WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce davacı tarafın tazminata konu ettiği ve gömleklerde oluşan paslanmanın davalı tarafından imal edilip davacıya satılan klipslerden kaynaklandığı teknik olarak belirlendikten sonra, dosyaya sunulan belge ve kayıtlara göre davacı tarafın bu olay nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının belirlenmesi için dosya bilirkişi .......'e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 25/09/2018 tarihli raporunda gömleklerde meydana gelen paslanmanın giderilmesi için yapılan ve belgeye bağlanan masrafların toplamının 145.670,28-TL olduğunu ve söz konusu masraflardan mahsup edilmesi gereken miktarları alternatifli olarak raporunda ayrıntılı olarak belirtmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı ve eksik ifa iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı sebebiyle reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....

    Taraflar arasındaki sözleşme 03.05.2012 tarihinde yapılmış, sözleşme gereğince satılan ses cihazı 25.05.2012 tarihinde davacıya teslim edilmiş ve davacının iddiasına göre düğün tarihi olan 31.05.2012 tarihinde verimli şekilde çalışmadığı ve bu nedenle ayıplı olduğu saptanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesi yarınca ticari satışlarda " Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkca belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223.maddesinin 2. fıkrası uygulanır." Somut olayda satılanın ayıplı olduğu 31.5.2012 tarihinde yapılan düğün sırasında öğrenildiğine göre 6098 sayılı TBK'nun 223. maddesi uyarınca alıcı sonradan anlaşılan bu ayıbı hemen satıcıya bildirmelidir....

      inkar ettiğini ileri sürerek, 18.06.2013 tarihli 3.200 TL bedelli çekin iptali ile satılan malın davalıya iadesi ve sözleşmeden dönülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya satılan ipliklerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktasında toplanmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu ipliklerin dokunup kumaş haline getirildikten ve boyandıktan sonra üzerinde çizgiler oluştuğunun belirlendiği, bu durumun gizli ayıp niteliğinde olduğu ve davacının bu husus ortaya çıkar çıkmaz noter kanalıyla durumu davalıya bildirdiği yönünde görüş açıklanmıştır....

          Yine davacının talebinin 6098 sayılı TBK 227/2 fıkra gereği genel hükümlere göre tazminat istemine yönelik olduğu, davalı tarafça davacıya satılan ayıplı malzemenin neden olduğu zararın bilirkişi raporu ile belirlenmiş ve kadri maruf olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Duruşma tutanakları ve dosya içeriğine göre de yargılamanın yürütülmesinde, delillerin toplanmasında ve değerlendirilmesinde maddi ve usul hukukuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

            Zira sayın çoğunluk “gizlemeyi” gizli ayıp olarak algılayıp tüm gizli ayıp hallerinde üretici ve satıcının zaman aşımından yararlanamayacağı sonucuna varmakta ve dolayısıyla iki üç ve beş yıllık zaman aşımı itirazlarını kabule şayan görmemektedir. Ancak, yukarıda da açıkladığım gibi, yasa koyucu sayın çoğunluk tarafından yanlış değerlendirilen son cümlede ne lafzen ve ne de ruhen gizli ayıbı kast etmemiş açıkça ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halini düzenlemiştir. Ve bu halde de zaman aşımından yararlanmamayı satıcının ağır kusur veya hile ile gizleme yaptığının sabit olması halini şart (koşul) olarak öngörmüştür. Yine yasa koyucu ilgili maddenin sondan bir önceki cümlesinde ise, ayıplı mallarla ilgili taleplerde, zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra ortadan kalkacağını söylemekle genel ve nihai bir zaman aşımını kabul etmiştir....

              Mahkememizce bilirkişilerden; Davalı tarafından davacıya satılan 1.405,14 kg kumaşın tamamının davacı uhdesinde olup olmadığı, Davalı tarafından davacıya satılan kumaşın ayıplı olup olmadığı, kumaşta ayıp var ise bu ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, Kumaşın gizli ayıplı olması halinde ayıplı kumaş miktarının ne kadar olduğu, kumaşın tümünün ayıplı olup olmadığı, ayıpsız kumaş miktarının ayıplı kumaş olmadan satılmasının mümkün olup olmadığı ve ayıplı kumaş miktarının onarımının mümkün olup olmadığı, onarım mümkün ise onarım bedelinin ne kadar olduğu, Satılan kumaşın nasıl saklanması gerektiği ve davacı tarafından doğru bir saklama yöntemi kullanılıp kullanılmadığı, Kumaşın tümünün ayıplı olmaması ve ayıpsız olan kumaşın satılabilecek durumda olması halinde ayıplı kumaşın bedelinin, ödenen kumaş bedeline göre ne kadar olduğu, Davacının satın aldığı kumaşta bulunan ayıp miktarına göre; söz konusu ayıplı kumaşta ayıp olmaması ve davacının bu kumaşları satması halinde davacının ne kadar...

                HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,ayıplı araç tamiri sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında ,davacı aracının davalı tarafça tamir edildiği,eser sözleşmesinin varlığı yönlerinden uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                göre tazminat talep haklarının da saklı tutmakla birlikte müvekkilinin yüksek bedelle almış olduğu araçtan beklediği faydayı hiç sağlayamaması için de manevi olarak yıprandığı tartışmasız bir gerçek olduğunu, bu nedenle ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğunu, dava konusu aracın gizli ayıplı olarak satıldığı için talepleri doğrultusunda davanın kabulü gerektiğini, Davaya konu aracın onarımı Borusan Oto Servıs Ve Tıcaret A.ş....

                UYAP Entegrasyonu