Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı uyarınca; davanın, sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, BK'nın 126/4. maddesi uyarınca eser sözleşmesinden doğan davaların 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılabileceği, bununla birlikte, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu hallerde BK'nın 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği; somut uyuşmazlıkta, davalı hasarlanan trafonun hasar tarihinden 5 yıl 3 ay önce sigortalıya teslim olunduğunu, bilirkişi raporuna göre davacı şirketin sigortalısına ait trafonun hasarlanmasına neden olan ayıbın kaynağı olan işçilik ve malzeme hatalarında, davalı şirketin kasıt veya ağır kusurunun bulunduğundan söz edilemeyeceği, bu hususun davacı yanca da kanıtlanamadığı, bu durumda BK’nın 126/4....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/266 - 2014/256 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, makinelerin ayıplı olduğu ve davacının üründen faydalanamadığı,ürünlerin gizli ayıplı olduğu ve satış bedelinden davalıların sorumlu olduğunun belirtildiği, davalı ... ürünleri ithal eden şirket olduğu, davalı ... bayi olarak satış yapması sebebiyle ayıplı üründen sorumlu olduğu ve davacının satıştan dönme hakkının bulunduğu, ayrıca ürünün ilk satış bedelinin KDV dahil 10.620-TL'sinden davalılar ...(Fin Sauna) ve ...'nin, KDV dahil 11.800-TL satış bedelinden ...'nin sorumlu olduğu, davacının oluşan maddi zararından davalıların müştereken sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ... San. ve Tic. Ltd....

      Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Şu halde Mahkemece, davacının zarar (bedel indirimi) talebinin nispi metoda göre değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

        marka 2013 model sıfır kilometre araç satın aldığını, müvekkilinin 2014 yılında aracı satacağı zaman aldığı 19.03.2014 tarihli ekspertiz raporunda aracın tavan bölümünde değişen parça ve boya tespit edildiğini, durumun 25.03.2014 tarihinde noter kanalı ile davalı şirkete bildirildiğini, ayıplı satış nedeniyle satış akdinin feshedilerek bedelin iadesinin istendiğini, ancak davalı şirketin bedeli iade etmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, satılanın ayıplı olması nedeniyle satış sözleşmesinin feshi ile aracın satıcıya iadesi karşılığında ödedikleri 36.850-TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Mahkemece hükme esas alınan rapor 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak hazırlanmış olup bilirkişi heyetince satışa konu araçtaki arızanın satıştan önce mi sonra mı oluştuğu hususunda hiçbir teknik değerlendirme yapılmadan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. Maddesinde yer alan "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir" hükmüne atıf yapılarak aracın satıştan önce arızalı olduğu yönünde görüş belirtilmiş, mahkemece de aynı kanun hükmü gerekçe gösterilerek ispat yükünün davalıda olduğu, davalının aracın ayıplı olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa yukarıda da belirtildiği üzere taraflar tacir olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin somut olayda uygulama yeri yoktur....

          Mahkemece hükme esas alınan rapor 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak hazırlanmış olup bilirkişi heyetince satışa konu araçtaki arızanın satıştan önce mi sonra mı oluştuğu hususunda hiçbir teknik değerlendirme yapılmadan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. Maddesinde yer alan "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir" hükmüne atıf yapılarak aracın satıştan önce arızalı olduğu yönünde görüş belirtilmiş, mahkemece de aynı kanun hükmü gerekçe gösterilerek ispat yükünün davalıda olduğu, davalının aracın ayıplı olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa yukarıda da belirtildiği üzere taraflar tacir olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin somut olayda uygulama yeri yoktur....

            Dava, ticari satıştan kaynaklanan ayıba dayalı tazminat istemine ilişkindir. TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu'nun 223'üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü ise; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davaya konu ürünlerin davacı tarafa 20/07/2020 tarihinde teslim edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu kondenser grubunun teklif edilen teknik özellikleri ile teslim edilen teknik özelliğinin tutmaması nedeni ile ayıplı ürün olarak kabul edilmesi, evaporatör grubunun teklif edilen teknik özellikleri ile teslim edilen teknik özelliğinin tutması nedeni ile ayıplı ürün olarak kabul edilmemesi gerektiği şeklinde tespitler yapıldığı, davaya konu kondenser grubunun görselinde ürünün 43,33 metrekare olduğuna ilişkin etiket yer aldığı, bu kapsamda tespit edilen ayıbın açık ayıp olduğu, TTK'nın 23/c maddesi gereği malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcının durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, şayet açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemesi veya incelettirmesi ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre...

                ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2019 NUMARASI : 2018/284 ESAS, 2019/109 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece, davacının, davaya konu aracı (çekici) davalı şirketten ikinci el olarak satın aldığı, aracı mevcut hali ile inceleyip teslim aldığı, bununla birlikte davalının ayrıca garanti taahhüdünde bulunmadığı, satım anında davacı, aracı muayene ve varsa mevcut ayıplarını tespit ile yükümlü olduğu, bu işlemi yapmadığı anlaşılan davacının, 10/10/2016 tarihli satıştan sonra 14/10/2016 tarihinde yaptığı hasar sorgulaması neticesinde, satışa konu çekicinin 27/10/2009 tarihinde 80.000,00 TL ve 16/05/2009 tarihinde 4.745,00 TL olmak üzere iki adet kazaya karıştığını öğrenmesi üzerine dava açtığı, aracın hasar kayıtlı olmasının davalı tarafından gizlendiği konusunda dosyada yeterli delil bulunmadığı, kaldı ki davacı alıcının, basit bir araştırma yapmak suretiyle aracın hasarlı olduğuna kolayca ulaşabileceği kayıtlarla tespit edebilir ve nitekim satıştan dört gün sonra ...'...

                  UYAP Entegrasyonu