Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Değişik fıkra: 21.2.2007 t. 5582 s. K. M.22 Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....

MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ayıplı maldan kaynaklanan tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.....2013 günü oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, ayıplı maldan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 08/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesinde "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir." şeklinde ayıplı mal tanımlanmış ve malın ayıplı olması durumunda tüketiciye bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme seçimlik hakları tanınmıştır....

        Davalı ...Ş vekili, dava dilekçesinde müvekkili şirketin taraf olarak gösterilmediği halde sonradan davaya dahil ettirilmesinin usule aykırı olduğunu, aracın ayıplı olmadığını, arızanın onarımla giderilebileceğini, süresinde yapılmış ayıp ihbarının bulunmadığını, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, dava konusu araçtaki arızanın aynı sebeple birden fazla kez tekrarlandığı, aküde meydana gelen arızanın onarıma rağmen giderilemediği, bu durumun alıcının maldan beklediği maddi ve hukuki menfaati önemli surette engellediği ve söz konusu ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu, satım sözleşmesinin tarafı olmayan davalılar ... Kollektif Şirketi ve ......

          Davacı taraf davalıdan 07.12.2009 tarihinden itibaren en yüksek faziyle araç bedelinin iadesini talep etmiş mahkeme davayı kısmen kabul ederek araç bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur....

            Davacı, 2.5.2005 tarihinde davalı taraftan satın aldığı aracın sürekli arıza yapması nedeniyle araçtan beklediği faydayı elde edemediğini, araçta gizli ayıp bulunduğunu, arızanın giderilemediğini ileri sürerek tespit edilecek ayıp oranında bedel indirimi ve 10.000TL tazminatın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının aracı 2.5.2005 tarihinde satın aldığını,2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuş, mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/4.maddesinde; "... ayıplı maldan sorumluluk ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık 2010/12419-2011/2274 zamanaşımına tabidir. Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden, satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmiş ise, zamanaşımı süresinden yararlanılmaz." hükmü getirilmiştir....

              Ürünün gizli ayıplı olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesi halinde bedel iadesi talebini satıcıya karşı ileri sürme hakkı bulunmakta olup ekspertiz hizmeti sunan ümran oto'nun satıcı veya satıcının yerine hareket eden kişilerden olmaması nedeniyle bedel iadesi talebinin ümran otoya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Alınan bilirkişi raporu ile davalı Ümran oto'nun vermiş olduğu hizmetin ayıplı olduğu, verilen hizmete karşılık olarak alınan bedelin 190,00- TL olduğu..." gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. HMK.'nun 297. maddesi hükmün kapsamını düzenlemiştir. Bu hususta HMK.'nun 297/c maddesinde belirtilen tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların çekişmeli vakalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda tartışılması gerekir....

              , tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2....

              Maddesi kapsamında sözlşemeden dönme ve bedel iadesi talebine ilşkindir. Davacı 22/10/2014 tarihinde satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, davaya konu edilen araç ile ilgili bilgi ve belgeler dosyaya kazandırılmış, aracın ayıplı olup olmadığına ilişkin tespiti açısından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır....

              UYAP Entegrasyonu