Noterliği'nden gönderilen ihtarnameyle bedelin ödenmesinin istendiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, bedelden indirim yapılmasını ve alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, davanın süresinde açılmadığını, imalâtın standartlara uygun olduğunu, kaplamanın yapılmasından sonra zemin kaplaması yaş iken su basması nedeniyle ve ayıbın kullanım hatası sonucu meydana geldiğini, kaplama yapılan yerin nem ve rutubete maruz bırakıldığını, 10 derecenin üstünde muhafaza edilmesi gerektiğini, binanın strüktüründen kaynaklanan bir problem nedeniyle oturma yapmış olması ve genel izolasyonunun da yeterli olmaması sebebiyle oluştuğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/134 Değişik iş dosyasında ödeme yapılmamış ise, 7139 sayılı Yasa gereğince kıymet takdir raporuna göre tespit edilen 276.142,87- TL'nin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalı hak sahiplerine HİSSELERİ ORANINDA ödenmesine, Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/134 Değişik iş dosyasında davalı tarafa ödeme yapılmamış ise, 7139 sayılı Yasa gereğince kıymet takdir raporu ile Mahkememiz tarafından tespit edilen kamulaştırma bedeli arasındaki fark bedel toplam 287.937,97 TL'nin karar kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılarak, karar kesinleştiğinde davalı hak sahiplerine HİSSELERİ ORANINDA ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, Turgutlu 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; "kural olarak 6502 sayılı kanunun 11 inci maddesine göre tanınan seçimlik hakların terditli olarak ileri sürülmesi mümkün olmamakla birlikte misli ile değişim mümkün olmaz ise ayıp oranında indirim hakkının kanunun açık düzenlenmesinden kaynaklı olarak ileri sürülebileceği, zira madde ile açıkca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Eser, kararlaştırılan götürü ücretten daha fazla masraf ve emekle meydana çıkarılsa bile, yüklenici kural olarak götürü bedelin artırımını isteyemeyeceği gibi, daha az masraf ve emekle yapılmış olsa da iş sahibi bedelden indirim yapılmasını talep edemez. Dolayısıyla, götürü olarak kararlaştırılan iş bedeli içerisinde davalının dava dışı belediyeye ödediği ecrimisil miktarı da bulunmaktadır. Bu bedelden de davacı sorumlu olacağından, davalı tarafından yapılan ecrimisil ödemesi istenemez. Yapılan bu saptamaya göre, davanın reddi yerine istemin defter durumuna göre incelenerek hüküm altına alınması doğru olmadığından, karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 06.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şayet iş belirtilen derecede ayıplı değilse bedelinden tenzil (bedelden indirim) isteyebilir. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporuyla davalı tarafça yapılıp davacıya teslim edilen ve iade faturası ile davalı yükleniciye iade edilen kumaşların haslık derecelerinin düşük ve çok düşük olması nedeniyle gizli ayıplı olduğu saptanmıştır. Dinlenilen davacı tanıklarının beyanları ile de ortaya çıkar çıkmaz ayıp ihbarının yükleniciye yapıldığı, giderilmemesi üzerine 13.02.2002 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda gizli ayıbın varlığının sabit olması ve ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması nedeniyle eserin sahibi tarafından kullanılamayacak ve kabule icbar edilemeyecek derecede kusurlu olup olmadığı veya bedelden tenzilin gerekip gerekmediği ve davacının istemekte haklı olduğu alacak miktarı konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekir....
Eksik ve kusurlu işler bedeli mahkemece hüküm altına alındığından ve hükmedilen bu bedelden götürü bedelin ödenmeyen kısmının mahsubu yapılmadığından, eldeki davada götürü bedelden ödenmeyen kısım olan 21.700,00 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 550,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eser, kararlaştırılan götürü ücretten daha fazla masraf ve emekle meydana çıkarılsa bile, yüklenici kural olarak götürü bedelin artırımını isteyemeyeceği gibi daha az masraf ve emekle yapılmış olsa da iş sahibi bedelden indirim yapılmasını talep edemez. Somut olaya gelince; yapılan keşif sonucu düzenlenen 27.02.2009 tarihli bilirkişi raporunda eserdeki ayıpların nitelikleri açıklanmış, parasal karşılığı ise 6.000,00 TL olarak belirtilmiştir. Ayıplı işlerin tümü, davalının sözleşmeyle yapımını üstlendiği iş kalemlerine ilişkindir. 05.06.2008 keşide tarihli ve 5.000,00 TL bedelli çek de iş bedeline karşılık verildiğinden, eserin bedeli olarak artık bu çekin ödenmesi gerekmez. Ne var ki, davacı kararlaştırılan götürü bedel olan 86.000,00 TL’nin 83.000,00 TL’lık bölümünü ödediğinden, eserdeki ayıplı işler sebebiyle davalıya 3.000,00 TL borçludur....
-TL kira parası getirebileceği tespit edilmiş olup, Mahkemece bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek %5- % 20 oranında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin tespiti gerekirken, yazılı şekilde düşük miktarda hak ve nesafet indirimi yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Borçlar Yasası’nın 360. maddesi uyarınca eserin ayıplı olması halinde iş sahibi eserin reddi ile bedelin iadesini isteyebileceği gibi ayıbın derecesine göre bedelde indirim yapılmasını isteyebilir. Oysa bilirkişi raporunda bu hususta bir inceleme yapılmış değildir. Sözleşmede ayıplar için garanti verildiğinden garanti süresince iş sahibinin ihbar yükümlülüğünden sözedilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş ayıbın derecesini bilirkişiye yeniden incelettirmek, eserin tümüyle reddi gerekiyorsa davanın kabulüne, bedelden indirim gerekiyorsa bu miktar kadar bedelinin iadesine karar vermek olmalıdır. Hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....