DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 1452 parsel sayılı taşınmazda 08.03.2016 tarihli satış işlemiyle davalıya satılan 13/24 hissenin önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ve satış bedelinin gerçekte 100.000,00 TL olmasına rağmen önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla resmi senette 350.000,00 TL olarak gösterildiğini, davalının aynı satış işlemiyle dava konusu taşınmazın bitişiğinde yer alan 35 parsel sayılı taşınmazı 250.000,00 TL bedelle satın aldığını belirterek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. II....
Davacı bedelde muvazaa iddiasına dayanmakla, kural olarak davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayabilmesi için yapılacak keşif dışında delil sunması zaruridir. Ancak dinlenen tanık beyanları ile keşfen belirlenen taşınmaz değeri dikkate alındığında, bedelde muvazaa iddiasının ispatladığından bahsedilemez....
Dava değeri 62.000,00 TL olduğu halde davacı tarafça dava dilekçesinde 2.000,00 TL gösterilerek harç yatırılmış ve bedelde muvazaa iddiasında bulunulmuştur. Ancak davacı tarafça bedelde muvazaa iddiası ispatlanamamıştır. Bedelde muvazaa iddiasını davacının kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Davalı vekili resmi akitte gösterilen satış bedeli ve masrafların yatırılması halinde davayı kabul ettiğini belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından davanın kabul edildiği nazara alınarak dava dilekçesinde belirtilen bedel ile satış akdinde gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davalı lehine vekalet ücretine, yine davacı lehine dava dilekçesinde gösterilen bedel üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir....
göstermeyeceğini, bedelde muvazaa iddiası bilirkişi raporları ile ispatlanmaz ise de; bir an için bu raporların esas alınabileceği düşünülse dahi, bilirkişi raporlarının objektif bir araştırma ve değerlendirmeye esas teşkil etmemesi, yalnızca davacı tarafından dosyaya sunulan emsal satış senetlerine dayanması nedeniyle bu raporların hükme esas alınamayacağını, bu nedenle, davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması, davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayacak hiçbir delil sunamamış olması, ispat yükü karşı tarafta olmasına rağmen taraflarına davacının iddiasının yerinde olmadığına dair deliller sunulmuş olması, Yargıtay içtihatları gereğince tahmine dayalı olması nedeniyle delil kabul edilemeyeceği belirtildiği halde tek delil olarak kabul edilen bilirkişi raporunun objektif bir araştırmaya değil, tamamen yalnızca davacı tarafça sunulan emsal satış senetlerine dayanması sebepleriyle yerel mahkeme kararı haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek İstanbul Anadolu 3....
Davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Yerel mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından akitte gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı hususu davacıdan sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....
hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış ve garanti süresi sonrasında da devam eden, araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran motor sistem komponent arızaları nedeni ile konu aracın AYIPLI olduğunu, ilgili sistemdeki arızaların konu aracın teslimi esnasında makul ve ortalama bir tüketici tarafından tespitinin mümkün olmaması nedeni ile konu aracın GİZLİ AYIP niteliği taşıdığını görüş ve beyan etmişlerdir....
vekilinin davacının bedelde muvazaa iddiasının kabulüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince: Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır....
Mahkemeye davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilemez. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir....
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.01.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, ... ada ... parsel sayılı taşınmazda davalı adına 02.08.2012 tarihinde satış yoluyla oluşan payın bedelinde muvazaa yapıldığı, gerçek satış bedelinin 50.000,00 TL olduğunu ileri sürerek bu davayı açmışlardır. Davalı vekili, bedelde muvazaa olmadığını savunmuş, 10.09.2014 tarihli celsedeki beyanında bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
Davacılar vekili dava dilekçesinde satış bedelinin gerçek değerin çok üzerinde yüksek gösterildiğini ileri sürmüş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Önalım davasına konu payın satışına ilişkin resmi senedin tarafı olmayan davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Keşif ve bilirkişi raporu bedelde muvazaa iddiasını tek başına ispata yeterli ve elverişli değildir. Bedelde muvazaa iddiasının somut delillerle ispatlanması gerekir. Dinlenen taraf tanık beyanları, bilirkişi raporu, keşif, emsal taşınmazlara ilişkin değerler davacıların bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli ve elverişli değildir. Toplanan delillerle davacı taraf bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamamıştır. Tapudaki satış bedeli üzerinden 1/4 peşin harç noksanlığı tamamlatılmış ve resmi senette yazılı satış bedeli ile davalı alıcı tarafından ödenen tapu harç ve masrafları toplamı olan 612.000,00 TL önalım bedeli depo ettirilmiştir....