Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

çekilmez hal aldığını, davalının sürekli olarak müvekkilini sevmediğini, hayatından çıktığında daha mutlu olacağını söylediğini, davalının onur kırıcı davranışta bulunup şiddet uyguladığını, davalının 2013 yılında annesini kaybettiğini, dayısının, kendisi için çok önemli olduğunu, ısrarla müvekkiline vurgulamaya başladığını, müvekkilinin bütün yapıcı davranışlarına rağmen oturdukları aile konutunun iç tefrişatına en ince ayrıntısına kadar dayısının karar verdiğini, sürekli evlilik birliğinin içine karıştığını, bu konuyla ilgili olan tartışmaları sırasında davalının müvekkiline onur kırıcı cümleler kullandığını, bir çok kez şiddet uyguladığını bu nedenlerle tarafların davalının kusurlu davranışları göz önüne alınarak pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle sonlandırılmasına, müşterek çocuk Demir'in velayetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuk için 4.000,00 TL, müvekkili için 4.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, dava neticesinde yoksulluk...

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: a) TCK’nın 79/2-b maddesinde düzenlenen onur kırıcı muameleye maruz kalma halleri Kanunda açıkça yazılı olmamakla birlikte bu hallerin, “çok kötü koşullarda taşıma, olağan dışı mahallerde barındırma ve kötü muamelede bulunma” gibi durumlarda söz konusu olabileceği, dosya kapsamına göre, 20 kaçak göçmenin kapalı kasa bir kamyonetle taşınmasında ve bu taşıma sırasında kolluk kuvvetlerinden kurtulmak için sanığın aracıyla zig zag yapması biçiminde gerçekleşen somut olayda, yukarıda belirtilen durumların söz konusu olmadığı gibi bu yöndeki kabule dayanak yapılabilecek bir göçmen beyanının da bulunmadığı anlaşılmakla, Kanun metninde belirtildiği biçimde göçmenlere yönelik onur kırıcı bir muamelenin söz konusu olmadığı olayda, yerinde olmayan gerekçeyle TCK’nın 79/2-b maddesinin uygulanması, b) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete...

    artırım yapılacağı hükmünün bulunduğu, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinde ise, 765 sayılı TCK.nun 201/a-2 madde ve fıkrasındaki düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunun bütün hallerine teşebbüsün olanaklı olduğu ve ayrıca 765 sayılı TCK.nun 201/a-3 madde ve fıkrasındaki insanlık dışı ve onur kırıcı muamele halinde artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmasına göre; Olayımızda, sanıkların Van ilinden İstanbul'a getirmek üzere aldıkları 65 göçmeni kamyonetin içinde oluşturdukları iki bölmeye koyarak yola çıktıkları ve Tatvan ilçesinde kolluk tarafından yakalandıklarının anlaşılması karşısında; Teşebbüs aşamasında kalan suç nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinden verilecek cezadan teşebbüs nedeniyle dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirileceği, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele nedeniyle artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, 765 sayılı TCK.nu uygulamasında temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayin edildiği hususları...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma karşı dava pek kötü onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "açılan dava ve karşı davanın kabulü ile," TC Kimlik Nolu davacı-karşı davalı T1 ile TC Kimlik Nolu davalı-karşı davacı T3 TMK madde 166/1 uyarınca boşanmalarına," karar verilmiş ise de; boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2021 NUMARASI : 2021/253 ESAS-2021/932 KARAR DAVA KONUSU : Hayata Kast, Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının uzun süredir küfür, hakaret ve şiddetli geçimsizliğine maruz kaldığını, davacının davalı eşinden düzenli olarak hakaret ve şiddet gördüğünü, şiddetten kaynaklı daha önce eve polis çağırdığını, darp raporu aldığını, davalının da 1 gece gözaltında kaldığını, günlük hayatta yaşadığı içsel sıkıntıları davacı üzerinden şiddet ve hakaret yolu ile attığını, ayrıca cinsel şiddet de uyguladığını, bunun sonucu olarak eşiyle istemeye istemeye cinsel birliktelik yaşamak zorunda kaldığını, tüm bu yaşanan olaylardan dolayı kalp ritim bozukluğu yaşayıp hastaneye gitmek zorunda kaldığını, davalının bu eylemlerini ortak çocukların gözü önünde gerçekleştirdiğini, hatta bir keresinde...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacının Hayata kast, pek kötü ya da onur kırıcı davranış(TMK 162), Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163) ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması ( TMK 166) hukuki nedenlerine dayalı olarak açılan boşanma davasının ayrı ayrı reddine, Davacının boşanmanın fer'i niteliğinde olmayan maddi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın, dava dilekçesinde iyi niyetli olarak davalı için borçlandığını ve borçlanmalar sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığını beyanla 300.101,32 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, 07/09/2021 tarihli dilekçesi ile de maddi tazminat talebinin boşanmanın fer'i niteliğinde olmadığını belirtmiştir....

      Yüklenen sorumsuzluk isnadı ispatlanamamış, 2017 doğumlu çocukları olduğuna göre davalının eski tarihli 2000, 2006, 2007 tarihli ceza dosyalarının bulunmasının TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma koşullarını oluşturmayacağı, af olgusunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple davacı Nuray Elaldı'nın boşanma davası reddedilmiştir. Birleşen davadan vazgeçildiğinden birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir..."gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....

      Yüklenen sorumsuzluk isnadı ispatlanamamış, 2017 doğumlu çocukları olduğuna göre davalının eski tarihli 2000, 2006, 2007 tarihli ceza dosyalarının bulunmasının TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma koşullarını oluşturmayacağı, af olgusunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple davacı Nuray Elaldı'nın boşanma davası reddedilmiştir. Birleşen davadan vazgeçildiğinden birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir..."gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların karşılıklı evlilik birlikteliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü, erkeğin hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı muamele hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi ile kadının birleşen davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın tanığı Heja'nın beyanına itibar edilip edilmeyeceği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının karşı davasının sadece tazminat ve nafakaya yönelik olduğunun, davalı-davacı kadının mahkemece tepki niteliğinde sayılan hakaret eylemininde tepki sayılmasa bile Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki ağır derecede onur kırıcı davranış sayılamayacağının anlaşılmış olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.10.2011 (Pzt.)...

          UYAP Entegrasyonu