Davacı eldeki dava ile davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep etmiştir....
Her ne kadar uyulan bozma ilamında aracın incelenmesi ve ayıp durumunun belirlenmesi hususuna değinilmiş ise de aracın üçüncü kişiye satımı nedeniyle incelenemediği ve bilirkişi raporunda bu incelemenin yapılamamasına rağmen dosyadaki mevcut servis kayıtları ve belgelerine göre aracın gizli ayıplı olduğu konusundaki belirlemenin kesin görüş niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Bu durumda icra dosyası ve icra hukuk mahkemesi dosyası getirtilerek dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu kabul edilerek, aracın bu gizli ayıp nedeniyle üçüncü kişiye satımı nedeniyle ve davalıya ödenen bedel nedeniyle davacının uğradığı zararın, satış bedeli indiriminin tam olarak belirlenip bu miktara hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. V....
Sulh Hukuk Mahkemesi dosyası üzerinden tespit yaptırıldığını, düzenlenen bilirkişi raporunda aracın muhtemelen 4 tekerinden de rahatsız edici ses, uğultu ve vuruntu olduğu ve bu problemlerin üretimden kaynaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiğini belirterek aracın ayıplı olması nedeniyle misli ile değişimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
40.000,00 TL bedel üzerinden anlaşarak ödeme ve satın alma işlemleri gerçekleştiğini, sürecin devamında ise vekil eden 16.01.2019 tarihinde yaptırmış olduğu aracın zorunlu muayenesi sırasında aracının geçmiş muayenede kilometre kaydının daha yüksek olduğunu ve kilometresi düşürüldüğünü öğrendiğini beyanla, aracın ayıplı olduğunun tespitine, öncelikle aracın misli ya da muadili ile değişimine, mümkün olmadığı takdirde bilirkişice yapılan inceleme sonucu ayıp sebebiyle yapılan zorunlu masraflar da katılarak hesaplanacak satış bedelinin iadesine, vekil eden lehine 5.000,00 TL manevi tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
hâldeki ayıplı değerinin 195.000,00 TL olduğu yönündeki hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, biçer döverin ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönündeki talebin reddine, davacının bedel tenzili talebinin kısmen kabulü ile dava konusu aracın satış bedelinin 3.295,60 TL tenzili ile 3.295,60 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının faiz talebi bulunmadığından faize hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Kabule göre de , dava konusu aracın Değer kaybının hesaplanması konusunda ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek değerlendirme yapılması gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmemesi de doğru olmamış tenkitle yetinilmiştir....
Oto Pazarlama A.Ş.den araç satın aldığı, bu araçla 10.4.2005 ve 16.12.2005 tarihlerinde iki kez trafik kazası yaptığı ve hasarlanan aracın yetkili servislerde onarıldığı, onarıma ilişkin faturalardan birini satıcı olan davalı ... Oto Pazarlama A.Ş.nin düzenlediği, bu onarımların ayıplı hizmet niteliğinde olduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Sanayi Mallarının satış sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 17. maddesi gereğince satıcı satış sonrası hizmetlerinin tüketiciye verilmesinden sorumludur. Bu nedenle davacı TKHK.nun 4/2 maddesindeki tercih haklarından birini kullanabilir. Ancak davacı tercih hakkını bedel iadesi yönünde kullandığına göre, mahkemece buna hükmedilmesi gerekirken, aracın değiştirilmesine de karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca araç ile iki kez trafik kazası yapılmış olup, bu nedenle araçta meydana gelen değer kaybının konusunda uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesi ve bu değer kaybının hükmedilecek miktardan indirilmesi gerekir....
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Bilirkişi raporunda aracın genel kaportasından farklı imal edilmiş imalat hatası bulunduğunun tespit edildiğini, aracın ayıbının kullanım hatasından kaynaklanmadığını, aracın garanti kapsamında olduğunu, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup, söz konusu ayıp çok detaylı ve teknik bir inceleme yapılmadıkça alıcı tarafından tespit olunamayacak nitelikte olduğunu, aracın ilerleyen zaman içresinde ayıplı bölümden su alma ihtimali olacağından aracın kaportasında çürümeler meydana gelebileceği, aracın sırf bu kusurdan dolayı aracı satarken ikinci el değerinin ciddi şekilde düşeceği göz önüne alındığından üretim hatası olan ve gizli ayıplı olarak satılan aracın değiştirilmesi yönündeki taleplerinin kabulünün gerektiğini, Yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davaya konu aracın garanti kapsamında olması, gizli ayıp ve davaya konu aracın hile ile satıldığı ve Tükelici Kanunun bir bütün olarak değerlendirildiğinde talepleri...
A.Ş.’nin 01/12/2017 tarihli Kalite Raporu’nda; 1. silindir pistonun kırıldığı, biyel kolunun koptuğu, kopan parçaların silindir bloğuna zarar verdiği, komple motor değişiminin gerektiği bilgisinin verildiği, müşteri onayı olmadığı için işlem yapılmadığı, bunun üzerine aracın gizli ayıplı olması nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirilmesini, davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasını, müvekkilinin 28/08/2017 tarihinden bu yana araçsız kaldığı ve kendisine bugüne kadar araç tahsis edilmemiş olması nedeniyle muadil aracın kiralama bedeli olarak 45.000TL maddi tazminat ile aracın seyir halindeyken bu arızayı vermesi sonucu yaşanılan kaza riskine karşın 50.000TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davanın aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Mahkeme, aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi mümkün olmaz ise aracın davalıya iadesi ile araç bedelinin davalıdan tahsiline karar vermiştir. Mahkemece aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HMK'nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir....