WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

seçimlik hakkının bedelde indirim talebi olarak kabulü ile, 10.000- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" karar vermiştir....

Olayımıza gelince; davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini talep etmiştir. Bedelde muvaaza iddiası satım sözleşmesinin tarafı olmayan davacı tarafından her türlü delille ispatlanabilirse de satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha düşük olduğunu kanıtlayamamıştır. Mahkemece, resmi satış sözleşmesindeki bedel ve masraflar üzerinden önalım bedeli belirlenerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen pay ... parsel No’lu taşınmazın paydaşı ... tarafından davalıya 6.5.2008 tarihinde 20.000 TL bedelle satılmıştır.Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen davacı tanıkları payın davalıya kaça satıldığı konusunda bilgilerinin olmadığını, tapuda değerin neden yüksek gösterildiğini bilemediklerini, taşınmazın bulunduğu bölgede taşınmaz metrekare değerlerinin çok yüksek olmadığını beyan etmişlerdir....

      Ancak,Dosyada mevcut TÜVTÜRK kaydının araç satış tarihinden sonra 19.09.2020 tarihinde yapılan muayeneye ilişkin olduğu ve aracın kilometresinin oynandığının bu belgeyle sağlıklı olarak tespitinin mümkün olmadığı,alınan bilirkişi raporunun da yetersiz olduğu,ayıp oranında bedelde indirim tutarının Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre belirlenmesi gerektiği,nispi metodun uygulanabilmesi için ise;aracın sözleşme tarihi olan 21/11/2019 tarihindeki ayıpsız ve ayıplı değerinin piyasa rayiçlerine göre tespitinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır....

      Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir." Ayrıca yine aynı yasanın 1447. Maddesinde " Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır."...

        Hükmü, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı vekili temyiz etmişlerdir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalının temyiz taleplerine gelince; Davacı, gerçekte 250.000,00 TL olan satış bedelinin resmi akitte 850.000,00 TL olarak gösterildiğini belirterek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, mahkemece bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından resmi akitte gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu harç ve masrafları toplamı 884.175,00 depo ettirilerek davanın kabülüne karar verilmiştir....

          Ancak mahkemece bedelde muvazaa iddiası konusunda taraflardan delilleri sorulup toplanmadan yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım bedelinin süresinde yatırılmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bedelde muvazaa iddiası ile açılan davalarda depo ettirilecek bedel, bu iddia doğrultusunda tarafların delillerinin toplanmasından sonra belirlenebilir. Bu itibarla öncelikle bedelde muvazaa konusunda tarafların göstermiş olduğu delillerinin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak sonuç itibariyle davacıya önalım bedelini depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

            O halde mahkemece yapılacak iş; davalı iş sahibinin ayıp nedeniyle bedelde indirim talep etme hakkını kullandığı kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alınarak Türk Borçlar Kanunu'nun 475. madde hükümleri gereğince nispi metoda göre ayıp nedeniyle iş bedelinden yapılacak indirim belirlenmeli ve buna göre yüklenici alacağı belirlenerek hüküm altına alınmalıdır. Aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava bakiye iş bedeli alacağının tahsili, birleşen dava ayıplı ifa nedeniyle bedelden indirim yapılması istemlerine ilişkindir....

                Davacı yüklenici şirket vekili; taraflar arasında mutfak ekipmanları temini konusunda ticari ilişki bulunduğunu ve son olarak davalıya teslimi yapılan mutfak malzemeleriyle ilgili toplam 7.702,32 TL bedelli faturanın 4.335,02 TL'sinin ödendiğini, ancak bakiye 3.368,30 TL'nin ödenmediğini, İcra Müdürlüğü'nün 2013/5301 Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan takibe itiraz edildiğini, itirazın iptâli ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının teslim ettiği mutfak ekipmanlarının istenilen markada olmadığını bu nedenle bedelde indirim yapılmasının talep edildiğini, ancak bu indirim talebinin kabul edilmediğini, ödenen bedelin iş bedelini karşıladığını ve davacının alacağının bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve %20 icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde...

                  UYAP Entegrasyonu