Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her İki sözleşmenin ayırt edilmesi bakımından “Uygulamada ve öğretide kural olarak bir bedel karşılığında ifası taahhüt edilen şey, sözleşmenin kurulduğu anda mevcut ise bu sözleşmenin satım sözleşmesi olduğu; buna karşılık eğer teslim edilecek şey, sözleşmenin kurulduğu anda mevcut değil ise bu sözleşmenin istisna sözleşmesi olduğu kabul edilir. Yine söz konusu ------------ öne çıkan ------------- değil maldır. Bu sebeple taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi satım sözleşmesine uygulanacak hükümler dahilinde çözümlenmelidir. Somut uyuşmazlığa tacirler arası ticari satım hükümlerinin uygulanması söz konusudur....

    Belli günde davacı vek.Av.... ... ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten büro döşemesinde kullanılmak üzere 2572 m2 halı alındığını ve kısmi döşeme yapıldıktan bir ay sonra halının deforme olduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini iddia ederek ayıplı malın iadesi ile ödenen 30.888.-TL.nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, satım konusu malzemede üretici hatası olmadığını, sorunun kullanıcıdan kaynaklandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, satım konusu halıda imalat hatası bulunmadığı, davacının sattığı halının kullanılan mekana uygun olmaması nedeniyle deformasyona uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      Belli günde davalı vek.Av. ... ... ... gelmiş, diğer tarafan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketten Nisan 2005 tarihinde biçer döver satın aldıklarını, davalının aracın ruhsatının devir etmeyi taahhüt etmesine rağmen bu işlemi gerçekleştirmediğini, yapılan araştırmada aracın tescilinin yapılmadığını belirlediklerini, tescilsiz olan araçtan faydalanamadıklarını ve bu arada davalının elindeki senedi icra takibine koyduğunu iddia ederek akdin feshi ile ayıplı malın iadesi ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir....

        e elden ödediğini, araca aynı gün chek-up yaptırdığını servisin araçta birtakım arızalar tespit ettiğini bunların davacıya bildirildiğini, aynı gün aracı bir yerden bir yere götürürken aracın bilinmeyen bir nedenle yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshine ödenen 19.000,00 TL. satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle alacağına 18/10/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi nedeniyle satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir....

          Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu alçıpan köşe profillerinin paslanmaya başladıkları, bu nedenle ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık 13.05.2014 tarihinde satılıp teslim edilen malzemelerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı mal bedelinin iadesi ve yapılan masrafların tahsiline ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde malı kullandığı tarihten 15 gün sonra malın boyalarının döküldüğü ve paslanma olduğunu bildirmiş olup ayıbın tespit tarihi bilirkişi raporu ile 26.09.2014 tarihinde yapılmış, tespit raporu davalı tarafa 13.11.2014 tarihinde ihbar edilmiştir. Bu durumda ayıbı öğrenme tarihi dikkate alındığında taraflar tacir olup süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarından söz edilemez....

            DELİLLER VE GEREKÇE : Dava; taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

            DELİLLER VE GEREKÇE : Dava; taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dava, davalı bankaya ait taşınır malların satımı nedeniyle davacı tarafından ödenen peşinatın satım sözleşmesinin feshi nedeniyle iadesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmamaktadır. Davanın yukarıda yazılı nitelendirmesine göre dosyanın temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait bulunmaktadır. Ancak anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin görevsizliğine, dosyanın Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdolunan resmi satım sözleşmesi kapsamında bir adet otobüsün müvekkilince davalıdan satın alınmış ise de aracın ayıplı çıktığını ve müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını belirterek araç bedeli 110.000,00 TL'nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılama yetkisinin müvekkilinin ikametgahı ve sözleşmenin imzalandığı yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı yanca dava Tüketici Mahkemesi sıfatıyla açılmış ise de satıma konu aracın ticari olması nedeniyle Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilmiş ve yargılama yetkisinin davalı ikametgahı ve aynı zamanda satım sözleşmesinin akdedilip uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemelerine ait bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  KARAR Davacı, davalı müteahhit firma ile aralarında 25.01.2010 tarihinde konut satım sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak konutu 8 ay gecikme ile teslim ettiğini, teslimden sonra sözleşmeye aykırı eksik ve ayıplı işler olduğunu tespit ettiğini, sözlü ve en son 11.03.2013 tarihli noter ihtarına rağmen eksik işlerin yerine getirilmediğini ileri sürerek ve HMK 107. maddesi gereği konut ve ortak yerlerdeki ayıp ve eksik işler bedelinin belirlenerek, ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve ayrıca 8 aylık gecikme nedeniyle kira tazminatına karar verilmesini istemiş; bilahare talebini 8.830,52 TL üzerinden ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu