Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP Davalı-davacı kadın vekilleri, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile öncelikle pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle, bu talepleri olmaz ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası bağlanmasına, hükmedilecek nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2019/669 Esas, 2021/1042 Karar sayılı kararıyla; erkeğin yaklaşık 30-35 yıldır ... isimli kadınla gayri resmi birliktelik yaşadığı ve ...'den olma çocukların da davalı-davacı kadının üzerine tescil edildiği, ... erkeğin evlilik birliği boyunca ...'...

    CEVAP Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kadının üzerine kuma getirdiğini, müvekkilinin bu durumu kabul etmeyince yıllarca darp edildiğini, aşağılandığını, tehdit edildiğini, davacı erkeğin ortak çocuklara bakmadığını, diğer kadınlardan olan çocukları zorla davalı kadın üzerine kaydettirdiğini, fiziksel, psikoljik, ekonomik ve sözel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebi ile olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmesine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir. III....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından reddedilen boşanma ve ziynet alacağı davaları yönünden, davalı-davacı tarafından ise; reddedilen boşanma davası ve diğer taraf yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının birden fazla erkekle ilişkide bulunduğu ve bunu bir yaşam tarzı haline getirdiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminat ve iştirak nafakasının miktarları yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, kendisinin reddedilen tazminat talepleri ile iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 16.09.2020 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

          Dava; pek kötü ve onur kırıcı davranış ( TMK 162 ) kabul edilmediği takdirde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma istemine yöneliktir....

          KARŞI DAVA: Davalı karşı davacı vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın açtığı davanın reddine karar verilmesini, karşı dava yönünden; zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesine bu olmazsa pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesine, aksi kanaate iseniz ve özel boşanma sebepleriyle boşanmaya karar verilmemesi halinde genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesine, dava süresince müşterek çocukların her biri için 750'şer TL olmak üzere tedbir nafakasına, dava sonuçlandığında ise tedbir nafakasının iştirak nafakası'na dönüştürülerek karar verilmesine, müvekkil için dava süresinde 1.500- TL tutarında tedbir nafaka'sına, dava sonuçlandığı takdirde yoksulluğa düşecek olması sebebiyle yoksulluk nafakası'na hükmedilmesine, çocukların velayetinin anneye verilmesine, davacının boşanmada ağır kusurlu olarak nitelendirilerek 300.000- TL maddi, 300.000- TL manevi tazminata hükmedilmesine...

          DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili, 24/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle;"Müvekkilinin davalı ile 08/08/1993 tarihinden itibaren evli olduklarını, müşterek bir çocuklarının olduğunu, Davalının ağır kusur ve tamamen kusurlu eylemlerinden dolayı evliliğin temelden sarsılması, zina, pek kötü ve onur kırıcı davranış, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle tarafların boşanmalarını, Dava süresince, davacı müvekkil için 250- TL tedbir nafakasını, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamını, 50.000,00.- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile ödenmesini, 50.000,00- TL maddi tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile ödenmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde...

          C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İşe iade davası lehine sonuçlanan davacı işe başlatıldıktan sonra işverence çalışma koşullarının onur kırıcı şekilde düzenlenip düzenlenmediği, müdür olan davacının konumuna uygun muamele yapılıp yapılmadığı, bu hususların tespitine göre işverenin işe başlatma iradesinde samimi olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur....

            plakalı araçta kaçak göçmen taşıdığının kabul edildiği eyleminde, göçmen kaçakçılığı suçunun nitelikli hali olan “hayatı bakımından bir tehlike oluşturması ya da onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi” halinin söz konusu olmadığı, bilirkişinin aracın teknik özelliklerini belirten raporu dışında hayati tehlikenin varlığına dair göçmenler ile kolluk görevlilerinin bir ifadelerinin bulunmadığı, olay yeri tespit tutanağında hayati tehlikenin varlığına dair bir anlatıma yer verilmediği, göçmenlerin hayati tehlike atlattıklarına dair herhangi bir iddia veya tespitin olmadığı, kapasitenin üzerinde yolcu taşınmasının başlı başına unsur olmadığı, ancak cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi kapsamında değerlendirilebileceği, nitekim bu yönde takdir ve teşdidin yerinde kullanıldığı, Kanun metninde belirtildiği biçimde göçmenlere yönelik onur kırıcı bir muamelenin veya hayatı bakımından tehlike oluşturacak bir durumun söz konusu olmadığı olayda, yerinde olmayan gerekçeyle TCK’...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Göçmen kaçakçılığı HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun reddi KARAR Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ile temyiz sebebine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından CMK'nın 288 ve 294. maddeleri kapsamında, sanık ... müdafisi ve sanık ... müdafisinin belirttikleri hukuka aykırılık nedenleri ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri de gözetilerek yapılan incelemede; Sanık ... müdafisinin temyizinin, sanığın atılı suçu işlemediği, suçun işlediğinin kabulü halinde eylemin TCK'nın 39. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, teknenin kapasitesine ilişkin tespitin hatalı olduğu ve bu yönde bilirkişi raporu alınmaksızın göçmen sayısı dikkate alınarak suçun hayati bakımından tehlike oluşturması ya da onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlediğinin kabulünün hatalı olduğu, eylemin birden fazla...

                UYAP Entegrasyonu