WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nın 02.02.2015 tarihinde taşınmazlardaki hisselerini davalıya sattığını, satış bedelinin önalım hakkının kullanılmasının engellenmesi amacıyla yüksek gösterildiğini belirterek önalım hakkı nedeniyle 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki davalıya ait hisselerin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, satış bedelinin resmi senette gösterilen bedel olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan ilk yargılamada; davanın kabulü ile 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile müvekkili adına tesciline ve karar kesinleştiğinde mahkeme veznesine depo edilen 41.798,00 TL'nin davalıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 09.11.2020 gün ve 2016/18965 Esas - 2020/7004 Karar sayılı ilamı ile "Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, mahkemece tanık beyanları esas alınarak bedelde muvazaa iddiası kabul edilmiştir....

    Mahkemece, hata, hile ve bedelde muvazaa iddialarının birlikte ileri sürülemeyeceği, satış anında mirasbırakanın yanında davacı oğlu Nebi’nin de bulunması karşısında temlikin iradi olduğu, hata ve hile koşullarının gerçekleşmediği, bedelde muvazaa iddiasının ise tapu kaydının iptalini gerektirmeyeceği, mirasbırakana teban açılan davada davacıların işlemin tarafı olmaları ve işlemi bilmeleri nedeniyle satış tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “....HMK'nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istemedikleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılamada beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar...

      Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 917 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalının satış yoluyla edindiği hissenin ön alım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. II.CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; bedelde muvazaa olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

        Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.10.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, davacının 1393 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu dava dışı...'...

          Davalı, fiili taksim iddiasında bulunarak ve bedelde muvazaa iddiasını da kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı belirtilerek fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur....

            Davalı taşınmazı 95.000,00 TL bedelle satın aldığını savunmuş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı-alıcı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ve resmi senet karşısında bedelde muvazaa iddiası dinlenemez. Tanık, keşif, bilirkişi vs. delillere dayanamaz. Davalının bedelde muvazaa iddiasına ilişkin tanık dinlenemez. Dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmaz. Dava konusu payın 50.000,00 TL bedelle satışına ilişkin resmi senedin tarafı olan davalının bedelde muvazaa iddiası resmi senet karşısında dinlenemeyeceğinden yerel mahkemece davalının bedelde muvazaa iddiasının kabul edilmemesinde, bedelde muvazaa savunmasına ilişkin tanık dinlenmemesinde keşif ve bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

            Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek satılan payın iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin ... parsel nolu taşınmazın paydaşı olduğunu ve diğer paydaşlardan ...'ın 348949/4247376 payını 24.03.2010 tarihinde 130.000.-TL bedelle davalı ...'ya sattığını ancak satış bedelinin muvazaalı olduğunu, gerçek satış bedelinin 50.000-TL olup, bu bedel üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini bildirmiş, davalı payının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı vekili gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen miktar olduğunu, bunun aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğinden davanın reddini savunmuştur....

              Davacı, davalı belediyeden 12.03.1971 tarihli encümen kararı ile ve tapuda 08.09.1993 tarihinde 260 metrekare arsa satın aldığını, daha sonra bu arsa üzerinde inşaat yapmak üzere davalı belediyeye başvurduğunda taşınmazın heyelan bölgesi "Afete Maruz Bölge" sınırları içerisinde kalmış olması nedeniyle inşaat izni verilmediğini, söz konusu hukuki ayıp nedeniyle zarara uğradığını bildirerek 25.000 YTL'nin tahsilini istemiştir. Davalı belediye, taşınmazın satışında davacının aldatılmasının söz konusu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu mahallin 1966 tarihinden beri afete maruz bölge olunduğunun yörede bilindiği ve belediyenin davacıya inşaat izni verileceğine dair herhangi bir taahhüdü bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Davalı ise dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden daha az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamak durumundadır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti taktiri gerekir. Önalım hakkına konu edilen payı davalı 5.000,00 TL bedelle satın almıştır. Muvazaa iddiası da kanıtlanamamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu