Davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilmemelidir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
indirim faturası düzenlendiğini; bedelde indirim yapılmasının müvekkilin seçimlik hakkı olduğunu ve bu hakkın kullanılmasının herhangi bir gerekçe ile kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu; tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davasında haksız olduğunun ortaya çıktığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2009/5751 Esas 2009/10608 Karar sayılı 07.12.2009 tarihli ilamı ile "taksimin ortadan kalktığı sabit olduğundan, davacının kötüniyetli kabul edilemeyeceği, önalım hakkının kullanılmasında usulsüzlük bulunmadığı, mahkemece tarafların diğer iddia ve savunmaları üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/10770 Esas 2013/2755 Karar sayılı 20.02.2013 tarihli ilamı ile "..Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir....
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değeri ve tanık beyanlarına dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 1.996,20 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 11.07.2011 tarihli satış ile dava konusu 176 parsel sayılı 8880,00 m2 yüzölçümlü, bahçe vasıflı taşınmazın 65/1776 payı davalılardan İ.. C..'a 35.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 6.00,00-700,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Yargılama devam ederken davalı İ.....
Mahkemece, satın alma sürecinde ehil teknik serviste aracın test ve muayene edildikten sonra aracın teslim alındığı, teknik servisçe tespit edilen arızalar nedeniyle bedelde indirim yapıldığı, davalının aracı arızalarıyla birlikte kabul ettiği dolayısıyla sözleşme yapıldıktan sonra belirlenemeyen bir nedenden dolayı araçta yangın çıkması nedeniyle sözleşmenin feshedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de alınan bilirkişi raporlarıyla, aracın tamamen yanmış olması nedeniyle yangının sebebi kesin olarak belirlenememekle birlikte, servis tarafından tespit edilen arızaların aracın yanmasına sebep olacak nitelikte olmadığı, araçta kundaklama izinin de bulunmadığı, yangın sebebinin araçta bulunan ancak, servis tarafından tespit edilmeyen bir başka ayıptan kaynaklandığının bildirilmesi, aracın teslim alındığı gün yanması karşısında araçta servis tarafından belirlenen arızalardan başka gizli ayıp olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, paydaşı olduğu 7599 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, satışa ilişkin bir bildirim yapılmadığını ileri sürerek, payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir. Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapudaki satış bedeli ile masrafların davacı tarafça süresinde depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak yapılan karşılaştırma sonucu tespit edilen değere hükmedilmesi gerekirken, belirlenen bedelden taşınmazın imar planında heyelan ve taş düşmesi nedeniyle önlem alınacak arkeolojik sakıncalı alanda olduğu gerekçesiyle indirim yaparak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılardan ... kayyımı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı tarafça her ne kadar sözleşme ile kararlaştırılan malzeme ve teçhizatların eksik ve ayıplı teslim edildiği ileri sürülerek bedelde indirim talep edilmiş ise de; taraflar arasındaki yazılı devir sözleşmesinde malzeme listesi bulunmadığı, dolayısıyla teslim edilmesi taahhüt edilen malzemelerin ne olduğu anlaşılamadığı gibi davalı tarafça hakkında icra takibi başlatılana kadar davacı yana gönderilmiş bir temerrüt ihtarnamesi veya yaptırılmış delil tespiti bulunmadığı, sunulan sosyal medya yazışmalarının tek başına delil olamayacağı gibi bu yazışmalarda davacı tarafın eksik veya ayıplı ifayı kabul ettiğine dair bir beyanı bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafın eksik ve ayıplı ifayı yasal ihbar müddeti içerisinde ileri sürdüğünü ve eksik-ayıplı ifanın mevcut olduğunu ispatlayamadığı ve bedelde indirim talebinin yerinde olmadığı, getirtilen banka dekontlarından davalı tarafça davacıya işletme devri için toplamda 132.000-TL ödeme yapıldığı kalan...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirim yapılarak yükleniciden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalının tahkim ilk itirazı üzerine kabulü ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....