üzerinden geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle toplam bedelden % 8 oranında indirim uygulanması gerekirken, daha yüksek oran belirleyen bilirkişi raporuna göre aza hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 2-Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşılmıştır. 6487 saylı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....
Davalılardan ... vekilinin temyizine gelince; 1- Hükme esas alınan bilirkişi kurulunca emsal kabul edilen ve dava konusu taşınmazla aynı mahallede bulunan taşınmazlar fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri olup, bu parsellerden imar uygulaması sırasında % 29 oranında Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi yapıldığından, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden % 29 oranında Düzenleme Ortaklık Payı indirilmesi gerektiği gözetilmeden, % 40 oranında indirim yapılması, 2- Davacı idarenin kıymet takdir raporunda kamulaştırılan taşınmaz bölümünde bahçe duvarı ve kuyu bulunduğu tespit edildiği halde, bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirmeye alınmaması, Doğru görülmemiştir. Davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, davalılardan ...'...
Ancak; Dairemizce incelenen aynı yere ilişkin kamulaştırma dosyaları ''Hükme esas alınan bilirkişi kurulunca emsal kabul edilen ve dava konusu taşınmazla aynı mahallede bulunan taşınmazlar fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri olup, bu parsellerden imar uygulaması sırasında % 29 oranında Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi yapıldığından, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden % 29 oranında Düzenleme Ortaklık Payı indirilmesi gerektiği gözetilmeden, % 40 oranında indirim yapılması'' gerekçesiyle bozulmuştur....
Şöyle ki; 1-Bütün bilirkişi raporlarında emsal alınan taşınmazlar dava konusu taşınmazın bulunduğu yerden farklı bir bölgede bulunduğu gibi üçüncü bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazlardan birinin kadastro parseli olması nedeniyle kıyasi emsal incelemesine göre belirlenen bedelden düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılması gerekmediğinden, raporlar hükme esas alınacak nitelikte değildir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu ... Köyünde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda yapılan emsal satışların bulunması doğaldır....
Bu haliyle ayıbın varlığı açığa kavuşmadığından taraflara yazılım programı ibraz ettirilmek ve bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın derecesi eserin reddini veya bedelden indirim yapılmasını gerektirip gerekmediği hususları da incelettirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eserin ayıplı olmadığının anlaşılması veya programın ibraz edilememesi durumunda davacının iş bedeline hak kazandığı kabul edilerek bu yönde davası sonuçlandırılmalıdır. Eksik inceleme ile davanın tümüyle reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....