Akdi ilişkinin kurulduğu ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanun'un 360. maddesinde eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde gerek eserin reddi, gerekse bedel tenzili ile onarım seçimlik haklarının kullanıldığı durumlarda, ayıplı imalâtta yüklenicinin kusuru varsa iş sahibinin ayrıca zarar ve ziyan da isteyebileceği hükmü mevcuttur. Bu hüküm gereğince yüklenicisi eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde BK’nın 360’daki seçimlik hakların dışında uğradığı zarar nedeniyle tazminatla sorumlu tutulabilmesi için eserin ayıplı yapılmasında ayrıca taksiri olduğunun kanıtlanması gerekir. Eldeki davada üretim Türkiye’de davalı yüklenici tarafından yapılmış, montaj Almanya’da davacılar tarafından yaptırılmış olup, yüklenici ayıplı imalâtta taksirinin olduğu kanıtlanmamıştır....
Davacı tarafça yapılan ürünlerin teslimde ayıplı olduğu, davalı tarafın tanık beyanları ve savunmasında açıkça anlaşılmakta olup, davalı tanığı ...'ın beyanında da belirtildiği üzere ayıplı haliyle ürünlerin davalı tarafça kabulünün yapıldığı dosya kapsamından sabittir. Davalı tarafça teslimde açık ayıplı olduğu belirtilen ürünler kabul edilmiş olup, müşterisi tarafından ayıplı ürünlerin geri dönmesi halinde fiyatın davacıya yansıtılacağı hususunda davacıyla anlaşıldığı iddia olunmuştur. Davalı tarafça ayıplı olduğu bildirilen ürünler kabul edilmiş olduğundan, bu hususta tekrar ayıp iddiasında bulunulamaz. Davalı ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin müşteriden dönmesi halinde bunun davacıya yansıtılacağı hususunda davacıyla anlaştığını beyan ettiğine göre bu husustaki ispat yükü de davalı üzerinedir....
Davacı taraf davalıdan 07.12.2009 tarihinden itibaren en yüksek faziyle araç bedelinin iadesini talep etmiş mahkeme davayı kısmen kabul ederek araç bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ayıplı koltuk takımı için ödenen 7.409,00TL fatura bedelinden davacının kullanım bedeli olarak takdir edilen 2.000,00TL nin mahsubu suretiyle bakiye 5.409,00TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan koltuk takımının ayıplı olduğu iddiasına dayalı, ayıplı mal bedelinin iadesine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, ihtilaflı konuları değerlendirir mahiyet arz etmekte olup, davaya konu maldaki ayıpları üretimden kaynaklanan gizli ayıp olarak mütalaa etmiştir. Bu halde, tüketici sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yargılama sırasında iskan ruhsatının davalı yüklenici tarafından alındığı, bina ortak alanlarındaki eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için gerekli olan bedelden davacıların payına düşen meblağın toplam 2.134,00 TL, davacılara ait iki adet bağımsız bölümdeki ayıplı işin giderilmesi için gerekli bedelin 42,00 TL ve böylelikle tahsili gerekli toplam eksik ve ayıplı iş bedelinin 2.176,00 TL olduğu, davacılar sözleşmede kararlaştırılan süreden önce bağımsız bölümleri fiilen kullanmaya başladıklarından kira tazminatı istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, nama ifa istemi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kira tazminatı isteminin reddine, eksik ve ayıplı iş bedeli isteminin kısmın kabulü ile 2.176,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının davacıya sattığı kiremitlerin ayıplı olduğu, beş yıllık süreç içerisinde kiremitlerin bozulmaması gerektiği davalının yeni kiremit vermesinin ayıbı kabul ettiğini gösterdiği, ayıplı üründen dolayı davacı tarafın ayrıca zarara uğradığı, kiremitlerin değiştirilmesinin tüm zararı ortadan kaldırmadığı, eski kiremitlerin yerine yenisinin döşenmesi için gerekli masrafın 12.390,00 TL olduğu ve davalının sattığı ayıplı malın neden olduğu bu zararı gidermesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı tarafından ayıplı mal yerine verilen kiremit ve mahyaların ayıplı olanlarla değiştirilmesi için gerekli olan işçilik ücretinin ayıplı malın neden olduğu zarar olarak tazminini istemiş ise de dosya içerinde işçilik ücretinin davacı yanca ödendiğine, bu suretle davacı nezdinde zararın vuku bulduğuna ilişkin belgeye rastlanılmamıştır...
Mahkemece dava konusu ürünün ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından davacıya satışı yapılan bilgisayarın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak davalıya iadesi ile bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup,4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim yada verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir....
BK.nun 126/son maddesi hükmünce de yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç 5 yıllık zamanaşımına tâbi olacaktır. Buna göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK.nun 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ajandaların ayıplı olup olmadığı ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı konularındadır. Ajandaların tamamında ayıp olduğunun iddia edilmesi ve bunun incelenebilmesi için ajandaların tamamının elde olması ve mahkemenin bilirkişi aracılığı ile inceleme imkanının tanınması gerekir. Somut olayda, sadece 31 adet ajanda incelemeye sunulmuş, bunun 17 adedinin ayıplı olduğu belirlenmiştir. Kalan ajandalar davalı iş sahibi tarafından dağıtıldığı için incelenme imkanı olmamıştır. Mahkemece elde bulunan 31 adet ajandadan 17 adedinin ayıplı olduğu değerlendirilerek, bu oran tüm ajandalara uygulanmak suretiyle 1096 adet ajandanın ayıplı olduğu kabul edilerek sonuca varılmıştır. Davalı tarafça elden çıkarılmış olan ve inceleme imkânı tanınmayan ajandalar yönünden de 17/31 oranı uygulanmak suretiyle 1096 adet ajandanın ayıplı sayılması ve sonucuna göre karar oluşturulması doğru olmamıştır....
Davacı ile davalı arasında 4.11.2006 tarihli koltuk satış sözleşmesi yapıldığı davacının davalıya yargılama aşaması dahil 1.800.00 YTL ödediği, dava konusu koltukların ayıplı olup, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunduğu dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu hususlar mahkemeninde kabulündedir. Satılan ürünün ayıplı olması halinde tüketici 4077 Sayılı Yasanın 4.ncü maddesi gereğince, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketici bu haklardan istediğini kullanabilir. Somut olayda davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmıştır. Ne varki bedel iadesini isteyen tüketici satışa konu ayıplı malı da iade yükümlülüğündedir. Ayıplı malı iade edilmeden bedel iadesi istenemez. Tüketici ayıplı malı iade ettiği anda ödediği bedel için temerrüt faizi isteyebilir....